Kömürün yükselişi yeşil hayalleri kirletiyor
Yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesi; nükleerden vazgeçilmesi gibi çok önemli kararlara Almanya liderlik etti. Çirkin olan ise, geleceğin de geçmişe benzeyecek olması.
İSTANBUL - Almanya gibi gerek güneş enerjisinde gerekse diğer yenilenebilir enerji alanlarında lider konumda olan bir ülke, kömüre yöneldiğini açıkladı. Hatta ülkedeki kömür tüketimi son 24 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Doğu-batı birleşmesinden bu yana kapalı olan en kirli kömür madenlerinin yeniden açılacağı gündemde.
Çin, geçtiğimiz sene 100 milyon tonluk yeni kömür üretimine onay verdi. Ülke 2015 yılına kadar 860 milyon ton daha kömür üretmeyi planlıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) geçen ay yayımladığı orta-uzun vadeli kömür raporu, kömür talebinin artmakta olduğunu ortaya koyuyor.
IEA’ya göre, kömür talebindeki artış diğer fosil yakıtları geride bırakıyor. Bu da, fosil yakıt kullanımını azaltmayı hedefl eyen yeşil hayallerin, gerçekleşmekten henüz uzak olduğunu gösteriyor. Küresel ısınma konusunda bugüne kadar oldukça duyarlı bir yaklaşım sergileyen Almanya gibi ülkeler, bir yandan enerji fiyatlarının diğer yandan ise karbon emisyonlarının artığını açıklıyor.
Küresel ısınma ile mücadelede bugüne kadar yavaş ve etkisiz kalmakla eleştirilen ABD ise, bir yandan enerji fiyatlarını aşağı çekerken, diğer yandan karbon emisyonlarını azaltmış durumda.
Geçtiğimiz süre boyunca Avrupa Birliği, yenilenebilir enerjilerin gelişimi için oldukça cömert sayılabilecek teşvikler verdi. ABD ise yeni teknoloji yatırımlarına odaklanarak, kaya gazı üretimine başladı. IEA rakamlarına göre AB 2012 yılında yenilenebilir enerjilere 57 milyar dolar teşvik sağladı. ABD’nin 2012 yılında kaya gazı teknolojisi için harcadığı para ise 21 milyar dolar. Yani, AB’nin harcadığı paranın üçte biri.
ABD’nin Kyoto Protokolü’nü imzalamadan, karbon emisyonlarını aşağı çekmiş olması da dikkate değer. AB ise küresel ısınma ile mücadele yolunda uygulamaya başladığı karbon ticaretinde, kaosun içinde buldu kendisini.
Geldiğimiz noktada, IEA Direktörü Maria van der Hoeven’in dediği gibi, ekonomi, çevre ve enerji hedefl eri arasında bir denge sağlanması gerekiyor. Oysa son dönemde Avrupa genelinde yaşanan ekonomik zorluklar, bir çok ülkenin yenilenebilir enerji teşviklerini kaldırmasına yol açıyor. Yenilenebilir enerjilerin geleceğini tehdit eden gelişmeler de yok değil. Almanya , on yeni kömür ocağı açacağını açıkladı. Nitekim ülkede her ay yeni bir linyit kömürü ocağı açılıyor. Bu durum çevre aktivistlerini de oldukça endişelendiriyor. Linyit aynı zamanda en verimsiz ve havayı en fazla kirleten kömür türü.
Linyit kömür talebi yüzde 5.4 artacak
Bloomberg’e göre Almanya’nın yanı sıra, Polonya ve Çek Cumhuriyeti de linyit kömürüne yönelen ülkeler arasında. Bu yönelimin başlıca nedeni, Avrupa’daki enerji fiyatlarının ABD seviyesinin iki katına çıkacağı yönündeki endişeler.
IEA’ya göre, linyit kömür talebi 2020 yılında yüzde 5.4 oranında artış gösterecek. Tabi ki bu gelişme, yenilenebilir enerjiler için yolun sonunu işaret etmiyor. 2011 yılında yenilenebilir enerjilerin toplam enerji üretimi içindeki payı yüzde 20. IEA bu oranın 2035’te yüzde 31’e yükseleceğini ve elektrik üretiminin yarısını sağlayacağını tahmin ediyor. Elektrik üretiminde yenilenebilir enerjilerin payının en fazla artması beklenen ülke Çin. Fakat yenilenebilir enerjilerin penetrasyonunu artırmak için 2012 yılında 101 milyar dolar olan teşviklerin, 2035’te 220 milyar dolara yükselmesi gerekiyor.
AB’nin ekonomik nedenlerden dolayı yenilenebilir enerji hedefl erini yumuşatma kararı, sektör açısından kabus niteliği taşıyor. Sektör uzmanları ise oldukça karamsar. Neden mi? Yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesi; nükleerden vazgeçilmesi gibi enerji politikalarına yönelik çok önemli kararlara bugüne kadar Almanya liderlik etti. Geri kalan ülkeler ise Almanya’yı takip etti. Almanya şimdi kömüre dönüyor. Çirkin olan ise, geleceğin de geçmişe benzeyecek olması: Yani kömüre.