Krizli günlerin gölgesi neden kısalıyor?
A. Levent ALKAN / Araştırmacı-Yazar
Ya, bu kriz adını değiştirmeli; ya da, Türkiye'de erkek çocuklarının adı, bu krizden bize düşen payla, artık güven koyulmamalıdır. Kriz ateşinin ilk düştüğü yer likiditeydi. O nedenle krize hemen "likidite krizi" adı yapıştırılmıştı. FED, BOJ, ECB eşgüdümle likidite sağlamış bu sorunu ortadan kaldırmışlardı. Gevşek para politikası, krizin üzerini örten duvağı sıyırmış, kara deliklerini ortaya çıkarmıştı. İşte o zaman bu kriz ilk adını almıştı "güven krizi". İlk diyorum; çünkü sonrasındaki "sistemik kriz" ile "büyük durgunluk" ta unutulmamalıdır. Yunanistan'ın ardından İrlanda'da patlak veren sorunlu finansal sistem, krizin uzun süreceğini görmek istemeyenlerin gözüne iliştirilen etkileyici bir not oldu. Yaşanan İrlanda sorunundan çok; bunu yok sayan bankacılık stres testleri, derecelendirme kuruluşları, denetim organları, mevzuatlar, düzenlemeler sarstı. Neden sarstı? Çünkü yüzyılın en büyük krizi, yarattığı güvensizlik ekseni üzerinden, kendini tekrar çağırmıştı. Tıpkı batı sayısal felsefesinin kendini çağıran (recursive) işlevleri gibi. Batı yazınbiliminde yer almayan bu aynı temayı tekrar tekrar çağırma olgusu, doğu yazınbiliminde sıkça rastlanır. Sorunları gizlemeye çalışan anlayış, bu krizde kısır döngüyü oluşturan temel motif olarak bitene dek peşimizi bırakmayacak. Gerçekler sistemin anlat anlat bitmez sorunlarıdır. Gerçeklerin yerini alan - aman piyasalar üzülmesin eksenli - hasıraltı edici açıklamalar "güven krizi" ni tekrar tekrar çağırdıkça, koca ülkeler bile kriz gerçekleri karşısında küçücük oluyorlar. O zaman araştırmacı yüreğimizle tekrar edelim: Karakuşi - kanuna, nizama, akla uymayan - aklın yerini aldığı sürece, krizler sadece ötelenir. Ötelemek fizikte, eşit, yöndeş ve paralel hareket anlamına gelir. Burda durup, ekonomide ötelemenin ne anlama geldiğini biraz açalım.
Fitch, Türkiye'nin görünümünü pozitifleştirdi. Açıklamalarında bir övgü, bir de yergi vardı. Övgüsü, artış kararında seçime rağmen bütçedeki disiplin etkili olunması; yergisi, yüksek dış borcunuza dikkat edilmesiydi. Bence Türkiye, bu yergiyi hak etmedi. Bu görüş bir karakuşi oldu. Türkiye'ye fon akışının devam edeceğini işaret eden bir beklenen enflasyon ile nominal faiz ilişkisi bulunuyor. Genişleyici para politikası önümüzdeki dönemde sürdürülecekse, bu paraların bize yönlenişi kaçınılmazdır. Ayrıca diğer ülkelerde yaşanan sorunlar, bizi görece ön plana çıkartıyor. Onlar üç adım gerilerken biz, eğri oturup doğru konuşursak, yalnızca bir adım ileri gittik. Ancak bizi değerlendiren objektif bir göz, artış hızımızı artı dört gözlemlemelidir. Hatırlarsanız, 2009 yılının ilk yarısında, krizin en derin dönemini yaşıyorduk. 2010'a girerken herkesin dilindeki pelesenk bir söylem vardı: "2010 yılı çok iyi olacak". Sanmayın ki, bu öngörünün dayanak noktalar; bilimsel, ölçülebilir, karşılaştırılabilir gerçeklerdi. Böylesine bir imajı oluşturmak için, yalnızca 2009 yılının ilk yarısının enkazına kıyasla, 2010 tören alayı geçidi, baz etkisini yorumlarda hortlatımıştı. Euro Bölgesi, Yunanistan yarasıyla dağlandı. Sorunu çözdüler. Çözümün ardından, yüksek bütçe açığı ve borç yükü bulunan diğer uluslar unutuldu. Almanya ve Fransa iş ortamlarındaki iyileşmeler ve CDS'lerde hızla çöküş yaşandı. İrlanda patladığında, Euro Bölgesi olabildiğine ongundu. FED'in sürdüreceğini açıkladığı gevşek para politikası, pariteyi 1.35'lere taşımıştı. Güney Kıbrıs'ı işaret eden bir "güven kriz" i yine tartışılır olmuştu. Kur savaşları, ticaret savaşları derken dünya; geçen hafta Güney Kore ile Kuzey Kore'yi savaşın arifesine getirdi. ABD'nin yerküredeki savunma sanayi işlevselliği hatırlatlandı. Dolar hızla değerlendi. Küresel ölçekli sorunlar olduğundan iyi gösterildikçe; ekonomide ötelemeyi yaşıyor. Birim hasara maruz kalınacaksa, ötelendikçe kanserleşen sorunlar; üç ya da dört katı yıkımlarla geliyor. Olması gereken, sistemin yenildikçe güreşe doymamasıdır. Yalancı pehlivan, eğer pehlivan yenildiğinde güreşe doygunsa.
Gün akşama dönerken gölgeler uzar. İrlanda ve Yunanistan vak'aları arasında döneme düşen iyimserlik, piyasalara yeni zirvelerle sonuçlandı. Krizin akşamı yaşanıyordu sanki. Birden, kriz akşamında olmadığını hatırladık. Kriz gölgesini aynı hızla öğleye çekti. Yani, gölgesi kısaldı. Kriz akşamları ne zaman derseniz, daha çok var. Gelin bu olasılığı, 2012 2.Ç'den itibaren konuşmaya başlayalım derim.