”Kriz yok, ekonomik resesyon var”
Akgiray, "Para piyasalarını düzenleyen otoritenin önceliğinin bilgi olması lazım, paranın akışı değil." değerlendirmesinde bulundu.
İSTANBUL - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray konuşmasında, dünyada yaşananın bir finansal kriz olmadığını, "tam anlamıyla ekonomik resesyon" olduğunu belirterek, "Krizde şunu gördük; firmalar batıyor, borçlar ödenmiyor ve dolayısıyla denetleyici, düzenleyici otorite kamu veya özel, günah keçisi oldu" dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner ise, Türk Ticaret Kanunu'nun Türk iş dünyası için hayati öneme sahip olduğunu belirterek, "Gerek iktidar partisi gerekse muhalefet partilerinin yetkilileri ile yapılan görüşmeler, kanunun yasalaşması için bir takvimin belirlenmesi ve konuya makul bir sürenin tahsis edilmesi halinde tüm tarafların tasarıyı desteklediğini ortaya koydu. Ancak henüz bir gelişme yok" dedi.
Boyner, TÜSİAD'ın "Reel Sektörde İç Denetim Uygulamaları: Tespit ve Öneriler" başlıklı raporunun tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, işletme ölçeğinin büyümesi, karmaşıklaşan işlemler ve piyasa ilişkileri içinde organizasyonun etkin yönetilmesi için iç denetime olan ihtiyacın arttığını dile getirdi.
İç denetim fonksiyonunun, bu süreç içinde üst yönetime bağımsız ve objektif güvence sağlayarak, danışmanlık vererek, yönetimin kararlarının en önemli dayanağını oluşturduğunu vurgulayan Boyner, "Tarih tekerrür etmez, ama bazen kafiye yapar' prensibinden hareketle, iç denetim birimi, benzer örgüleri bulmak için tarihe bakar ve karar alma sürecindeki mevcut sistemin yeterliliği ve etkinliğini objektif kriterlere dayalı bir yöntem çerçevesinde değerlendirir" diye konuştu.
Boyner, değişen koşullara ayak uydurmak amacıyla artık dünya ekonomisinin ilkeler, tavsiyeler gibi yumuşak düzenlemeler çerçevesinde yapılandığına ve ekonomik performansın bu ilkelere uyum düzeyine göre değerlendirildiğine işaret ederek, bu çerçevede, tüm düzenlemelerin kanun koyucudan beklenmesinin süreci yavaşlattığını, hızlı ve proaktif adımların atılmasını da geciktirdiğini anlattı.
Türkiye'de halen "cezadan cayma" mantalitesinin hakim olmasının, bu tür yumuşak düzenlemelerin yeterince benimsenmemesine neden olduğunu belirten Boyner, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu durum, halihazırda TBMM Genel Kurulu'nda bulunan Türk Ticaret Kanunu Tasarısının önemini bir kez daha göstermekte. Ticaret hukukunda radikal bir değişikliği gerçekleştirmeyi amaçlayan yeni Türk Ticaret Kanunu, sadece AB hukuku ile uyumlaşmayı hedeflememekte, aynı zamanda şeffaf bir bilgi toplumunun altyapısını oluşturmaktadır. Ayrıca genel kabul görmüş finansal raporlama ve denetim prensiplerini yürürlüğe koyup kurumsal yönetimin ilkelerinin şirketin her hücresine işlemesini amaçlamaktadır.
Bu çerçevede, ısrarla sürekli söylediğimiz gibi Türk Ticaret Kanunu iç denetim uygulamalarının şirketlerde içselleştirilmesi için en büyük fırsattır. TÜSİAD olarak Türk Ticaret Kanunu tasarısını her aşamada takip ettik ve her platformda yasalaşmasına ilişkin desteğimizi dile getirdik. Keza, Yönetim Kurulumuzun şubat ayında düzenlediği Ankara ziyaretleri kapsamında, tüm taraflar ile Türk Ticaret Kanunu hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Gerek iktidar partisi gerekse muhalefet partilerinin yetkilileri ile yapılan görüşmeler kanunun yasalaşması için bir takvimin belirlenmesi ve konuya makul bir sürenin tahsis edilmesi halinde tüm tarafların tasarıyı desteklediğini ortaya koydu. Ancak maalesef bildiğiniz gibi henüz bir gelişme yok."
Ümit Boyner, Türk iş dünyası için Türk Ticaret Kanunu'nun hayati öneme sahip olduğunu vurgulayarak, "Bu bağlamda, söz konusu takvimin bir an önce belirlenmesinin ve takvime sadık kalınmasının takipçisi ve destekçisi olacağımızı bir kez daha belirtmek isterim" dedi.
"Yaşadığımız ekonomik resesyon"
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray ise konuşmasında, dünyada yaşananın bir finansal kriz olmadığını, "tam anlamıyla ekonomik resesyon" olduğunu belirterek, "Krizde şunu gördük; firmalar batıyor, borçlar ödenmiyor ve dolayısıyla denetleyici, düzenleyici otorite kamu veya özel, günah keçisi oldu" dedi.
Kısa bir tarihte dünyadaki finansal regülasyon sisteminin çok farklı olacağına değinen Akgiray, yeni dünyadaki regülasyon mimarisini oluştururken, bilginin gerekli zamanda gerekli kulaklara gerekli dozda ulaşmasını sağlayacak mekanizmayı kurmanın önemli olduğuna işaret etti.
Akgiray, denetimin tanımının biraz geniş tutularak piyasaların kendi kendilerini düzenlemesini daha doğru bulduklarını ifade ederek, "Para piyasalarını düzenleyen otoritenin önceliğinin bilgi olması lazım, paranın akışı değil" değerlendirmesinde bulundu.