Kişisel hesap oluşturulacak
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz kıdem tazminatının kaldırılmasına ilişkin "Kesinlikle hiç kimse hak kaybına uğramayacak" dedi.
ANKARA - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, kıdem tazminatı konusunda üzerinde çalışılan modele ilişkin bilgi verirken, "Kesinlikle hiç kimsenin hakkına hukukuna dokunmadan hak kaybı oluşturmadan geçmiş tecrübeleri de dikkate alarak yeni bir model tasarlanıyor" dedi.
Yılmaz CNBC Televizyonunda katıldığı programda, hükümetin üzerinde çalıştığı kıdem tazminatı fonuna ilişkin soruları yanıtladı.
Bakan Yılmaz, "istihdam paketinin en önemli ayaklarından biri olan kıdem tazminatında yeni dönemde Avusturya modelinin benimsenmesi mi söz konusu" şeklindeki soru üzerine Avusturya modelinin kendisinin zikrettiği bir model olmadığını söyledi.
Uzun bir süredir bu konu üzerinde çalıştıklarını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in de sosyal taraflarla istişare içinde bunu olgunlaştırma gayretinde olduğunu anlatan Yılmaz, "Olgunlaşma sağlandığında bunu Meclisimizde yasalaştırmış olacağız" diye konuştu.
Türkiye'nin gerçekten böyle bir düzenlemeye ihtiyacı bulunduğuna işaret eden Yılmaz, mevcut yasal çerçeveye bakıldığında rekabeti desteklemeyen kayıt dışılığı teşvik eden, istihdam artışına engel olan bir yapının görüldüğünü dile getirdi. Bu yapının daha uzun çalışma saatlerini teşvik eden ama daha fazla işe alımı teşvik etmeyen bir sistem olduğunu ve bunun sürdürülebilir olmadığını belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"Mevcut kıdem tazminatı sistemimiz işsizlik sigortası sonrası aslında reforme edilmeliydi. O anlamda geç kalmış. Bir taraftan da bu fon ne kadar kullanılıyor diye baktığınızda çalışanlarımızın sadece yüzde 7'si bundan faydalanıyor. Dolayısıyla bu artık modern olmayan, iş görmeyen Türkiye'nin rekabet gücüne, istihdamına katkıda bulunmayan bir sistem.
Yeni sistemde kesinlikle hiç kimsenin hakkına hukukuna dokunmadan hak kaybı oluşturmadan geçmiş tecrübeleri de dikkate alarak, çünkü geçmişte gerçekten yanlış, güven kırıcı uygulamalar yaşanmış bunlar da çalışanlarımızın zihninde bazı endişeler oluşturmuştu. Bunun da önüne geçecek şekilde yeni bir model tasarlanıyor."
Kişisel hesap oluşturulacak
Bu modelde bir fonun olacağını, ancak "kişisel hesap" düşündüklerini anlatan Yılmaz, herkesin kişisel bir hesaba sahip olacağı, o hesapta biriken miktarı görebileceği, takip edebileceği onun nasıl değerlendirildiğini görebileceği bir yapı tasarladıklarını, bu şekilde burada biriken paranın başka şekilde istismar edilmesinin de önüne geçilmiş olacağını bildirdi.
Yılmaz, bu yeni model sayesinde hem çalışanların hukukunu korumuş, hem güven duyulan bir mekanizma oluşturmuş olacaklarını söyledi.
Cevdet Yılmaz, prim kesintisi oranı konusunda bir çalışma olup olmadığının sorulmasına karşılık da detayların çalışıldığını, şu anda Türkiye'de birçok ülkeye göre çalışma saatlerinin çok fazla olduğuna işaret etti. Yılmaz, insanların daha fazla çalıştırıldıklarını, işverenlerin yeni işçi almak yerine mevcudu daha fazla çalıştırmayı tercih ettiklerini vurguladı. Yılmaz, bunu ortadan kaldırmak, hem mevcut çalışanların çalışma saatlerini daha aşağı indirmek hem de işverenin gönül rahatlığı içinde yeni çalışanlar almasını ve bunu da kayıtlı yapmasını sağlamak istediklerini dile getirdi.
İstihdam en temel meselemiz
Bu yeni sistemin çok modern bir sistem olduğunu ve Avrupa'da birçok ülkede uygulandığını belirten Yılmaz, bu modeli Türkiye'de yerleştirmek istediklerini söyledi.
İşgücü paketinin içinde çok çeşitli unsurlar bulunduğunu ifade eden Yılmaz, esnek çalışmaya dönük, özellikle gençlerin ve kadınların iş dünyasına daha fazla katılmalarına dönük tedbirleri, daha fazla insana nitelik kazandırıcı, piyasaya onları hazırlayıcı kursları, programları bulunduğunu kaydetti. Yılmaz, "İstihdam konusu bizim en temel meselelerimizden birisi olarak gündemimizde ve sürekli de böyle olacak" dedi.
Yıl sonuna kadar tamamlanacak
Bakan Yılmaz, "çalışanlar ne kadarlık bir ödemeden sonra bu fondan yararlanmaya hak kazanacak" şeklindeki soruyu yanıtlarken de bütün detayların teknik düzeyde çalışıldığını, henüz açıklama yapabilecekleri bir konumda olmadıklarını söyledi.
Yılmaz, yıl sonuna kadar bu çalışmaları bitirmiş olacaklarını belirterek, Meclis açıldığı zaman büyük bir ihtimalle bunların belli bir olgunlaşma dönemine girmiş olacaklarını ifade etti.
