”Kimin aracılığıyla niçin kalkıp iş birliği yapıyorsun?”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, referandum süreciyle ilgili olarak son gelişmeleri değerlendirdi.
İZMİR - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 12 Eylülde referandumda "Hayır" denmesi gerektiğini belirterek, "Biz demiyoruz ki takaya bindin. İmralı'ya gittin, Abdullah Öcalan canisini ziyaret ettin, sade kahve içtin, sonra Türkiye hakkında sohbet ettin diyen mi var sana? Kimin aracılığıyla niçin kalkıp iş birliği yapıyorsun? Hangi konularda ne anlaşman var? Bunu millete anlat diyoruz" dedi.
Bahçeli, MHP İzmir İl Başkanlığının Buca Hancı Tesisleri'nde düzenlediği iftar yemeğine katıldı. Burada referandumla ilgili sürece değinen Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, referandum mitinglerinde MHP'yi haksızca eleştirdiğini öne sürerek, şöyle devam etti:
"Diyorlar ki 'Bunlar 'Hayır'cılar, Bu 'Hayır'cıların içerisinde kimler var? Şu, şu, şu partiler vardır' diyor. Ve bu partileri sayarken de bölücü terörün görüntü veren siyasallaşma sürecindeki sözde partisiyle MHP'yi de aynı kabın içerisine koymaya çalışıyor. Sayın Başbakan, MHP AKP değil, MHP Genel Başkanı da Recep Tayyip Erdoğan değil. MHP var oluş gayesiyle, misyonuyla, vizyonuyla, bölücü terörle amansız bir mücadelenin taraftarıdır ve bölücülerle bir arada olması mümkün değildir. Şimdi de kalkmış bir vagondan bahsediyor. Uçaktan trene binmiyorsun ki vagonun ne olduğunu sen bilesin. Peki ama takayı çok iyi bilirsin. Bizi Türkiye'nin yerli bir partisinin arkasına takılmış vagon olarak suçluyorsun. Ama sen okyanus ötesinin takası olduğunun farkında değilsin. Öyleyse seni böyle yanlış konuşturan, sapkın konuşturan, gerçekleri örten, ramazan ayında oruçlu ağzınla herkese iftira ve yalan atan bu gizli gündemin ve bu gizli gündemin mecburiyeti ve mahkumiyeti nedir Sayın Başbakan, gel bunu bir anlat. Bunu millet öğrensin."
"AKP'nin gizli gündemi var"
Hükümetin bir gizli gündeminin olduğunu ve bu gizli gündemin direk bölücü terör olaylarıyla yakın alakalı olduğunu öne süren Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AKP'nin bir gizli gündemi var. Bu gizli gündem direk bölücü terör olaylarıyla yakın alakalıdır. Sayın başbakan bu gizli gündeme mahkum edilmiş ve sayın Başbakan AKP'yi de mecbur ve mahkum ediyor. Bizim tespitimiz odur ki gizli gündem 3 noktada toplanmaktadır.
Bunlardan birincisi açılım denen zırvanın gerçeği, PKK'nin siyasallaştırılma sürecidir. Siz diyorsunuz ki mesela bir tv programında konuşurken, 'Açılımın hukuki zeminde ilk adımı bu anayasa değişikliği olacaktır.' Öyleyse açılım için bir anayasa değişikliği yapmayı düşünüyorsun. Açılımın ne olduğunu anlatmıyorsun ama PKK'nın taleplerine çok derinden kulak veriyorsun. Zaten PKK ne diyor 'demokrasi, özgürlük' diyor. Neyin demokrasi, neyin özgürlük için olduğunu açıkça söylüyor da sen onlar için neyi yapacağını açılımda tam anlatmıyorsun. Öyleyse burada bir karanlık bir nokta var. Bu karanlık noktanın aydınlığa kavuşması lazım. Bunu aydınlığa kavuşturabilmek için de bu anayasanın 'Evet' oyuyla halk oylamasında kabul edilmemesi gerekir. Çünkü 'hayır' oyuyla reddedildiğinde ne anlaşılmışsa, nerede işbirliği yapılmışsa önümüzdeki günlerde bunlar çok daha net olarak anlaşılacaktır.
Anayasa Mahkemesi'nin yapısını bugün için parti kapatılma korkusuna kapılarak, gelecekte açılım için söz verdiklerini yerine getirirsem beni yüce divanda yok ederler korkusuyla şimdiden anayasa mahkemesini değiştirmeye çalışıyorsun. Öbür taraftan 8 yıllık AKP uygulaması döneminde ortaya koymuş olduğun yolsuzluğun, yandaş zenginliğinin her türlü ahlaksızlığın hesabını bir gün sorarlar diyerek dokunulmazlığın kaldırılmasına dokunmuyorsun, ama bir gün dokunulmazlık kalkarsa, bu mahkemeler beni çok da kötü duruma sokarlar diye HSYK'yı bugünden değiştirmeye çalışıyorsun. Demek ki gizli gündemde açılıma verilen söz oradaki mahkumiyet ve mecburiyet, öbür tarafta da nefsini kurtarmanın gayreti var demektir.
Mecliste 7 defa bir bakanla beraber Alevi açılımı çalışması yapıyorsunuz. Alevi kardeşlerimizin taleplerine iktidar olarak cevap vereceğinizi bir toplumsal barışı arzuladığınızı ifade ediyorsunuz, ama Anadolu'da alçakça Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunda 'Aleviler var, bizi her zaman mahkum etmeye hazır bekliyorlar' diye fitne yayıyorsun. Utanmadan bunu gerçekleştiriyorsun. Etnik temelde ayrımcılık, mezhep temelde ayrımcılık, kurumlar arası çatışma bu iktidarda var. Türkiye'de her türlü ayrımcılığın kaynağı bugünkü AKP iktidarı."