MİT TIR'ları soruşturmasında 5 tutuklama kararı

Adana ve Hatay'da Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) ait TIR'ların durdurulması soruşturması kapsamında, Eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı ve Eski Adana İl Jandarma Komutanı ile 3 savcı hakkında, tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıktı. 

MİT'e ait TIR'ların durdurulması olayı kapsamında inceleme yapan HSYK müfettişleri, eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, eski Adana İl Jandarma Komutanı Özkan Çokay, savcılar Özcan Şişman, Aziz Takçı ve Ahmet Karaca hakkında tutuklama talebini, soruşturmayı yürüten Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sundu.

Talebi inceleyen Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Bağrıyanık, Çokay, Şişman, Takçı ve Karaca hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı verdi.

Mahkemenin, şüphelilerin TCK'nın 312. maddesi kapsamında "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlamasıyl, tutuklamaya yönelik yakalama kararı verdiği öğrenildi.

MİT tırlarının durdurulması ve aranmasında görev alan Cumhuriyet savcıları Süleyman Bağrıyanık, Ahmet Karaca, Aziz Takçı, Özcan Şişman ve Yaşar Kavalcıklıoğlu, haklarındaki soruşturma sonuçlanıncaya kadar HSYK 2. Dairesince görevlerinden uzaklaştırılmıştı.

Savcı Şişman gözaltına alındı

MİT TIR'larının durdurulması soruşturması kapsamında haklarında tutuklamaya yönelik yakalama kararı verilen şüphelilerden savcı Özcan Şişman, Adana'nın Seyhan ilçesindeki evinde gözaltına alınarak, sağlık kontrolü için Adana Adli Tıp Birimi'ne getirildi.

Şişman, gazetecilere, kararın hukuksuz olduğunu savunarak, "Ben, birinci sınıf savcıyım. Hakimler ve Savcılar Kanununun 88. maddesine göre, gözaltına alınamam. Böyle bir suçta suçüstü hali yoktur. Türk Ceza Kanununun 312. maddesinden suçlandım. Casusluk yaptığım iddia ediliyor. Hangi devlete, ne casusluk yaptığımı izah etmeleri lazım. Ben, yıllardır casuslukla ilgili soruşturmalar yaptım. Yıllardır terör soruşturmaları yaptım. Neyle suçlandığımı bilmiyorum. Devletin savcısını bu şekilde derdest etmeleri suçtur. Bu suçu işleyenler, cezasını çekeceklerdir. Bu kadar net söylüyorum" dedi.

Şişman, sağlık kontrolünün ardından Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü.

Savcı Karaca ikametinde bulunamadı 

Adana ve Hatay'da Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) ait TIR'ların durdurulması soruşturması kapsamında hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı verilen savcı Ahmet Karaca'nın Gaziantep'teki ikametinde olmadığı anlaşıldı. 

Alınan bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı vermesinin ardından Karaca'nın, Beylerbeyi TOKİ konutlarındaki ikametine geldi.

Görüntü alınmasını istemeyen polis ekipleri, çevrede güvenlik önlemi aldı. Savcının kaldığı eve giden ekipler, bir süre sonra siteden ayrıldı. 

Bağrıyanık gözaltına alındı

Eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, Antalya'da gözaltına alındı. 

Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Adnan Tabar, Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı verdiği Bağrıyanık'ın, evine gelerek söz konusu kararı iletti.

Bağrıyanık, sabah saatlerinde teslim olacağını belirterek, polislerle gitmek istemedi. Bağrıyanık, Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Tabar ile görüşmelerinin ardından evinde bulunan yakınlarıyla vedalaştı ve polislerle Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sağlık kontrolüne gitti. Bağrıyanık, sağlık kontrolünün ardından Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü.

Savcı Takçı Zonguldak Adliyesi'nde

Soruşturması kapsamında, hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı verilen Savcı Aziz Takçı, Zonguldak Adliyesine geldi.

Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi, soruşturma kapsamında eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, eski Adana İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Özkan Çokay, savcılar Aziz Takçı ve Ahmet Karaca hakkında da tutuklamaya yönelik yakalama kararı vermişti.

Şüpheliler, "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası" öngören TCK'nın 312. maddesi kapsamında, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" ile suçlanıyor.