Makineciler 'alım garantili' teşvik istiyor

Türkiye'nin metropolerinin artan tramvay ve hafif metro aracı talebi makine sektörünü harekete geçirdi. Sektör temsilcileri bu alanda yerli üretim payının artırılması için alım garantisi içeren teşvik sisteminin getirilmesini istiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Esra ÖZARFAT

BURSA - Başta İstanbul olmak üzere Türkiye'de kentlerin tramvay ve hafif metro aracı talebinin  15 yıl içerisinde 5 bin 250 adete ulaşacağını öngören makine sektörü temsilcileri, bu alanda yerli üretim payının artırılmasını istiyor. Türk firmalarının tramvay ve hafif metro aracı üretiminde önünün açılması durumunda 15 yıl içinde 20 milyar dolarlık ithalatın da önüne geçileceğini vurgulayan sektör temsilcileri, mutlaka alım garantili teşvik sistemine geçilmesini istiyor.

Müstakil Sanayici ve İşadamları (MÜSİAD) Makine Sektör Kurulu Türkiye İstişare Toplantısı Bursa’da yapıldı. Türk üretimi Raylı Sistem çalışmaları kapsamında düzenlenen “Kent İçi Raylı Sistemler’de Made İn Turkey” konulu toplantıya sanayici ve işadamlarının yanı sıra bürokratlar, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Bakan Danışmanı Sami Kabaş, MÜSİAD Makine Sektör Kurulu Başkanı Mustafa Kılıç da katıldı. Uludağ İhracatçı Birlikte (UİB) Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda başta Bursa olmak üzere makine sektöründe öncü olan kentlerin raylı sistemlerdei Türk malı vagonları üretebilecek kapasiteye sahip olduğu vurgusu yapıldı.

Bu alanda kamunun özel sektöre rakip olmaması gerektiğini ifade eden sektör temsilcileri,  ihalelerde yerli üretime destek verecek kurallar getirilmesini istedi.  Makinecilerin bir başka talebi de  raylı sistemler için teknokentler ve OSB’lerin kurulması.

Kılıç: metro ve tramvay fabrikası kurulması için iş potansiyeli var

MÜSİAD Makine Sektör Kurulu Başkanı Mustafa Kılıç: Türkiye 2010 yılında makine ve aksamları sektöründe yaklaşık 10 milyar dolar ihracat yaptı. 2023 yılındaki hedefi ise 100 milyar dolar. 2023 hedefleri doğrultusunda makine ihracatında 10 katı, takım tezgahlarında ise 20 katı büyüme sağlamayı hedefliyoruz.

15 yıl içerisinde, yaklaşık 18 - 20 milyar dolarlık ithalatın önüne geçecek olan, yerli tramvay ve hafif metro aracı yatırımına yönelecek Türk firmalarının önlerini açmak için mutlaka alım garantisi içeren teşvik sisteminin getirilmesi gerekiyor. Türkiye’de son yıllarda demiryollarına ve kent içi raylı ulaşım sistemleri

alanında büyük yatırımlara imza atıldı. Uzun yıllardan sonra ilk defa hükümetin demiryollarına ayırdığı yatırım bütçesi, karayolları bütçesini geçti. Sektör temsilcileri olarak bu gelişmeden memnuniyet duyuyoruz. Hali hazırda İstanbul’da halen 380 civarında metro, LRT (hafif metro) ve tramvay aracı kullanılıyor.  15 yıl içerisinde İstanbul ulaşımı için 3 bin 200 adet daha yeni metro ve tramvay aracına ihtiyaç olacak. Diğer şehirlerimizin talepleri ile beraber bu sayının 15 yıl içerisinde yaklaşık 5 bin 250 adete ulaşacağını tahmin ediyoruz. Raylı ulaşım sistemleri ihmal edilmiş olan şehirlerde tramvay ve hafif metro aracı talebinde artış yaşandı. 15 yıl içerisinde Türkiye’nin önünde yaklaşık 18-20 milyar dolarlık metro ve tramvay araçları talebi görülüyor. Türkiye’de bir çok yeni metro ve tramvay fabrikası kurulmasını gerektirecek iş potansiyel var. Bu sektörün uluslararası pazarda rekabet edebilmesi ve ekonomik olarak yüksek katma değer yaratabilmesi için öncelikle yerli tramvay ve hafif metro aracı yatırımı yapacak Türk firmaların önlerini açamak gerekiyor. Mutlaka alım garantisi içeren teşvik sistemi getirilmeli. Alım garantisinin yanı sıra; kamu özel sektöre rakip olmamalı, ihalelerde yerli üretime destek verecek kurallar getirilmeli ve raylı sistemler için teknokentler ve OSB’lerin kurulması sağlanmalı.