Bu konuda hükümet programında ifade ettikleri cümleye atıfta bulunan Yılmaz, "kıdem tazminatı fonu sosyal taraflarla istişare içinde oluşturulacaktır" cümlesinin aslında herşeyi anlattığını, mevcut çalışanlara mevcut haklara hiçbir şekilde dokunmamanın temel prensiplerini olduğunu kaydetti.
Avustuya modeli
Gazetecilerin yeni modelin Avusturya modeli olup olmadığını sormaları üzerine Yılmaz, şunları söyledi:
"Avusturya modeli değil de çağdaş ülkelerde diyelim. Modern ülkelerde kullanılan yöntemler yani burada belli ülkeyi model olarak doğrusu ben, vurgulamadım. Bunu yorumla gazeteci arkadaşlarımız yaptılar."
Yeni modeldeki ana esprinin kimsenin hakkının hukukunun kaybolmadığı, herkesin kendi hesabını şeffaf bir şekilde takip ettiği bir yapının kullanılması olduğuna dikkati çeken Bakan Yılmaz, "Böylece bizim hükümetlerimizden önce geçmişte yaşanan bazı olumsuzluklar tekrar yaşanmasın istiyoruz. Bunun alt yapısını hazırlıyoruz" dedi.
Dünya piyasalarının daralması cari açığa olumlu yansıyacak
Küresel durgunluk riskine karşı alınması gereken ek tedbirler olup olmadığının sorulmasına karşılık Yılmaz, bunları dikkatle takip ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin borç yükünün Avrupa'daki ülkelerin tersine düşme eğiliminde olduğunu, bütçe açıklarının da düşük olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye'nin mali disiplini, güçlü bankacılık sistemi ve siyasi istikrarı ile diğer ülkelerden olumlu olarak ayrıştığını, ama cari açık konusunu dikkatle takip ettiklerini bildirdi.
Yıl sonu itibariyle 70 milyar doların üstünde bir cari açık beklediklerini, ancak Türkiye'nin bunu finanse ettiğini belirten Yılmaz, "Burada bir sıkıntı yok, yine orta ve uzun vadeli cari açığa dönük ciddi politikalar tartışıyoruz ve uygulama kararlığındayız. Kısa vadede de biliyorsunuz, kurda meydana gelen bu değerlenme, iç piyasada nispi olarak göreceğimiz yavaşlama, dünya piyasalarının daralmasıyla birlikte enerji piyasalarında beklediğimiz azalışlar bütün bunlar cari açığın azalmasına katkı sağlayacaktır" diye konuştu.
Daha çok tanıtıma ihtiyaç var
Cari açığın finansmanın kalitesini arttırmak için çaba gösterdiklerini anlatan Yılmaz, bu çerçevede daha fazla küresel sermayenin Türkiye'ye gelmesi için hem ülkenin tanıtımına hem de yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Bakan Yılmaz, cari açığın GSYH'ya oranına ilişkin soru üzerine de "Yüzde 9'dan aşağı olmaz diye düşünüyorum, yüzde 9-10 arası" diye konuştu.
"Türkiye için orta ve uzun vadede sürdürülebilir oran nedir peki?" diye sorulmasına karşılık da Yılmaz, şunları kaydetti:
"Şu rakam, bu rakam diyemeyiz. Bu düzeylerin sürdürülemez olduğunu görüyoruz. Bu düzeyi çok yüksek buluyoruz. Buradan yavaş yavaş aşağıya doğru inen bir patika izleyecektir, önümüzdeki dönemlerde orta vadeli programımızda burada alacağımız bir takım tedbirlerle, politikalarla, büyüme performansımızla mutlaka cari açıkta nispi olarak azalma olacaktır. Yalnız Türkiye gibi gelişmekte olan dış tasarrufa da ihtiyaç duyan bir ülkede, cari açığı sıfırlama diye bir hedef bana göre olmamalı. Türkiye kalkınmakta ve gelişmekte olan bir ülke, mutlaka dışardan sermaye cezbedecek, içerde yatırıma dönüştürecek bu anlamda belli oranda cari açık normal Türkiye için ama bu düzeyde değil."
Büyüme yüzde 7'lere yakın olur
Bakan Yılmaz, dünyada ve Avrupa'daki kötüleşme, geçen yılın son çeyreğindeki büyümenin yüksekliği gibi faktörler dikkate alındığında yılın ikinci yarısında, birinci dönemdeki kadar yüksek bir büyüme beklemenin doğru olmayacağını belirterek, "Ortalama olarak yüzde 6'nın üzerinde belki yüzde 7'lere yakın bir büyüme beklentisi normal diye düşünüyorum. Gelecek yıl, iki yıl üst üste yüksek oranlı büyümenin de biraz etkisiyle ekonomide yumuşak geçiş yapma ihtiyacından diğer taraftan da dünyadaki ve Avrupa'daki, bölgemizde hadiseler büyümemizi bir miktar aşağıya çekecek diye düşünüyorum. Henüz tam kesin bir rakam söylemek mümkün değil, ama IMF'nin düşündüğünden daha yüksek bir büyüme sağlayacağız diye söyleyebiliriz" dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın "yüzde 5'in altı sürpriz olmasın" sözünün hatırlatılması üzerine de Yılmaz, "Evet, yani 2,5 ile 5 arası bir rakam düşünün o zaman" cevabını verdi.