MHP'ye yanıt: AKP ne zaman sıkışsa...
Devlet Bahçeli'nin CHP'nin Kobani için tezkere teklifine sert çıkmasına Kılıçdaroğlu'ndan yanıt geldi. Kılıçdaroğlu, "Sayın Devlet Bahçeli bizim önerimize karşı çıkmış. Acaba kendisinin onay verdiği tezkereye bilerek mi onay verdi" dedi
ANKARA - Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Konuşmasında Devlet Bahçeli'nin CHP'nin tezkere önerisine eleştirmesine cevap veren Kılıçaroğlu, "AKP ne zaman sıkışsa koltuk değneği her zaman hazırdır. Biliyorsunuz ben de biliyorum" dedi ve şu şekilde devam etti:
"Sayın Devlet Bahçeli bizim önerimize karşı çıkmış. Acaba kendisinin onay verdiği tezkereye bilerek mi onay verdi. Neden biliyor musunuz. Bu ülkeye yabancı asker postalının gelmesine CHP olarak karşıyız. Biz hiçbir zaman buna evet demedik ama Bahçeli sen evet dedin. Farkın da mısın. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü hep savunduk. Tampon bölgeye hayır dedik. Uçuşa yasak bilgeye karşı çıktık. Sen bunlara evet dedin…
AKP ne zaman sıkışsa koltuk değneği her zaman hazırdır. Biliyorsunuz ben de biliyorum. Şimdi diyecekler ki biz ona PKK için evet dedik. Geçin onları. PKK için yabancı askere ihtiyaç mı var. Bizim milliyetçiliğimizden ulusalcılığımızdan şüphemiz yok."
İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:
Bizim kültürümüzde bizim tarihimizde kuruluşlumuzda iki temel öğe vardır. Parlamenter sistem ve bağımsız yargı. Bugün geldiğimiz noktada parlamenter sistem ile sorunu olan bir iktidar var. Parlamenter sistemi kaldıracağım diyor. Eğer yargı bir ülkede bağımsız ve tarafsızsa orada demokrasi var demektir. Yargının siyasi otoritenin arka bahçesine dönüşmesi en büyük darbeyi demokrasiye vurur. Yeni seçilen HSDYK üyelerine sesleniyorum: Yargıya güven duyulmasını sağlayacak olan sizlersiniz. Ben Ergenekon davası yargıçlarına “çocuklarınıza ileride benim babam yargıçtı diyecek bir mirası bile bırakmadınız” demiştim.
Parlamenter sisteme sahip çıkmak milli egemenliğe sahip çıkmak demektir. Bir ülkenin yönetim tarzını tarihi birikimi kültürü belirler. 200 yıllık parlamenter sistemi deneyimimiz var. 200 yılı bir anda silip atacağız yerine beyefendinin belirlediği yönetim şeklini getireceğiz öyle mi. Havuz medyasına seslenmiyorum onlar zaten havuzda kendi alemlerini yaşıyorlar. Bankadan paralar geliyor evler yalılar gidiyor.
TBMM’de denetim yetkisini kullana tek parti var. O da CHP’dir. Neden sadece CHP bunu yapıyor. İktidarın ezici bir gücü var. CHP’nin muhalefeti karşısında arada bir kaba güç gösterisi yapmaya kalkıyor. Bu bizim gücümüzü gösterir. Biz kaba güce karşı da direndik. Bütün kamu görevlilerine sesleniyorum hükümete yakın memur sendikalarına sesleniyorum bakın AKP’ye gözü kapalı oy verdiniz sizin hakkınızı biz savunduk. Eğer kim seni görevden alırsa bağımsız yargı seni haklı görüyorsa oturup kalkıp CHP’ye teşekkür edeceksin.
'Özgürlüğün teminatı benim' diyor Ahmet Bey"
Özeleştirmelerin hukuka uygun şekilde yapılması gerekiyor. Bir yasa getirdiler ve özelleştirmelerle ilgili mahkemenin verdiği kararların uygulanmaması yönünde. Hani bu milletin anasına küfür eden birisi vardı ya onu korumak için getirdiler bunu. “Özgürlüğün teminatı benim” diyor Ahmet Bey. Yeni Ahmet Bey. Peki vatandaşın hangi internet sitesine girdiğini neden merak ediyorsun. İnsanların hangi internet sitesine girdiği takip ederek vatandaşları fişleyecek. Sevgili yurttaşlarım senin özgürlük güvencen CHP’dir. Bunu için de Anayasa Mahkemesi’ne gittik ve AYM bizi haklı buldu ve iptal etti.