 

Kabaş: Demiryoluna 2035’e kadar 45 milyar $ yatırım planlanıyor

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Bakan Danışmanı Sami Kabaş:  Bakanlığın 2010- 2035 vizyonlarına baktığımızda, demiryolları taşımacılığını desteklemek üzere yaklaşık 45 milyar doları bulan yatırımları söz konusu. Ülkemizi doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine demiryolu ağlar ile öreceğiz. Demiryolu lojistik anlamda da üretici ve sanayici için düşük maliyetler getiriyor. Ulaşımdaki çeşitlilik sanayicimizin avantajı. Bunu üreticiler maliyetlerine yansıtarak dünya piyasasındaki rekabette güçlü hale gelecekler. Bu nedenle demiryollarımız gelişirken depo, antrepo ve lojistik merkezlerimizin demiryolları üzerinde yoğunlaşması ve şekillenmesi gerekiyor. Bu nedenle bakanlığımız ve TCDD 22 merkezde demiryolları etrafında lojistik merkezler kurmaya hız verdi. Bu durumun demiryolu taşıımacılığında artışlara neden olduğunu hemen görebiliyoruz.

 

Altepe: Yerli üretim ithal vagon fiyatlarını 5’te bire geriletecek

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe: Belediye bütçesinin yüzde 70’ini ulaşıma ayırdık. Kişi başına düşen en çok metro hattı Bursa’da bulunuyor. Ulaşım içerisinde de en önemli kalemi ise her biri yaklaşık 8 milyon TL’ye mal olan vagonların oluşturuyor. Bu alandaki ithalatın önünü kesmek için belediye olarak Durmazlar Makine ile birlikte Bursa’da üretimi sürdürüyoruz. Yerli tramvay projesine büyük önem verdik.  8 milyon TL’ye ithal edilen vagonlar yerli üretim sayesinde 5’te bir oranında gerileyecek.

Aydın: Otomotivin Rolls Royce’sunu tramvayda üretiyoruz

Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Taha Aydın: Türkiye demiryolu pazarında 15 yıllık projeksiyon dahilinde 12 bin kilometrelik demiryolu ağı, 5 bin 150 adet tramvay, hafif raylı sistem ve metro sistemleri ihtiyacı olmak üzere toplam 34 milyar euroluk bir hacim olacak. Avrupa’da bu hacim 125 milyar euro, Çin’de 250 milyar dolar, Rusya’da ise 500 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip. Bursa’da başlattığımız yerli tramvay üretimi yurtiçi ihtiyacı karşılamanın yanı sıra çevre ülkelerdeki talebe de cevap verecek. Durmazlar Makine işbirliğiyle üretimini tamamladığımız İpekböceği ve oturan olarak 250 kişi kapasiteli olan tramvay, tam dolu iken yüzde 8.2’lik eğimle tırmanma kapasitesi sayesinde, Büyükşehir Belediyesi tarafından projelendirilen tüm şehir içi hatlarda çalışabilecek. Lazer kontrol sistemi sayesinde raylar üzerinden bir obje olup olmadığı ve raylarda bozukluk olup olmadığı belirlenecek, sürücü müdahale etmese bile otomatik olarak tramvay duracak.  Kent içi trafik sorunun önüne geçmeyi planlayan Heykel-Garaj raylı sistem hattında kullanılacak olan tramvaylar diğer büyükşehir belediyeleri için de üretilecek. Uluslararası testlerin ardından üretim sertifikası alınacak olan tramvay seri olarak üretilecek. Heykel-Garaj hattında kullanılacak olan 14 araç 2012’de raylarda olacak. Bu proje ile bir anlamda otomotivin Rolls Royse’unu tramvayda üretiyoruz.

Gök: Türkiye’nin kendi markasını yaratma zamanı geldi

Raylı Ulaşım Sistemleri Derneği (RayDer) Genel Sekreteri Ahmet Gök: Türkiye’de demiryolların bugüne kadar üvey evlat muamelesi gördü.  2000 yılında demiryollarının kapatılmasıyla ilgili mecliste görüşmeler yapılıyordu. Son yıllarda Türkiye’de de demiryollarının öneminin anlaşılması sevindirici.Avrupa Birliği 2011 Taşımcılık Beyaz Kitabı’nda 2010-2030 yılları arasında Trans - Avrupa taşımacılık ağlarının geliştirilmesi için 1 trilyon dolar yatırım yapılmasını öngörüyor. Türkiye’de toplam 925 adet metro, hafif raylı sistem ve tramvay aracı var.  Bu rakam Paris’te 3 bin 450, Londra’da 4 bin 910, Berlin’de ise  bin 980 adet. Türkiye’nin heyecan duyarak kendi markalarını ortaya çıkarmasının zamanı geldi.

