Kurucumuz Nezih Demirkent'i andık

Gazetemizin kurucusu, Türk basının duayen ismi Nezih Demirkent’i, ebediyete intikal edişinin 17’nci yılında bir kez daha sevgi, saygı ve özlemle andık. Nezih Demirkent için ailesi, meslektaşları, dostları, sevenleri ve DÜNYA çalışanlarının katılımıyla 11 Şubat Pazar günü Aşiyan Mezarlığı’ndaki kabri başında anma töreni düzenlendi.

Törende konuşan DÜNYA Gazetesi Başyazarı Osman Arolat, Nezih Demirkent’in Türk basınının bir önderi ve yol göstericisi olduğunu vurgulayarak, “Hem basına hem topluma öncülük yaptı. Türk basınını Anadolu ile tanıştıran Nezih Demirkent’tir. Yerel haberlere, bölge haberlerine büyük önem verdi. Bize de haberin tarafsızlığının, dürüstlüğünün önemini gösterdi. Mesleğimize saygıyı öğretti. Onun öğrettikleri bugün de bize yol gösteriyor, önderlik ediyor” dedi.

Konuşmasında, “fikri takip” meselesinin gazetecilikte olduğu gibi iş dünyası açısından da son derece önemli olduğunun altını çizen DÜNYA yazarı Rüştü Bozkurt, "Fikri takibin başarı açısından çok önemli olduğunu bana Nezih Demirkent kavrattı. Hem Türk basınına hem de kişisel olarak bana öğrettiği o kadar çok şey var ki… Hepsinden bahsetmek ya da içinden seçim yapmak gerçekten çok zor. Ama diğer bütün öğrettiklerini bir tarafa bıraksak bile, sadece fikri takip meselesindeki rehberliğinden dolayı, Nezih Demirkent’i her an saygıyla ve özlemle anıyorum” diye konuştu.

"Onun insan odaklı haberciliği basında yeni keşfediliyor"

DÜNYA Gazetesi’nin önceki genel yayın yönetmenlerinden Ertuğ Karakullukçu ise törende yaptığı konuşmada, Nezih Demirkent’in boşluğunun bugün de hissedildiğini anlattı. Ülkeler için kullanılan ‘kurucu babalar’ tabirinin basına uyarlanması halinde bunun son temsilcisinin Nezih Demirkent olduğunu vurgulayan Karakullukçu, “Basın için 'anıt' bir insandı, güven sembolüydü. Ben Nezih Bey ile uzun seneler çalıştım. Meslekte bir yerlere gelmemizde çok emeği oldu. Yanında çalışanlara sahip çıkardı. Haberciliği de insan odaklıydı. Bugün basında yeniden keşfediliyor bu. Yenilikçi bir insandı. Anadolu’ya açılması da bunlardan biridir. Bölge gazeteciliğini Türkiye ile tanıştıran O'dur. Bugün yaşasaydı eğer, basın özgürlüğü konusunda söyleyecek çok sözleri olurdu. Nezih Bey ile beraber Türk basınının ortadireği de bir anlamda çökmüştür. Bir tesellimiz eserinin yaşıyor olması, DÜNYA Gazetesi’nin kızı Didem Hanım’ın öncülüğünde özgür gazetecilik yolunda emin adımlarla yürüyor olmasıdır” şeklinde konuştu.

Haydarpaşa Lisesi Eğitim Vakfı Başkanı Emin Gökalp Baş, vakfın kurucusu Nezih Demirkent’in iyi bir Haydarpaşalı olduğunu dile getirdi. Vakfın ne zaman yardıma ihtiyacı olsa Demirkent’in yardımcı olduğunu kaydeden Baş, “Nezih Ağabeyin kurmuş olduğu vakıf ile Haydarpaşa 10 proje okuldan biri haline geldi. Çağdaş, Atatürkçü, vatanını seven gençlerin yetişmesinde emeği olan ağabeyimizi sevgi ve rahmetle anıyorum” ifadelerini kullandı.

