”Müzakerelerde güvenlikle ilgili konuyu mutlaka çözeceğiz”
Bakan Atalay, entegre sınır yönetimi düzenlemesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu
ANKARA - İçişleri Bakanı Beşir Atalay, entegre sınır yönetimi düzenlemesine ilişkin "AB müzakerelerinde eğer güvenlikle ilgili 24. faslı açacaksak, mutlaka bu konuyu çözeceğiz, bu konuyu halledeceğiz" dedi.
Türkiye, İngiltere ve Macaristan işbirliğinde yürütülecek "Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planı -Aşama 1 Eşleştirme Projesi"nin açılış toplantısı, İçişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı Vali Durmuş Yalçın Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Beşir Atalay, konuşmasında, sınır yönetiminin Türkiye'de çok başlı bir konu olduğunu, pek çok kurumun bu alanın bir ucundan tuttuğun söyledi.
Sınır yönetimine ilişkin "iyi bir koordinasyonumuz yok" diyen Atalay, bu konudaki çalışmalarla bir yandan müzakerelerin gereklerini yerine getirirken, bir yandan da Türkiye'nin geleceğine yönelik adımlar atılmasını sağladıklarını belirtti.
Atalay, sınır güvenliği konusunda görev alan Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, polis ve gümrük teşkilatlarının da aralarında bulunduğu kurumların temsilcilerine hitaben şunları kaydetti:
"Bu, çok önemli bir konudur. Bu gerçekten Avrupa Birliğinden bağımsız olarak da Türkiye için önemli bir konudur. Biz İçişleri Bakanlığı olarak, mülki idare yöneticilerimiz olarak sınır güvenliğiyle, kapılarla, havaalanları, limanlar ve giriş-çıkışlarla ilgili sorunlar yaşıyoruz. Sebebi, koordinasyon eksik ve çok başlı. En temel sebeplerden biri bu. Bunları gidermemiz gerekiyor."
"Yetişmiş uzmanımız çoğalmalı"
Bakan Atalay, projenin, Türkiye'de bu konuda yaşanan sorunların çözümü, Schengen müktesebatı ile uyum, AB müzakerelerinde ilgili faslın gereklerini yerine getirme yükümlülüğünü sağlayacağını anlattı.
Entegre sınır yönetiminin, AB sürecinde katılım ortaklığı belgelerinin tamamında vurgulandığına işaret eden Atalay, "AB müzakerelerinde eğer güvenlikle ilgili 24. faslı açacaksak, mutlaka bu konuyu çözeceğiz, bu konuyu halledeceğiz" dedi.
Türkiye'nin, 2008 yılında hazırlanan Ulusal ve Kalkınma programlarında sınır yönetimi düzenlemesine yönelik ifadelerin yer aldığını anlatan Atalay, Reform İzleme Grubu toplantılarında da bu konunun ele alındığını söyledi.
İçişleri Bakanlığında bu konuda bir birim oluşturduğunu belirten Atalay, birimin sınır yönetimi konusunda gerekli çalışmaları yürüttüğünü söyledi. Atalay, bu birimin strateji, yol haritası ve yasa taslakları ile ilgili çalışmalar yürüttüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sene ilk kez, 2009-2010 ders yılında, Polis Akademimizde entegre sınır yönetimiyle ilgili bir bölüm açtık. Şu anda üniversite seviyesinde entegre sınır yönetimi konusunda uzmanlar yetişiyor. Bu sene, 2010-2011 ders yılında, Ankara ve çevresinde belki Hasanoğlan olacak, bir okul binası arıyoruz. Entegre Sınır Yönetimi Yüksek Okulu yapacağız, Polis Meslek Okulumuzun bir yüksek okulu tamamen bu eğitimi verecek. Sınır yönetimi uzmanları, kolluk yöneticileri yetişecek burada. Bunları yürüttüğümüz proje çalışmaları, strateji ve yasal çalışmaların bir tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Bu konuda yetişmiş uzmanımız, elemanımız çoğalmalı."
"AB ileri geri kabul anlaşması sonuçlanmak üzere"
Beşir Atalay, AB ile imzalanacak Geri Kabul Anlaşmasına ilişkin olarak da "AB ile Geri Kabul Anlaşması çalışmalarımız sonuçlanmak üzere. Ocak ayından itibaren görüşmeleri yoğunlaştırdık. İçişleri Bakanlığı olarak da bunu ciddi şekilde teşvik ediyoruz" dedi.
Yunanistan ile bu konuda anlaşma yapıldığını, ancak diğer AB ülkeleriyle de benzer bir mutabakata varmak istediklerini belirten Atalay, öte yandan bu alandaki gereklerden biri olan biyometrik pasaportların da 1 Haziran itibariyle hizmete sunulduğunu anımsattı.
Bütün bu çalışmalarla seyahati kolaylaştırmayı ve güvenliğini sağlamayı hedeflediklerini dile getiren Atalay, şöyle devam etti:
"Türkiye'de bu zor bir konudur, bunun koordinasyonu da zor bir konudur. Bunun için hepimiz gereksiz yanlış anlamaları bırakarak... Herkes birbiriyle iyi anlaşacak. Başbakanımızın bir kaç gün önce yayınladığı genelge ile bu, kurumlarımıza görev olarak verildi. Bütün zorlukları bir araya getireceğiz ve 'ülkemizi bu çağdaş sisteme nasıl kavuştururuz' bunun kaygısını çekeceğiz, hepimiz bunu paylaşacağız. Kurum milliyetçiliğini bir yana bırakarak hepimiz Türkiye'nin daha iyi bir sınır yönetimi sistemine odaklanacağız, onun için çalışacağız."
Sınır yönetiminde çok başlılık önlenmeden ve koordinasyon sağlanmadan çözüme ulaşılamayacağına dikkati çeken Atalay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzalı sınır yönetimi çalışmalarına yönelik genelgeyi okudu. Genelgede Entegre Sınır Yönetimi Koordinasyon Kurulu kurulmasına yer verildiğini belirten Atalay, Kurulda Entegre Sınır Yönetimi ile ilgili 2010 yılı sonuna kadar Meclis'e göndermek üzere bir yasa tasarısı hazırlanacağını bildirdi.
"Türkiye hem geçiş ülkesi hem de hedef ülke"
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Marc Pierini, eşleştirme metodunu bu tür projelerde sıklıkla kullandıklarını, bu sayede ülkelerin deneyimlerini paylaşabilmelerini sağladıklarını ifade etti. Proje ile AB ülkelerindeki sınır yönetimi modellerinin ele alınacağını, sonuçta da Türkiye'ye uygun bir modelin belirleneceğini anlatan Pierini, bu projenin, teknik ekipmanları da içeren toplam 10 milyon avroluk çalışmanın bir parçası olduğunu söyledi. Türkiye'de sınır ötesi suçların önüne geçilmesi açısından projenin önem taşıdığına işaret eden Pierini, bu çalışmaların AB ülkelerinden vize muafiyeti konusundaki talepleri de etkileyeceğini vurguladı.
Bir önceki programının uzaması nedeniyle toplantıya katılamayan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın yerine konuşan AB Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Bozkır da AB'nin küresel güç olmak için bu bölgede Türkiye'ye ihtiyaç duyacağını söyledi. Entegre sınır yönetiminde gelişmelerin, AB ülkelerinin Türk vatandaşlarına vize muafiyeti getirmesine yönelik çalışmalarına hız kazandıracağını kaydetti. Bozkır, projenin de katkısıyla tek bir otoriteye bağlanmış bir sınır yönetiminin oluşturulmasının hedeflendiğini belirtti.
Toplantıda konuşan İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi David Reddaway Türkiye'nin sahip olduğu coğrafi konumun büyük önem taşıdığını ifade etti. Yasa dışı göç konusunda Türkiye'nin sadece geçiş ülkesi olmadığını, hedef ülke haline de geldiğini vurgulayan Reddaway, bu konudaki deneyimlerini projeyle Türkiye'ye aktaracaklarını söyledi.
Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Istvan Szabo da Türkçe yaptığı konuşmasında, Türkiye'de entegre sınır yönetiminin geliştirilmesinin çaba gerektirdiğini belirterek, proje kapsamında AB ülkelerindeki modellerin ortaya konulacağını anlattı.