Kış turizmine Avrupai kimlik
KAYSERİ'DEN / Mahmut SABAH
Ve nihayet bir düş daha gerçek oluyor. Sonunda, Erciyes Kış Sporları Turizm Merkezi Projesi start aldı. Dağın değişik kesimlerinde kurulacak telesiyejlerin, konaklama ve dinlenme mekanlarının, kayak pistlerinin temelleri atıldı, inşaatlarına başlandı. Tesisler tamamlandıkça işletmeye açılacak. Bu sayede, ticaret ve sanayi kenti Kayseri, turizmde de söz sahibi bir kent olacak.
Görmeden, yaşamadan ve de tanımadan Erciyes'in insan yaşantısındaki önemini anlamak mümkün değildir. Belki şu kadarı söylenebilir; Erciyes ekolojik değerlerin, temiz yeraltı su kaynaklarının, krater göllerin, yaban atlarının, Sultan Sazı Kuş Cenneti'nin, üzerinden beyaz karların eksik olmadığı doruklarla bütünleşip kaynaştığı bir doğa harikası. Dolayısıyla, bozkırın ortasındaki böylesine anlamlı bir doğal değerin, tesislerle donatılırken korunması ve de güzelliklerinin bozulmaması için özel uğraş verilmesi gerekir.
Erciyes, yasa uyarınca Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin tasarrufunda. Bir başka deyişle dağın hemen her kesiminde yapılaşma belediyenin iznine tabi. Tabii, her türlü sorumluluk da… Başkanından daire müdürüne, memurundan işçisine, belediye çalışanları şu sıralar Erciyes'e yoğunlaşmış durumda… Herkes Kayseri'yi 'Türkiye'nin kış sporları başkenti' konumuna getireceği söylenen proje için uğraş veriyor.
O nedenle tekrarında yarar var. Şayet Erciyes'te kış sporlarının'uluslararası standartlarda' yapılabilmesine olanak sağlayacak bir tatil ve turizm merkezi düşleniyor; örneğin İnsburg benzeri bir kimlik kazandırılmak isteniyorsa, bilinmelidir ki "Kayseri ve Erciyes bir bütünün iki yarısıdır. Bu tarihsel ve doğal bütünlük ortak değerler ön plana çıkarılarak birlikte ele alınmalı, kentsel yaşamın vazgeçilmezi olan Erciyes, başta Tekir Yaylası olmak üzere, ekolojik değerleri tahrip edilmeden planlanıp, değerlendirilmelidir."
Şehirdeki imar politikasının esası da, tarihsel dokunun ve kültürel değerlerin, kentsel kimliği belirleyici öğeler olarak ve yaşamla bütünleşerek korunması olmalıdır. Ve tabii, Erciyes'te hayata geçirilmesi için uğraş verilen yeni planlama, 1980'lerde başlatılan çağdışı çirkin yapılaşmanın etkisinden mutlaka kurtarılmalı, çevreye duyarlı yeni bir vizyonla düzenleme yapılmalıdır.
Erciyes-Kayseri bütünselliği için atılacak bir başka adım da, Develi'yi, Hacılar'ı, Hisarcık ve Kıranardı'yı turizmle tanıştıracak destek projeler üretilmeli, "Erciyes peyzajı"nı korumak için büyük ölçekli yapılar yerine, bu yerleşim yerlerinde apart otel ve pansiyonculuk teşvik edilmeli, gerektiğinde dağ tipi konaklama mekanları kurulmalıdır.
Düzgün yapılaşma, doğru turizm demek, daha çok kazanç demektir. Güzelliği artırıp, zenginliği çoğaltmak yerine, mevcudu bozup yok etmek turizmi yok etmektir. Bundan böyle Erciyes'te atılacak her adım, dilerim sönen umutların yeniden filizlenip, boy vermesine vesile olur.