Koçer: Büyük işletmeler Ar-Ge birimi kurmalı
KOBİ ve sanayicilerin büyük bir bölümünün verilen teşviklerden ve sağlanan desteklerden habersiz olduğuna işaret eden AK Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer, büyük işletmelerin destek ve teşvikleri takip etmek için ayrı bir Ar-Ge birimi oluşturması gerektiğini söyledi.
Canan SAKARYA
AK Parti Gaziantep Milletvekili Meclis Plan Bütçe Komisyonu Sözcüsü Nejat Koçer, ekonomi yönetimi tarafından piyasaların ihtiyacı olan düzenlemelerin hızla yapılmasına rağmen sanayici ve KOBİ’lerin bu düzenlemelerin pek çoğundan habersiz olduklarını belirtti. Tarımdan istihdama pek çok alanda destek ve teşviklerin verildiğini kaydeden Koçer, özellikle büyük işletmelerin teşvik ve destekleri takip etmek üzere Ar-Ge merkezleri kurmaları çağrısında bulundu.
- Ekonomi yönetimi son dönemde üretim, yatırım ve istihdamı desteklemeye yönelik yaptığı düzenlemeler reel sektöre istihdama nasıl yansır?
Piyasa yakından birebir takip ediliyor, bunun sonuçlarını geçen yıl gördük. 2017'de yaptığımız torba yasalar gün gün piyasaların beklentilerine cevap verecek çok önemli düzenlemelerdi. Yapılan her yasa çalışması milyonlarca insanı yakından ilgilendiriyor, alacağınız her somut tedbir üretimin istihdamın artmasını sağlıyor. Dolayısıyla bir yılda 1.5 milyona yakın istihdam sağlandı, yaşanan tüm sıkıntılara rağmen ihracatta gerileme değil artış oldu. 2018’de de ortaya çıkabilecek sorunları öngörerek üretimde, büyümede, istihdamda bankacılık sektöründe atılması gereken adımları atıyoruz. Halen Meclis’te görüşülmekte olan torba yasada üretimi, yatırımı, istihdamı, Ar-Ge ve inovasyonu destekleyecek önemli düzenlemeler var. Bu düzenlemelere baktığımızda, hükümetimiz ekonomide oluşacak sıkıntılara ilişkin önceden tedbir alarak ekonomiyi sürdürülebilir hale getiriyor. Önemli bir husus daha var özellikle Ar-Ge projelerini, inovasyonu, ileri teknoloji ürünlerin desteklendiği yeni bir anlayışı ortaya koyuyoruz.
- İstihdamın artırılmasına dönük tedbirlerin pansuman olduğu yatırım ve üretim olmadan işsizliğin çözülemeyeceği dile getiriliyor. Bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Alınan bu önlemleri, çıkarılan yasaları ‘pansuman tedbirler’ olarak değerlendirmek yanlış olur. Bunlara şöyle bakmak lazım. Sürekli değişen bir düzen var, dünyada ve Türkiye’de ekonomi de ortaya çıkan rakamsal veriler bize yol göste riyor. Sonuçlar ortaya çıktıkça Hükümetin aldığı tedbirler de değişecektir. Bugün önümüzdeki iki yıl için istihdamda farklı destekler veririz, iki yıl sonra daha farklı bir şey yapabiliriz. Alınan tedbirler pansuman mı değil mi tartışması yerine yapılan düzenlemeler üretim, yatırım, istihdamda sonuç veriyor mu buna bakılmalı. Sonuç belli Türkiye, Avrupa’da birinci, dünya da 3. sırada büyüyorsa, ihracat artırmışsa, 1.5 milyon insana istihdam sağlamışsa sonuç alınıyor demektir. Ortada somut rakamlar var.
- Alınan yeni tedbirlerin sahaya yansıması ne kadar sürer?
Bence hemen yansır. Kanun çıkıp yürürlüğe girdikten sonra bunun piyasalara olumlu yansımaları olur. O kadar hızlı kanun üretiyor ve sahadaki sorunları çözecek modeller üretiyoruz ki sahaya indiğim zaman şunu görüyorum; bir çok KOBİ’miz, sanayicimiz, üreticimiz çıkan yasalardan verilen teşviklerden ve desteklerden haberdar değil. Kendileri için çıkmış üretim, istihdam desteklerinden, KOSGEB desteklerinden haberdar olmamaları bizi gerçekten üzüyor.
