Mahkumların siyasi haklarına ilişkin karar

Anayasa Mahkemesi hapis cezası mahkumiyeti bulunanları, seçme, seçilme ehliyeti ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakan TCK hükümlerini iptal etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kasten işlediği suçtan dolayı hapis cezası mahkumiyeti bulunanları, seçme, seçilme ehliyeti ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakan Türk Ceza Kanunu (TCK) hükümleri iptal edildi.

Çankırı 1. Asliye Ceza Mahkemesi, baktığı bir davayla ilgili Anayasa Mahkemesine başvurarak, TCK'nın "belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma"yı düzenleyen 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptalini istedi.

Başvuruyu esastan inceleyen Yüksek Mahkeme, söz konusu kanun maddesindeki bazı düzenlemeleri iptal etti.

Buna göre, kasten işlediği suçtan dolayı hapis cezası mahkumiyeti bulunanları, seçilme ehliyetinden yoksun bırakan hüküm Anayasa'ya aykırı bulundu.

Kararın Resmi Gazete'de yayımlanan gerekçesinde, Anayasa'nın 76. maddesinde "bir yıl veya daha fazla hapis cezasına hüküm giymiş" olanların milletvekili seçilemeyeceğinin düzenlendiği belirtildi. İptali istenen kanun hükmünde ise kişilerin seçilme ehliyetinden yoksun bırakılması için mahkum olunan suçun kasten işlenmiş ve hapis cezasını gerektiren bir suç olmasının yeterli görüldüğü kaydedildi.

TCK'nın 49. maddesinde süreli hapis cezasının, kanunda aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az, 20 yıldan fazla olamayacağı hükmüne yer verildiği aktarılan gerekçede, "Bu nedenle, kişilerin kasten işlemiş oldukları suçtan dolayı 1 yıldan az hapis cezasına mahkum olmaları halinde dahi seçilme haklarından yoksun bırakılmalarını öngören itiraz konusu kural, seçilme ehliyeti yönünden Anayasa'nın 76. maddesine aykırıdır, iptali gerekir" denildi.

Seçme ve seçilme haklarının yoksun bırakılması iptal edildi

Ayrıca, kişilerin kasten işlenen bir suç nedeniyle mahkum olunan "hapis cezası" dolayısıyla seçme ve seçilme ehliyetinden yoksun bırakılmalarını düzenleyen hükümdeki "hapis cezası" ibaresi de "seçme ehliyeti" yönünden iptal edildi.

Kararın gerekçesinde, demokratik bir toplumda, temel hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamanın, bu sınırlamayla güdülen amacın gerektirdiğinden fazla olmaması gerektiği vurgulandı.

Düzenlemede, hükümlülerin ceza infaz kurumunda bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kasten işlenen suçtan ötürü hapis cezasına mahkumiyetin, kişinin seçme hakkından mahkum bırakılması için yeterli görüldüğü anlatıldı. Kuralla, söz konusu hükümlülerin seçme haklarının, cezanın infazının ceza infaz kurumunda gerçekleştirildiği süreyi aşacak şekilde sınırlandırıldığına işaret edilen gerekçede, şöyle denildi:

"Bu suretle kuralla seçme hakkına getirilen sınırlama, Anayasa'da seçme hakkının bir tezahürü olarak ifade edilebilen oy kullanma hakkının Anayasa'da açıkça ifade edilen sınırlarını aşmakta, hükümlünün ceza infaz kurumunda bulunup bulunmadığı dikkate alınmaksızın kategorik bir şekilde kasten işlenen tüm suçlardan dolayı hapis cezasına mahkumiyet halinde seçme hakkına sınırlama getirilmektedir. Kuralla getirilen sınırlama demokratik toplum düzeninde gerekli olmayan ölçüsüz bir sınırlama niteliğinde olduğundan Anayasa'ya aykırıdır".

Kasten işlediği suçtan dolayı hapis cezası mahkumiyeti bulunanları diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakan hükmün iptal gerekçesinde ise Anayasa'nın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine atıfta bulunuldu.

Gerekçede, kanun koyucunun hukuk devleti ilkesinin gereği olarak ölçülülük ilkesiyle bağlı olduğu belirtildi.

Bu konularda ilginizi çekebilir