Kriz bizim değil, ekonomimiz sağlam
Ekonomiyi değerlendiren Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, ekonomik kazanımlardan taviz verilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
TEKİRDAĞ - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz,"Bugün, Türkiye ekonomisi son derece güçlü ve dünyada yaşanan ekonomik gelişmeleri değerlendirdiğimizde ne önceki dönemde ne de şu an yaşanan kriz bizim krizimiz değildir ve olmayacaktır" dedi.
Yılmaz, Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'nda verdiği, "Küresel Kriz ve Para Politikası Uygulamaları"konulu konferansta ülkedeki ve dünyadaki ekonomik gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye'nin, şu anda ekonomisinin son derece güçlü bir yapıya sahip olduğunu belirten Durmuş, bugün dünya da yaşanan küresel krizin Türkiye'nin sorunu olmadığını ifade etti.
Yılmaz, şu bilgileri aktardı:
"Bugün yaşanan gelişmeleri ülkemiz ekonomisi açısından değerlendirdiğimizde, 2008 ve 2009 krizi ve son kriz bizim krizimiz değildir ve olmayacaktır. Kriz, ekonomimizin kendi iç dinamikleri sonucu olmamıştır. Ekonomimiz sağlam makro temeller üzerine oturmaktadır. Borç dinamiklerimiz sürdürebilir, bankacılık sistemimiz sağlam hatta dünyada bir numaradır. Kredi piyasamız işlevsel, aktarım mekanizmaları çalışan bir sistemimiz var."
Taviz verilmemeli
Yılmaz, son yıllarda bir miktar artsa da, halihazırda borçluluk oranının göreceli olarak düşük olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Tedbiri ve ihtiyatlılığı elden bırakmamalıyız. Geriye dönüp baktığımızda ve son 10 yılda en önemli kazancımız nedir diye sorulduğunda, benim yanıtım, iki yakası bir araya gelen güçlü ve sağlam bir maliye politikamız var. Düşük tek haneli enflasyonu sağladık. Son dokuz yılda yani bugün 10 yaşındaki fertler çift haneli enflasyonu hatırlamıyorlar. Son yıllarda yakaladığımız ekonomimizin potansiyel büyüme seviyesi ile uyumlu sürdürülebilir büyüme performansı bu kazanımların sayesinde olmuştur. Bu kazanımlardan da asla taviz verilmemelidir. Türkiye ekonomisi büyüme, istihdam, üretim göstergeleri, dış ticaret gelişmeleri, kredi piyasalarındaki konjonktürel gelişmelere ve para politikalarındaki gelişmelere denk gelir. Ekonomimiz bilindiği gibi, 2011 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 8,8 büyüdü. Büyümeye üretim tarafından baktığımızda, ticaretin katkısı yüzde 13, imalat sanayinin katkısı yüzde 8, inşaat sektörünün katkısı yüzde 13,2, ulaşım sektörünün katkısı 11,7 ve mali hizmetler 14,3 olmuştur."
Devletler kurtarılmaya muhtaç hale geldi
Yılmaz, bir sorunu çözebilmek için alınan önlemlerin, beklenen sonucu vermediğinde bir sonraki krizin nedeni olabildiğini belirterek, mortgage kredilerinin yarattığı bilanço sorunlarını halletmek üzere devreye sokulan işlemlerin, bugün neredeyse sorunun kendisi haline geldiğini kaydetti.
Önceki krizde, kamu kesiminin şirketleri kurtardığını ifade eden Yılmaz, bugün ise devletlerin kurtarılmaya muhtaç hale geldiklerini kaydetti.
Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"IMF ve Dünya Bankasının yaptığı son toplantılarda gündeme getirdiği konu, bir fon oluşturarak bu fon ile Yunanistan, Portekiz İspanya ve İtalya'nın sorunlarını çözmek. Bu kolay bir şey değil. Bu sorunun içinden çıkabilmeleri için, tahvil sahiplerinin bir miktar zararı göze alması gerekiyor. Şu anda ülkelerin içinde bulunduğu ekonomik sorun çözülmüş değil"
Konferans sonunda, Yılmaz'a Çorlu TSO Başkanı İsmail Güleroğlu tarafından günün anısına plaket verildi.