TGC Başkanı Olcayto: Uzlaştıran, birleştiren kişiydi

Nezih Demirkent'in vefatının 17’nci yılında Aşiyan’daki kabri başında düzenlenen törene katılan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Olcayto, “Nezih Demirkent sadece TGC’nin önceki başkanı değildi. Sadece bir yönetici değildi. Her zaman başvurduğumuz, her zaman yardımımıza koşan ağabeyimizdi. İnsan kimliği çok ön plandaydı. Sıkıntısı olan, derdi olan ona gelirdi. Kapısı her gazeteciye açıktı. Bizi uzlaştıran, birleştiren kişiydi. Hepimiz ona ‘ağabey’ derdik, hepimiz başımız sıkışınca ona koşardık. Gazetecilerin birlikteliği, yardımlaşması, dayanışması için sürekli çaba harcadı. Bunun ne kadar önemli olduğunu aramızdan ayrılmasından sonra daha çok anlıyoruz" dedi.

Konuşmasında, Demirkent’in yıllar boyunca ustalıkla kaleme aldığı yazılarının topluma olduğu gibi gazetecilere de doğru yönü gösteren çok kıymetli kaynaklar olduğunun altını çizen Olcayto şöyle devam etti: Gözlemci gücü çok yüksekti. Salı Yazıları hepimize yön gösterirdi. Etrafımızda ne olup bittiğini ondan öğrenirdik. Gözlemlerini bizimle paylaşır, ne anlama geldiklerini ince ince detaylarıyla yorumlardı. Biz de anlattıklarını merakla izlerdik. Hepimiz onu çok özlüyoruz. Bazen düşünüyorum da, şu yaşadığımız günlerde ne yapardı? Basının içinde bulunduğu duruma bakınca iyi ki bazı şeyleri görmedi..."

"Meslekteki dik duruşu ve ilkeleri eseri DÜNYA’da yaşıyor"

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto’nun ardından söz alan DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, 'duayen' sözcüğünün bazen fazla rahatlıkla kullanıldığını belirterek, şunları söyledi:

“Nezih Demirkent, ‘duayen’ nitelemesini gerçekten hak etmiş meslek büyüğümüz, ustamızdır. O, Türk basınında silinmeyecek izler bıraktı.

Bunu sadece Demirkent’in 51 yılık meslek yaşamını göz önünde bulundurarak söylemiyorum. Yaşamının son gününe kadar kutsal bildiği mesleğini özveriyle sürdürdüğü için de söylemiyorum. Hatta bunu tarafsızlığını, ilkeli duruşunu ve objektif bakış açısını kaybetmeden, taviz vermeden yaptığı için de söylemiyorum. Bütün bunların ötesinde Nezih Demirkent bize rehberlik etti. Nezih Demirkent güçlü rehberliği ile kelimenin gerçek anlamıyla bir duayendir.

Demirkent, gazetecilikte olduğu gibi sivil toplumda da rehberimizdi. Mesleğini ilerleten, geliştiren bir rehber olduğu kadar kurumsallaştıran bir liderdi. O, mesleğine saygının gereğini kendi bireyselliğinin çok ötesine taşıdı. Bugün Türk basınının kurumsallaşmasında atılmış en önemli adımların altında tartışmasız Nezih Demirkent’in imzası var. Ayrıca, Babıali’nin meslek gelişim okulunun en mümtaz öğretmeniydi. Bir başöğretmendi. Demirkent okulunda yetişmiş pek çok gazeteci, gerek eseri DÜNYA’da, gerekse Türk basının çeşitli birimlerinde görev yapıyor. Biraz önce Gazeteciler Cemiyeti Başkanımız, ‘bugün Nezih ağabey basının haline baksa üzülürdü’ dedi. Pek çok bakımdan haklıydı. Ama biz onun değerlerinin gazetesi DÜNYA’da yaşadığına inanıyoruz. Onun basının dört bir yanında görev yapan öğrencilerinin de onun gibi ilkeli duracaklarına, onun savunduğu değerleri layık olduğu gibi savunacaklarına inanmak istiyoruz.

Biz DÜNYA çalışanları Nezih Demirkent gibi bir duayenin kurucusu olduğu bir yapının çatısı altında bulunmaktan gururluyuz. Onun bu yapıyı oluştururken ortaya koyduğu değerler, ilkeler, habercilik anlayışı ve Türkiye ekonomisini İstanbul’dan ibaret sayan anlayışı yıkan isabetli vizyonu, Anadolu’nun sesini yükseltişi bugün de bizlere yol gösteriyor. Onun bize öğrettiği gibi, ülkemizden ve mesleğimizden umutlu olmayı sürdürüyoruz.

Ustamızı aramızdan ayrılışının 17’nci yılında, saygıyla, şükranla, minnetle ve özlemle anıyoruz.”