Maden Kanunu çalışmaları ve sektörün tavrı
İki yıla yakın bir zamandır her maden işletmecisi gibi biz mermer üreticileri de sorunlarımızı tartışırken Başbakanlık Genelgesi ile başlar, sözümüzü onunla bitiririz. Bunu doğal karşılamak lazım, çünkü anılan genelge çok iyi amaçlarla yayınlanmış olsa da varılan aşamada can yakıyor. Bu nedenle uzun süreden beri madencinin yakınmalarına, deyim yerindeyse feryatlarına neden olmaktadır. Daha çok da "sessiz çığlığı"na!
Ancak son zamanlarda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca sürdürülmekte olan yeni Maden Kanunu çalışması ve çalışma biçimi umut veriyor. Müsteşar Yardımcısı Sayın Nevzat Kavaklı yönetiminde, Maden İşleri Genel Müdürü Sayın Hamdi Yıldırım ve ekibinin güçlü katılımı ile başlatılan çalışmalar memnuniyet verici bir şekilde devam ediyor.
Sektör temsilcilerimizin çağrıları karşılık bulmuş olmalı ki Bakanlık bütün sektörü bu hazırlık aşamasına katıyor ve madenciliğin bütün sektör temsilcilerini özenle dinliyor. Bu tutum, bir yasa taslağının hazırlandığı aşamalarda uygulanması arzu edilen bir yöntemi içeriyor ve buna uyulduğunu görmek bizler için ayrı bir memnuniyet vesilesi oluşturuyor.
Hazırlık çalışmaları sırasında olsun, ikili görüşmelerde olsun, anladığımız o ki kamu kesimi sektörden daha fazla katkı bekliyor. Biz, sektör olarak; gelirimizin yüzde 71'ini kamuya verdiğimizi söyleyerek daha fazla üstümüze gelmenin işletmeciliği gerileteceğini söylesek de yetkililer bu konuda ikna olmuş değil. Sonuç olarak bunlar matematiksel verilerle kuşkuya yer bırakmayacak derecede ortaya konulabilir. Diyeceksiniz ki bunun da yetmediğini görüyoruz. Anlaşılan, kamunun madenciden beklentisi, DÜRÜST olmasıdır. Yani çok açık söylenmese de madencinin Devlet Hakkını kaçırdığı düşünülüyor.
Bu, her sektörde yaşanan bir sorundur ve vergisel boyutu başta olmak üzere, çeşitli boyutları mevcuttur. Fakat şunu diyebiliriz: İşin doğası gereği, madencilik sektörü kayıt dışılığa en az müsait olan bir sektördür. Çünkü üretiminin büyük bir kısmı ihraç edilmekte ve yine bunların da önemli bir kısmının fiyatları dünya borsalarında saptanmaktadır. Metalik madenler gibi sektörlerde istese de kimse vergi kaçıramayacağı gibi Devlet Hakkını ödememezlik de edemez.Mermerin de bundan pek bir farkı olmaz. Bunları göze alan firmalar bu ülkede işletmecilik yapamaz.
Geriye vergi denetimleri alanında bir disiplin sağlamak kalıyor ki biz bundan kaçacak değiliz. Her zaman ve her yerde belirttiğimiz gibi sektörümüz vergi ve SGK ödemelerinde öncülüğü kimseye kaptırmaz, kaptırmaya da durumu uygun değil. Bu kalemlerin gerçek değerleri üzerinden tahakkuk etmiş olması demek, devlet hakkının da adil bir şekilde tespit edilmiş olması anlamına gelir.
Bunlara rağmen kaçak göçek varsa biz de kaçakçıların karşısında ve kamunun yanında yer alırız.
Hiç kimse kendi çıkarı için üzerinde titrenmesi gereken madencilik sektörünü zora sokamaz. Buradan hareketle biz yeni yasal düzenleme çalışmaları sırasında her türlü önyargıdan uzak olacağız ve üzerimize düşeni yapacağız! Kamu da bilimsel verilerle sektörümüzü değerlendirmeli ve sektörün önünü açmak için acele etmelidir.
İMİB VE EİB'de yeni dönem
Önce Ege Maden İhracatçıları Birliği yönetimi değişti ve Mevlut Kaya Başkanlığındaki yönetim kurulu görevi devraldı. Ardından da İMİB'de Ali Kahyaoğlu Başkanlığındaki yeni yönetim görevi devraldı.
TÜMMER'in seçkin üyeleri olan bu iki Birliğimizin yeni yönetimlerine etkin bir işbirliği ve başarı dileklerimizi iletirken, görevi devreden ararkadaşlarımıza da yeni yaşantılarında; "sağlıklı ve başarılı olun" diyoruz.