Yıldız: RTE T4 testleri 2013 yılında tamamlanacak

İstanbul Ulaşım AŞ  Genel Müdürü Ömer Yıldız: Yurtdışına teknolojik bağımlılığı azaltmak için üretim yapıyoruz. Demiryolu yerli yan sanayinin oluşturulması için de önemli bir etken oldu. İstanbul’da kısa vadede 59, orta vadede 122, uzun vadede ise yaklaşık 280 kilometre raylı sistem yatırımı yapacağız. 2018 yılı sonrasında toplamda 650 kilometrelik sistem hattına ulaşacağız. Kısa vadede tamamlanacak hatlar için 316 metro, 34 hafif raylı sistem aracına ihtiyaç olacak. Orta vadede ise 14 tramvay, 150 hafif raylı sistem, 789 adet ise metro aracına ihtiyaç var.  Uzun vadede yapılacak hatlarda da ilave 943 adet metro, 46 monoray, 148 adet de banliyö aracı gerekiyor. İstanbul halkının ihtiyaçlarına yönelik tasarladığımız yeni nesil RTE T4 Tramvay Projesi Ankara, Adapazarı, İstanbul ve Bursa dörtgeninde üretildi. . Ön tasarımları tamamlanan ve prototipi 2012’de tamamlanacak olan RTE T4’ün 2013 yılında testlerinin tamamlanacak. 2013 sonuna kadar da 16 adet imal edilecek olan RTE T4’ün hatlarda olacak.

Firmalar yerlileştirmeye önem veriyor

Yıldız: Adapazarı fabrikasında kendi tasarımlarımızı üreteceğiz

Haco Şirketler Grubu Genel Koordinatörü Cavit Yıldız: Koreli Hyundai Rotem ve Hyundai Corporation ile Türkiye’den TCDD, ASAS ve Haco şirketlerinin çabalarıyla 2006’da Adapazarı’nda kurulan Hyundai Eurotem, Türkiye’de demiryolu taşımacılığında öncü rol oynama vizyonu ışığında çalışmalarını sürdürüyor. Yeni yatırım programı kapsamında toplam alanımızı 37 bin metrekareye yükselteceğiz. Böylece tesiste hızlı tren imalatı ve test atölyelerine ayrılmış özel bir alana sahip olacağız.

Temmuz 2010’da Marmaray araçlarının üretimine başladık. Aralık 2010’da da ilk set tamamlandı. Marmaray için yapılan 440 aracın 340 adedi Adapazarı’ndaki fabrikada üretiliyor. Yerlileştirmeye önem veriyoruz. Önümüzdeki dönemde yeni tasarım ve Ar-Ge aşamasına da geçeceğiz. TCDD için 80 adet elektrikli lokomotif projemiz sürüyor. TCDD’nin Ankara-İzmir-İstanbul arasında kullandığı 96 adet aracının 75 tanesi Adapazarı’ndaki fabrikadan teslim edildi. Bu fabrikada inşallah hızlı tren de yapılacak. Bakarsınız işbirliği de yaparız. Çünkü demiryolu geniş anlamda işbirliği yapılmasını gerektiren bir sektör. 2012 yılında gövde üretimini de fabrikamıza almayı planlıyoruz. Akabinde tamamen  Adapazarı fabrikasında kendi tasarımlarımızı üreteceğiz. İhracatta da önemli bir oyuncu olmayı hedefliyoruz. Sadece Türkiye değil, çevre ülkelerde de başarı sağlayacağımızı düşünüyorum.

Durmaz: Makine sektörü görmezden gelinmemeli

Durmazlar Makine Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz :Yerli tramvay üretmeyi başaran Türkiye, güçlü makine sektörü sayesinde hızlı tren üretimine de geçebilir. Dünya ticaret hacminden yüzde 12 pay alan makine sektörünün görmezden gelinmemesi gerekiyor. Makine sektörünün 2023 hedefi olan 100 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmasının yolu çok çalışmaktan geçiyor. Türkiye’nin bu alanda artık katma değerli üretime yönelmesi gerekli.

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir