Kur sıkıntısı çeken tek Türkiye değil
Yılmaz, "Biz bir denge yakaladık. Bu makro dengenin konsolide edilmesi gerekir" dedi.
İSTANBUL - Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ihracatçıların kurla ilgili olarak bir takım sıkıntılarla karşı karşıya bulunduğunu ancak Türkiye'nin bu konuda tek başına olmadığını belirterek, "Üzerinde hassasiyetle durmamız gereken husus şu ki; biz bir denge yakaladık. Bu makro dengenin konsolide edilmesi gerekir" dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) çatısı altında, özel sektör karar vericileri arasındaki etkileşimi artırmak ve kurumun makro ekonomik analiz yeteneğini geliştirmek amacıyla oluşturulan "TÜSİAD CEO Forumu", ikinci toplantısında Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ı ağırladı.
Yılmaz toplantıda, "Küresel Krizden Çıkışta Para Politikasının Rolü ve Türkiye Örneği" konusunda görüşlerini paylaştı.
Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantının ardından gazetecilere açıklamada bulunan Yılmaz, toplantıda Türkiye ekonomisinin geldiği nokta, Merkez Bankası perspektifinden büyüme, uluslararası piyasalardaki gelişmeler, kamu maliyesiyle ilgili gelişmeler ve Merkez Bankası'nın son dönemde aldığı tedbirlere ilişkin bilgiler aktardığını anlattı. Yılmaz, toplantıya katılanların sorularının ise kur, uluslararası sermaye hareketleri, enflasyon, büyümenin kalitesi, istihdam gibi kamuoyunun gündeminde bulunan bütün konuları içerdiğini belirtti.
İhracatçıların kur nedeniyle Merkez Bankası'na yönelttikleri eleştirilerin anımsatılması üzerine Yılmaz, şunları kaydetti:
"Evet ihracatçılarımız kurla ilgili olarak bir takım sıkıntılarla karşı karşıyalar. Bu hayatın bir gerçeği fakat Türkiye bu konuda tek başına değil. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bu sermaye akımı sadece Türkiye'nin sorunu değil. Bizim gibi akran ülkelerin de karşı karşıya olduğu sorunlar. Merkez Bankası bu konuda elinden ne geliyorsa bunu yapmaya çalışıyor. Bizim burada üzerinde hassasiyetle durmamız gereken husus şu ki; biz bir denge yakaladık. Bu makro dengenin konsolide edilmesi gerekir."
Varolan makro denge bozulmadan kurla ilgili yapılabilecekleri yaptıklarını söyleyen Yılmaz, toplumun bir bütün olarak mevcut dengenin bozulmaması ve ileriye götürülmesi için elinden geleni yapması gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, zorunlu karşılıkların artırılması konusunun da gündeme geldiğini belirterek, sektörü bu konuda ikna edip edemediklerine ilişkin bir soruyu, "Tabii ikna etmek bizim görevimiz. Yapılan politikaların başarılı olması için muhatap grubun, bunun doğruluğuna inanması gerekir. Geçen hafta Washington'da yapılan IMF-Dünya Bankası sonbahar toplantılarında gözetim ve denetimle, finansal istikrarla ilgili olarak panellerde, uygulamaya konulması gereken politika araçlarının şu anda bizim yaptıklarımız olduğu ortaya çıktı. Bizden ziyade, o çevrelerden bizim bankacılarımızın bunu duymuş olmaları herhalde çok daha etkili oldu diye düşünüyorum" şeklinde yanıtladı.
Boyner: Uzun vadeli, kaliteli istihdam yaratılması için çok önemli
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner de, TÜSİAD'ın rekabetçi piyasa ekonomisine verdiği öneme işaret ederek, 2001'den bu yana uygulanan enflasyon hedefli para politikasının başarısında Merkez Bankası'nın önemli rolü olduğunu kaydetti.
Rekabetçi piyasa ekonomisinde dalgalı döviz kuru, bağımsız merkez bankası, sürdürülebilir kamu maliyesi dengesinin öneminin altını çizen Boyner, TÜSİAD olarak, rekabetçi piyasa ekonomisi paradigmasının yapıcı şekilde devamını ümit ettiklerini kaydetti.
Esas olarak Türkiye'deki yatırım ortamını, doğrudan yatırımın artması noktasında hazırlıklı hale getirebilme konusuna büyük önem verdiklerini söyleyen Boyner, yapısal reformlar konusunu da gündeme getirerek, "Dünyada likidite arttıkça, bunların doğrudan yatırım olarak Türkiye'ye gelmesi, Türkiye'nin sürdürülebilir büyümesi ve uzun vadeli, kaliteli istihdam yaratılması için çok önemli" dedi.
Merkez Bankası Başkanı Yılmaz'ın sunumunun ardından önümüzdeki döneme ilişkin iyimserliklerinin artıp artmadığına ilişkin bir soru üzerine Boyner, Türkiye'nin göreceli olarak daha iyi bir yatırım ortamına doğru gittiği görüşünde olduklarını belirtti. Boyner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama yapmamız gereken yapısal reformlar devam ediyor ve gerçekten Türkiye'nin verimlilik tabanlı büyümeye geçmesi için de bunlar şart. Sadece para politikası, mali politikayla bunu sürdürmek kolay değil. Türkiye'nin kazanımları var. O kazanımların üzerine inşa etmemiz gereken başka konular da var. Rekabeti ancak bu şekilde artırabiliriz. Bu konuda daha uzun vadeli ve makro baktığımız kadar mikro da bakmalıyız."