- Bu konuda gerek devlet gerekse meslek kuruluşlarına dönük bir tavsiyeniz olacak mı?
İş dünyasının çıkan yasaları teşvikleri incelemeleri günü gününe takip etmelerinde fayda var. Her KOBİ’ye her işverene her üreticiye tek tek ulaşmak mümkün değil. Onların bu değişiklikleri takip etmesinde fayda var çünkü çok önemli destekler ve teşvikler sağlanıyor. Bakanlıklar çok önemli düzenlemeleri kamu spotları yada farklı yöntemlerle duyurabilirler. Büyük işletmeler de bir Ar-Ge departmanları oluşturup sadece üretimde ArGe değil o işletme için hangi yasada ne öngörülüyor kendilerine nasıl destekler var, bakanlıklar düzeyinde tek tek bunların hepsini çok yakından takip etmelerinde fayda var.
Ferit PARLAK
Fırsatları görebilmek
Üretim, yatırım ve istihdamı desteklemeye yönelik bir dizi yasa, arka arkaya Meclise gönderildi. Çıkarılacak yasaların kısa dönemi etkileyecek pansuman tedbirler olduğu eleştirilerinin yanı sıra gerçek ihtiyaç sahiplerinin kullanamadığı, kaynakların etkin dağılmadığı görüşleri de dillendirildi. AK Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer’in, “Üreticilerimizin büyük bölümü verilen teşviklerden ve sağlanan desteklerden habersiz”, “Büyük işletmeler destek ve teşvikleri takip etmek için ayrı bir Ar-Ge birimi oluşturmalı” şeklindeki cümleleri ise uygulamanın farklı bir boyutunu gösteriyor.
- İşverenin teşviklerin sadeleştirilmesi konusunda talepleri var.
Teşviklerin takibi konusunda ciddi bir sıkıntının varlığından haberdarım. Biz çıkan her yenilikçi yasanın iş alemine ne getirdiğinin takip edilmesini isteriz, farkındalık çok önemli. Tarımsal destekler, KOBİ destekleri, ihracat destekleri, üretim destekleri, istihdam desteleri çok fazla başlık var bunların çok iyi takip edilmesi gerekir. Toplumsal talepleri karşılamak için yasa çıkarma hızımız çok yüksek.
- Yüksek faiz ve enflasyonla nasıl mücadele edilecek?
Yüksek faiz, üretimin istihdam ve yatırımın düşmanı, yüksek faizi hiçbir zaman savunmayız. Yüksek faiz sonuçta şirketlerin çalışmalarının bir anlamda boşa çıkması demek çünkü yeri geldiğinde kâr marjları ancak faize yetebiliyor. Dolayısıyla yüksek faizin üretim ve istihdamda çok ciddi sıkıntı yarattığı da malum. Enflasyonla mücadele AK Parti’nin en önemli çalışmalarından olmuştur, 2002’den bu yana yapılan mücadelede nereden nereye gelindiği zaten belli, bu konuda belli bir marja geldiği zaman biraz durağanlaşıyor yani mücadele daha da zorlaşıyor.
- Seçim bölgeniz, Suriye’deki gelişmeler ve Afrin operasyonundan en fazla etkilenen illerden. Bölgenizde ekonomik ve sosyal durum nedir?
Bölgemdeki illere yansıyan bir sıkıntı var ama hükümet tarafından alınan tedbirlerle borçların ötelenmesi ya da şirketlere verilen desteklerle bu sıkıntı aşılıyor. Türkiye tek vücut vatandaşlardan şikayet yerine ‘vatan işimizden gücümüzden çok daha önemli’ şeklinde sözler duyuyoruz. Bütün sınır bölgesine Kilis’ten Reyhanlı’ya ve Cilvegözü'ne kadar gittiğim her yerde bu söylemin hakim olduğunu görüyorum.