Kuru incirde rekorla gelen tehlike
Kuru incirde iklim koşullarının etkisiyle kaliteli ürün rekoltesinde düşüş yaşanması fiyatlarda rekoru beraberinde getirdi
İZMİR - Türkiye'nin ihracatında dünya lideri olduğu kuru incirde iklim koşullarının etkisiyle kaliteli ürün rekoltesinin azalması fiyatlarda rekoru getirdi. Tarihte ilk kez borsa fiyatı 14,5 liraya, raf fiyatı ise 25 liraya ulaşan incirde fırsatçı uyarısı yapıldı. Kalitesiz ürünlerin kimyasal maddelerle ağartılarak piyasaya sürülmesinden endişe ediliyor.
Tariş İncir Birliği Genel Müdür Vekili Sacide Karabat, bu yıl "incir pası" hastalığı nedeniyle işlenmeye uygun kalitedeki üründe yüzde 20-30 kayıp olduğunu, ihracat talebinin çok yüksek olmasına rağmen yeteri kadar ürün çıkmamasının fiyatları yükselttiğini ifade etti.
Kuru incirde ilk ihracatın 15 Ekim'de yapıldığını, geçen yıl tonu 3 bin 500 dolar olan fiyatın bu yıl 5- 6 bin dolara çıktığını söyleyen Karabat, "İlk ihracat gemisinde 5 bin tonluk bir ihracat oldu. Firmalar yeteri kadar ürün olmadığı için agresif bir şekilde piyasaya girince fiyat birden fırladı. Bu seviyeyi hiç görmemiştik. Biz de her yıl 3 bin 500 ton mal alırken bu yıl fiyatları artırmamıza rağmen ancak bin ton alabildik. Geçen yıl toplamda 70 bin ton ihracat yapılmıştı. Bu yıl bu kadar ihracat yapamayacağız ancak fiyatın çok yüksek olması nedeniyle elde edilen döviz girdisi aynı seviyede kalacak" dedi.
Fiyatların yükselmesine ihracat yaptıkları ülkelerdeki firmaların tepki gösterdiğini, onları fiyat artışının iklimden kaynaklandığına ikna etmek durumunda kaldıklarını anlatan Karabat, kayısı ve fındığın ardından kuru incirde de benzeri sorunun yaşanmasının sektörü olumsuz etkilediğini kaydetti.
Kaliteli ürünün az olmasının iç piyasayı da olumsuz etkilediğini, geçen yıl 10-12 lira olan raf fiyatlarının bu yıl ikiye katlandığını bildiren Karabat, şöyle konuştu:
"Markette 400 gramlık bir ambalajdaki ürünü 12 liraya alabiliyorsunuz, açıkta satılan ürünler 20-25 lira. Kaliteli incir bulmak çok zor. Bu da fırsatçıya gün doğuruyor. Kalitesiz ürünü değerlendirerek satışa sunmak için çabalar artabilir. Tüketicinin hidrojen peroksitli ürüne karşı dikkatli olması gerekiyor. İşlenmeye uygun olmayan kalitedeki ürünlerin kimyasal bir madde olan hidrojen peroksitle ağartılarak piyasaya sürülmesinden endişe ediyoruz. Görüntüsü bozuk, koyu renkli incirleri peroksite batırarak beyazlatmayı ve albenisini artırmayı amaçlayanlar var. Bu yasak bir uygulamadır. Her şeyden önce sağlığa zararlıdır. Bu konuda denetimlerin artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Tüketici de şüphelendiği ürüne karşı Alo Gıda Hattı 174'ü arayıp uyarmalı. Kuru incirin rengi beyaz değildir, kahverengiye yakın boz renklidir. Tüketici dikkatli olmalı. Hepsi aynı renkte ve beyazlamış ürünlere şüpheyle yaklaşılmalı."
"Ben incirci olmasam yemem"
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Üyesi Menaşe Gabay da ihracatçının yurt dışından gelen taleplere yanıt veremediğini, incirin sezonluk bir ürün olması nedeniyle ihracat fiyatlarının da ilk kez ton başına 7 bin dolar seviyesine çıktığını ifade etti.
Fiyatta rekor kırılmasının ihracatı düşürdüğünü ifade eden Gabay, "Kuru incir bu yıl iç piyasaya çok pahalı geldi. Geçen yıl 10-15 lira olan incir 30 liraya kadar çıktı. Tabi tüketici de 'Bu para verilip bir kilogram incir alınır mı ?' diye soruyor. Ben incirci olmasam 30-40 liraya incir alıp yemem" dedi.
Bu fiyatı fırsata çevirmek isteyenlerin olabileceğine işaret eden Gabay, ihracatçı firmaların bu konuda daha dikkatli olduğunu, ancak iç piyasada özellikle açıkta satılan ürünlere dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.
İzmir'deki Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda kuruyemiş ürünleri satışı yapan esnaflar da bu sene fiyatların yüksek olduğunu, vatandaşın 25 liralık etiketi görünce şaşırdığını belirterek, "Bir çok vatandaş almaktan vazgeçiyor, bu sene incir yemesem de olur diyor. Kuru incir yerine bu sene fiyatı düşen kuru üzüme yönlendiriyoruz" dedi.