Ortadoğu’da yaşananları biliyoruz. Kan gövdeyi götürüyor. Hepimizin yüreği ağzında. 2002’de iktidarı devraldıklarında bunların hiçbiri yok. şimdi kan gölüne dönen Ortadoğu’yu Türkiye’ye ithal etmeye çalışan bir iktidar var. Kobani’de insanlar öldürülüyor. Siviller masum insanlar sürülüyor. Biz oturduk konuştuk çözüm üretelim dedik. Kobani ile ilgili özel bir görüş aldık ve paylaştık. Pek çok kanaldan olumlu ve olumsuz tepkiler geldi. Olumsuz tepkiler için şunu söylemek isterim. Kobani neden öneli. Bizim teklifimizin amacı nedir. Diyorlar ki Kobani’de siviller kalmadı biz oraya neden gidelim. Dünyadan haberi olmayanların görüşüdür o.
"Eğer IŞİD Kobani’yi alırsa..."
BM Suriye temsilcisi şöyle dedi 4 gün önce: IŞİD’in eline geçerse Kobani Srebrenica katliamına benzer bir katliam yaşanabilir. Kadınların ve çocukların gözümüzün önünde öldürülmesine sessiz kalırsak Türkiye büyük itibar kaybına uğrar. İnsan hakları ihlallerine sesimizi çıkarmak zorundayız. Eğer IŞİD Kobani’yi alırsa 400 KM’lik sınırda Türkiye bir terör örgütüyle komşu olacaktır. PKK’nın Kuzey Irak’ta neler yaptığını biliyoruz. Şimdi 400 kilometre karelik yeni bir hat açılacak. Bunu başta engelleyemezsiniz sonra da engelleyemezsiniz.
Eğer tedbir almazsak orada ileride yaşanacaklar Türkiye’ye de sıçrayacaktır. IŞİD’in orada at koşturması doğru bir şey mi? Biz öneride bulunduk okur ya da olmaz. Ama önerimizin çok haklı olduğu ortaya çıktı ki Bremen mızıkacıları gibi yukarıdan aşağıya çıktılar ve teklifimizin ne kadar yanlış olduğunu anlatmaya başladılar. Terör ister IŞİD’den ister PKK’dan gelsin teröre karşı direnmemiz gerekiyor. Bizim önerimizde yabancı asker, işgal, tampon bölge, uçuşa yasak bölge yok. biz insani amaçlarla gidelim diyoruz.
"Bahçeli sen tampon bölgeye evet dedin"
Sayın Devlet Bahçeli bizim önerimize karşı çıkmış. Acaba kendisinin onay verdiği tezkereye bilerek mi onay verdi. Neden biliyor musunuz. Bu ülkeye yabancı asker postalının gelmesine CHP olarak karşıyız. Biz hiçbir zaman buna evet demedik ama Bahçeli sen evet dedin. Farkın da mısın. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü hep savunduk. Tampon bölgeye hayır dedik. Uçuşa yasak bilgeye karşı çıktık. Sen bunlara evet dedin…
"AKP ne zaman sıkışsa koltuk değneği hazır"
AKP ne zaman sıkışsa koltuk değneği her zaman hazırdır. Biliyorsunuz ben de biliyorum. Şimdi diyecekler ki biz ona PKK için evet dedik. Geçin onları. PKK için yabancı askere ihtiyaç mı var. Bizim milliyetçiliğimizden ulusalcılığımızdan şüphemiz yok. Teklifimize ilk tepki Ahmet Bey’den geldi. “Aklını kendisine saklasın sussun” dedi. Bir kişi böyle konuşuyorsa ergenlik çağındaki bir çocuk düşüncesiyle konuşuyor demektir. Yetişkin akıllı bir insanın dili böyle olmaz. Bizim kültürümüzde akıl akıldan üstündür diye bir söz var. Kim çevreyi dünyayı iyi sorguluyor bunu anlatmaya çalışır bu söz. “Koyun kurt ile gezerdi fikirler farklı farklı olmasa” der koca Veysel.
Bunu söyleyen bir kişinin kafasında demokrasinin D’si bile yoktur. Çünkü ben konuşunca rahatsız oluyor. Doğrulardan rahatsız oluyor. Benim konuşma gerekçem zaten senin rahatsız olman için, doğruları bulman için. Sevgili Peygamberimizin çok güzel bir sözü var bu konuda: İnsanı pişman eden kendi görüşlerindeki ısrarıdır. Akıllıya danışıp onu dinlemeyen pişman olur. Ben düşüncelerimi söylüyorum. Oturup bakarsın. Bunları yapmayın Türkiye zarar görür dedik ama yaptılar ve Reyhanlı’da Cilvegözü’nde vatandaşlarımız öldü.
