Kredi borçlularının sayısında rekor artış

Tüketici kredilerinde borcunu ödemeyenlerin sayısı yüzde 123 artarak 1 milyon 129 bin kişiye ulaştı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Tüketici Örgütleri Federasyonu (TÖF) tarafından hazırlanan 'Hak Arama Süreci ve Yaşanan Sorunlar' başlıklı rapora göre, tüketici kredilerinde borcunu ödemeyenlerin sayısı, Aralık 2009'da önceki yıla göre yüzde 123 artışla 623 bin 345 kişi yükselerek, 1 milyon 129 bin 985 kişiye ulaştı.

TÖF Genel Başkanı Fuat Engin tarafından açıklanan raporda, 'elektrik, doğal gaz, su, ulaşım gibi tüketicinin temel ihtiyaçlarına bir yıldan daha az zamanda yüzde 60-70'leri aşan oranlarda zam yapan kamu kuruluşlarının ve dolaylı vergiler ve yüksek oranlı zamlarla yükü tüketiciye yükleyen kamu otoritesinin uygulamaları'nın devam ettiği kaydedildi.

Rapora göre telekomünikasyon, bankacılık, gıda, sigortacılık, turizm' sektörlerinde, TKHK kapsamında kapıdan satışlar, devre tatil ve mesafeli satış yöntemleri, tüm ayıplı mal ve hizmetler, haksız sözleşme şartlarına ilişkin yaşanan haksızlık ve uygulamalar ediyor.

Kredi kartı mağduriyeti sürüyor

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre 2009 yılı Ağustos ayında kredi kartında takip oranı yüzde 10,86 iken, kullanımdaki 45 milyon adet kredi kartından, takipte uğrayan kredi kartı sayısı 5 milyona ulaştı, sorunlu kredi kartı sayısı 10 milyon oldu.

BDDK verilerine göre, 2009 sonu itibarıyla kredi kartında takip oranı yüzde 10,4 oldu.

Kredi kartı borcu nedeniyle 2009 yılı Eylül ayında psikolojik sınır olarak kabul edilen 100 bin sayısı aşılarak, 103 bin kişi hakkında icra takibine başlatıldığı, ekim, kasım, aralık aylarında takip oranı 100 bin psikolojik sınırında seyretti.

1 milyon 360 kişi hakkında takip başlatıldı

2009 yılı sonu itibariyle, kredi kartı borcu nedeniyle hakkında takip başlatılmış kişi sayısı 1 milyon 360 bin 108'e ulaştı. Bu rakam, bir önceki yıla göre 672 bin 38 kişi yükselerek, yüzde 91,1 oranında artışa neden olurken, asgari ödemesi yapılarak borcu ötelenen yaklaşık 10 milyon kredi kartı bulunuyor.

Tüketici kredilerinde borcunu ödemeyenlerin sayısı, Aralık 2009'da bir önceki yıla göre yüzde 123 artışla 623 bin 345 kişi yükselerek, 1 milyon 129 bin 985 kişiye ulaştı.

Veriler, kredi kartlarında ve tüketici kredilerinde yaşanan sorunların her geçen gün artığını ortaya koyarken, ayrıca 5464 sayılı kanun hükümlerine aykırı olarak mobil elemanlarla, iletişim araçları/stantlar yoluyla kredi kartı dağıtılmaya devam edilmesi, tüketicilerin mağduriyetine yol açan bir başka sorun olmaya devam etti.

Sicil affı yok

Raporda, ortak ATM uygulamasında bankaların yapılan işlemlerde diğer bankaya yüzde 1,5-2 oranında komisyon ödemesinin faturasının tüketiciye çıkarıldığı belirtildi. Türkiye'de bir yılda yaklaşık 1 milyar kez ATM'de işlem yapıldığı göz önüne alındığında, uygulamanın yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2009 tarihinden itibaren yapılan işlem sayısı karşılığında her bir işlemden alınan 4-5 lira hesaplandığında, sadece bir aylık dönemde ortak ATM'den yapılan işlemlerden bankalar 5 milyon lira kazanç sağladıkları hesaplandı.

Kamuoyunda 'Sicil Affı' olarak bilinen uygulama, Şubat 2009 tarihi itibariyle ödenmiş ve 6 ay içinde ödenecek olan kredi kartı borçlarından kaynaklı olumsuz kayıtların silinmesini öngören kanunun bankalar tarafından uygulanmadığına dikkat çekildi.

İMKB'de işlem gören sanayi şirketlerinin toplam karı 2009 yılı 9 aylık döneminde 11 milyar 807 milyon 67 bin 954 lira iken, İMKB'de işlem gören 17 bankanın toplam karı 2009 yılı 9 aylık döneminde 11 milyar 246 milyon 984 bin lira oldu.

