Merkez'in alanı daraldı, piyasa tedirgin
Merkez Bankası'nın son kararlarının istenen başarıyı sağlayamadığı düşünülürken, piyasada tartışmalar artmaya başladı. Piyasada TCMB'nin tüm kozlarını kullandığı ve hem enflasyon hem de kur riskinin elini kolunu bağladığı konuşuluyor.
BORSA/FİNANS SERVİSİ
Piyasalarda gelinen noktalar ve Fitch'in kararı sonrasında TCMB tartışılmaya başladı. TL'nin değer kaybının sürmesi ve gelişmekte olan ülke para birimleri içinde değer kaybında ilk sıralarda yer alması piyasada Merkez Bankası'nın son müdahaleleri ve karararının tartışılmaya başlamasına neden oluyor. Piyasada gelinen durumda Merkez Bankası'nın yapacağı fazla birşeyin kalmadığı konuşuluyor. Sepet bazında 2.10 seviyelerine gelindiğinde Merkez Bankası'nın rahatsızlığının ortaya çıktığı ve 2.20 seviyelerinde müdahale ettiği gözlenirken, önceki gün Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın kimsenin Türkiye'de kur konusunda ne bir bant ne de bir hedef beklememesi gerektiğini söylemesi Merkez Bankası'nın mı yok sa Hükümet'in mi dikkate alınması gerekeceği yönlü belirsizlik yaratıyor. Hedefin enflasyonla mücadele olduğunu belirtilirken, Merkez Bankası'nın daha gerçekçi hareket ettiği ve MB'nin önümüzdeki süreçte TL'nin değer kaybının daha ciddi boyutlara ulaşmaması konusunda çabasının olacağı savunuluyor. Faizlerin yükselmesinin ekonomide durgunluğa, faizlerin serbest bırakılması durumunda da kurun yükselmesi gibi bir risk olması nedeniyle bundan sonra Merkez Bankası'nın kullanacağı bir alan kalmadığı fakat TL'nin daha fazla değer kaybına müsade etmeyeceği de ifade ediliyor.
TCMB'nin beklemesi gerekiyor
Atılım Murat TOBB ETÜ Öğretim Üyesi: "Karşılaştıkları sorunlar çok farklı olsa da, dünyanın en fazla eleştirilen merkez bankaları Avrupa Merkez Bankası(AMB) ve TCMB olabilir. Ancak aralarında bir fark var. AMB önlem almakta gecikirken, TCMB erken davranıyor. Cari açıktaki yükselişin önüne geçmek için önlemler alındı. Bu politika çerçevesinde, TCMB önce TL'nin değer kaybetmesine izin verdi. Enflasyondaki yükselişi görünce, esnek faiz politikası uygulayarak TL'yi desteklemeye başladı. Bu şekilde TL borçlanma maliyetleri günlük olarak belirleniyor. TL değer kaybettiğinde, borçlanma maliyeti, belirlenen faiz koridorunun üst sınırı olan yüzde 12.5'e doğru hareket ediyor. Bu politika açıklanalı henüz bir ay oldu. En önemli ticari ortağımız olan Euro Bölgesi'nde yangın var. Büyük bir likidite krizi yaşanıyor. Euro sisteminin varlığını sürdürüp sürdüremeyeceği belli değilken, olası bir dağılmanın küresel ekonomi üzerindeki etkisinin boyutu kestirilemezken, biz enflasyonun niçin iki puan arttığını tartışıyoruz. TCMB politika faizini 200 baz puan arttırsa, piyasadaki fiyatlamalar çok mu farklı olur? 2012'nin ilk çeyreğinde, hem enflasyonda hem de cari açıkta belirgin düşüşler görülebilir. Ekonomik büyüme 2012'de önemli ölçüde yavaşlayabilir. Bugün faiz artırımı isteyenler, o zaman 'Faiz düşmeli' diyecekler. TCMB, uyguladığı politikanın etkilerini görmek için beklemeli."
Piyasaya bıraktığı TL'yi azaltabilir
UniCredit Başekonomisti Güldem Atabay: "Merkez Bankası en son PPK toplantısında bir faiz oranı değişikliğine gitmeyerek elindeki önemli üç araçla büyüme, enflasyon, cari açık ve TL’nin değeri ile çesitli amaçlara yönelik hareketlerine devam edeceğini net olarak açıkladı. Yüksek cari açık, yuksek dış fon ihtiyacı karşısında Avrupa krizi kaynaklı azalan sermaye akışı karşısında Merkez önümüzdeki günlerde "faiz koridoru"nun daha aktif kullanacak.
Önümüzdeki dönemde son 12 aylık mücadelesine rağmen hala yüksek seyreden cari açık ve yükselen enflasyon ile bir de dış kaynak sıkıntısı ortamında TL üzerindeki baskıları hafifletmek üzere piyasada bıraktığı TL miktarını azaltması, aynı zamanda da fonlama maliyetini yukseltmesi beklenmeli. Avrupa’da oyun sürdürüldüğü ölcekte Merkez de politika faizi, faiz koridoru, ve karşılık oranlarını kombinasyonlarını sürdürerek çoklu hedeflerine ulaşmayı deneyecektir. Avrupa’da beklenmedik bir şekilde euronun dağılması gündeme gelirse Merkez Bankası da sermaye kaçışını ve olumsuz makro ekonomik etkilerini gidermek için politikasinda radikal bir değişiklik yapabilir."
Sıkılaştırma devam edecek
ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren: "Merkez Bankası’nın 4 Ağustos’ta başlattığı piyasalarda istikrarı gözeten para politikasının genel olarak devam ettiğini söyleyebiliriz. Nitekim 20 Ekim ve sonrasındaki uygulamalarla zaten esnek yani günlük olarak yönetilen ancak ciddi bir sıkılaştırma yaşıyoruz (gecelik faiz artık iki haneli düzeylere oturdu). Bundan sonra da bu sıkılaştırmanın en azından ekonomide soğuma sinyalleri ciddi anlamda güçleninceye kadar devam edeceğini tahmin ediyoruz. Nitekim enflasyonda güçlü bir artış dönemindeyiz ve olumlu sürpriz olasılığı bugün itibarıyla sınırlı görünüyor bu da sıkı politikaların devamını gerektiriyor."