"IŞİD’e açıkça bu hükümetin desteği var"
IŞİD’e destek vermeyin dedik Ahmet Bey çıkıp 'bu söylemek vatan hainliğidir' dedi. IŞİD’e destek verdiklerini bütün dünya biliyor. Belge mi istiyorsun sen işte silahları götüren şoförlerin ve savcıların ifadeleri.
Şimdi ben ona soruyorum kim vatanına ihanet ediyor sevgili Ahmet Bey. Efendim biz insani yardım malzemesi gönderdik diyorlar. Erdoğan Somali’ye gitti ve insani yardım malzemesi götürdü. Oraya bir sürü insan sanatçı götürdü. Maden insani yardım malzemesi götürüyorsan bu TIRlara neden yasak geliyor. Yayınlanması yasak. Hani insani yardımdı. IŞİD’in elindeki silahlar Recep Tayyip Erdoğan’ın Davutoğlu marifetiyle gönderdiği silahlardır. Herkes biliyor ama dertleri şu: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bunu öğrenmesin. IŞİD petrol satıyor günde 2 milyon dolarlık. Kime satıyor bunu. Ankara'da İstanbul’da Gaziantep’te IŞİD’e eleman devşiren ofisleri var. Konya Müftüsü şöyle diyor Ali Akpınar 4 gün önce: Konya’dan 100 kişi gidip IŞİD’e katıldı. Bombalama oldu bunlardan 10-15’i öldü. Bu militanlar giderken sen bir yerlerden armut mu topluyordun.
IŞİD’in hücreleri de var. Toplanıyorlar cenaze namazı kılıyorlar üniversitede öğrencilere saldırıyorlar. Yurtdışından gelip IŞİD’e katılanlar var. Bunların kendileri anlatıyorlar zaten. Biden’ın açıklamaları var en son. Özel bir görüşme olduğu için özür diledi. Yalan olduğu için dilemedi. IŞİD’e açıkça bu hükümetin desteği var.
Bize Esad’ı destekliyorsunuz diyorlar bunların hepsi hikaye biz sadece Ortadoğu’da kan akmasın kadınlar çocuklar mağdur olmasın istiyoruz. Biz sadece ülkemizde değil komşularımızda da barış işitiyoruz. Bir iç savaşı körüklemiyoruz. Biz bunu yapmak zorundayız Türkiye’ye yakışan da budur. Benim aklıma ihtiyaç duysaydılar Türkiye bugün ortadoğu bataklığında olmazdı. Benim aklıma ihtiyaç duysaydın Türkiye terör örgütlerine destek veren bir ülke konumunda olmazdı, bugün Türkiye’nin rolü çok daha farklıydı. Tam tersine kargaşa yaratan yalnız bir ülke konumuna geldik.
Benim aklıma ihtiyaç duyup duymaman önemli değil. O senin aklının kapasitesiyle ilgili bir durum. Benim aklımı dinleseydin başka ülkenin iç işlerine karışmazdın. Benim aklımı dinleseydin Türkiye’de bu kadar insan ölmezdi. Daha 1hafta önce 33 vatandaşımız öldü. Davutoğlu başbakan benim muhatabınız benim diyor. Önce sen onu üzerindeki ağabeyine söyle. O diyor onu ben başbakan seçtim.
"Cumhurbaşkanlığı koltuğu da Başbakanlık koltuğu da boştur"
Biz cumhurbaşkanlığı yemin törenine katılmadık. Ne kadar doğru bir şey yaptığımız ortaya çıkıyor. Çünkü hayatı boyunca yalan söyleyen birisinin orada yalan söylemesine şahit olmak istemedik. Namus ve şeref kavramı çok önemlidir tarafsız olacağıma dair namusun ve şerefim üzerine diyor. Şimdi ben sormaz mıyım hani namustan hangi şereften bahsediyorsun. Bu tepkiyi Davutoğlu’nun göstermesi gerekiyordu. Ben ortadoğu bataklığı dediğimde kızmıştı. Sonra Allah’ın hikmeti Erdoğan da ortadoğu bataklığı deyince herhalde bana gösterdiği tepkiyi ona da gösterecek dedim. Gösterdi mi gösteremedi. Gösteremez. Gerçek anlamda şu anda Cumhurbaşkanlığı koltuğu da Başbakanlık koltuğu da boştur.