Rakamlara göre, sanayi şirketlerinin karı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 27,95 oranında azalırken, bankaların karlılık oranı aynı dönemde yüzde 39,52, 2009 yılı 10 aylık dönemde yüzde 46,90 oranında arttı.

2009 yılında borsada işlem gören 247 şirket 16,8 milyar lira kar açıklarken, BDDK raporuna göre 26 banka, birkaç yılın en yüksek karı olan 20,1 milyar lira toplam net kara ulaşarak, önceki yıla göre yüzde 49,6 kar artışı, yüzde 14 oranında büyüme sağladı.

Telekomünikasyon

Rapora göre, hızla gelişen telekomünikasyon sektörünün hizmetlerinden yararlanan tüketici sayısının önemli orana ulaştığına değinilirken, sektörde süreç içerisinde yapılan birçok haksız uygulama, uygulanan vergilerin çeşitliliği ve yükü tüketicileri mağdur ediyor.

Telefon hizmetinden ÖİV, KDV, vergi benzeri diğer yükümlülüklerden hazine payı ve kurum masraflarına katkı payı, telsiz ruhsatname ücreti, telsiz kullanım ücreti gibi doğrudan veya dolaylı vergiler alınırken, Türkiye, yüzde 56,3 oranında uygulanan dolaylı vergilerle dünyanın en yüksek vergi ödenen birkaç ülkesinden biri konumunda.

Birçok gelişmiş veya gelişmekte olan ülkede vergilendirme oranı, ortalama yüzde 17 seviyesinde bulunuyor.

Raporda, GSM şirketlerinin uyguladığı sabit ücretin 2-2,50 lira, sabit telefonda alınan sabit ücret tutarının 14-15 lira olduğu kaydedilerek, kampanyalarda yeterli ve açık bilgilendirmeler yapılmaması, verilen taahhütlerin yerine getirilmemesi, sözleşme yapılmaması/verilmemesi, kampanya koşullarının tek yanlı olarak sık sık değiştirilmesi, kampanyanın süresi dolmadan kaldırılması nedeniyle tüketicilerin mağdur olduğu ve bu 'haksız' uygulamalara karşı yaptığı itirazların sonuçsuz kaldığı belirtildi.

Kampanyalara ilişkin kota aşımlarında tüketicilerin uyarılmaması sonucu çok yüksek tutarlarda fatura gelmesinin sorun yarattığı, GSM operatörleri üzerinden yapılan, mobil oyuncu, melodi servisi, haber servisi gibi içerik servisleri ile benzer hizmet uygulamaları haksız ve tüketiciyi mağdur eden sonuçları ortaya çıkararak, tüketicilerin çok yüksek bedeller ödemesine neden olduğuna dikkat çekildi.

Müşteri temsilcilerine kısa sürede ulaşamama, ulaşıldığında yetkililerinin ilgisizliğinin yanında, itirazlara makul süre içerisinde yanıt verilmemesinin, yaşanan sorunların büyümesine ve mağduriyetlere yol açtığı, operatör aramalarında sürekli yönlendirmeler/bekletmelerin dakikalarca sürmesinin tüketici açısından zaman ve para kaybına yol açtığı belirtildi.

Raporda özellikle GSM ve 3G'de olmak üzere yetersiz altyapı nedeniyle yaşanan yavaşlama ve kesintilerin yaygın olması nedeniyle sorun ortaya çıktığına, Rekabet Kurulu kararına rağmen yalın ADSL uygulamasına geçilmediğine ve ADSL bağlı hat nedeniyle tüketicilerden ayrı ücret alınmaya devam edildiğine dikkat çekildi.

Rapora göre, tüketiciler, ADSL sözleşmeleriyle sunulan hizmetin kapsamı,kullandıkları internetin hızıyla ilgili bir çok sorunlar yaşarken, limit aşımı gerekçesiyle çok yüksek faturalar alıyor ve dünyanın en pahalı internet hizmetini kullanıyor.

Türk Telekom'un 2009'da net karını yüzde 5 artırdığına değinilen raporda, "Diğer telekomünikasyon kuruluşlarının da yüksek karlılık elde etmeleri ülkemizde bankacılık sektöründe olduğu gibi telekomünikasyon sektörünün de çok yüksek oranda karlılık sağlaması, sanayi sektörünün zarar açıklaması karşında hizmet sektörünün açıkladığımız nedenlerle tüm bu yaşanan sorunların bedelinin tüketici yurttaşa ödetildiği gerçeğini ortaya koymaktadır" denildi.

Bu konularda ilginizi çekebilir