Kılıçdaroğlu: Türkiye'nin Suriye politikası değişmeli
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin yıllardır devam eden Suriye politikasının değişmesi gerektiğini söyledi.
CHP Parti Meclisi (PM), Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Kılıçdaroğlu, toplantı kapsamında iç ve dış politika, ekonomiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin bekası açısından Suriye'nin birlik ve bütünlüğünün önemli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Hiçbir vatandaşımızın, askerimizin, komutanımızın kılına zarar gelmesin." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Suriye'nin birlik ve bütünlüğünü korumak için Türkiye'nin Suriye politikasında değişiklik yapması ve belli ilkeler çerçevesinde Suriye yönetimiyle ilişkiye geçmesi gerektiğini dile getirdi. Kim Suriye'nin birliğini bütünlüğünü istiyorsa Türkiye'nin o safta yer alması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, aksi halde bunun faturasının ileride çok daha ağır olarak karşılarına çıkacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, Tahran'da yapılan toplantıda ateşkes istenildiğini anımsatarak, "Ateşkesi kiminle yapacaksınız? Heyet Tahrir el-Şam bir terör örgütü. Bizde de Resmi Gazete'de terör örgütü olduğuna dair yayımlandı. Peki ateşkesi terör örgütüyle mi yapacaksınız? Ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti devleti terör örgütlerini muhatap alacak ve anlaşma imzalayacaktır? Böyle bir noktaya Türkiye ne zamandan beri geldi? Hepimizin dikkatli olması lazım." ifadesini kullandı.
"Çıkmazın içine sokuluyor"
Dış politikada olduğu gibi içeride de sorunların bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ekonominin hiç iyi gitmediğini öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, sorumlu bir parti olarak, ülkenin geleceği açısından sorumluluk hissederek 11 Ağustos'ta İstanbul'da, Türkiye'nin bu krizi nasıl aşacağına dair iyi niyetli bir toplantı yaptıklarını anlattı.
Çok ciddi bir ekonomik krizin içinde, göbeğinde, başlangıcında olduklarını ileri süren Kılıçdaroğlu, 13 madde halinde öneri getirdiklerine işaret etti. Kılıçdaroğlu, "İyi niyetlerle önerilerimizi söyledik. Biz bekledik ki 'teşekkür ederiz, önerilerinizi dikkate alacağız' diye mesaj gelsin. Tam tersine, 'Siz dolar baronlarıyla beraber yürüyorsunuz' diye eleştiriye muhatap olduk. Bu kadar sığ, kısır, ön yargılı bir kişi tarafından Türkiye yönetiliyor. Türkiye, açıkça bir çıkmazın içine bilinçli olarak sokuluyor." diye konuştu.
"Şeffaf değilse israf ve yolsuzluk vardır"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, devleti yönetenlerin üç temel noktada duyarlı olması gerektiğini belirterek, bunlardan ilkinin, devleti yönetenlerin eleştiriye açıklığı olduğunu söyledi.
Devleti yönetenlerin, siyasi partilerden, vatandaş, esnaf, sanayici, sivil toplumdan gelen eleştirilere kulak kabartması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "konuşmayın" denilip, korkutulması halinde orada demokrasinin olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, korkunun egemen olduğu yerde demokrasinin olmayacağını ifade etti.
Türkiye'yi yönetenlerin şeffaf olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "81 milyon vergi ödüyor, vatandaşa nereye harcandığının hesabını verecek. Bütün demokrasilerde bu vardır. Eğer şeffaf değilse orada israf ve yolsuzluk vardır. Üçüncüsü yönetimin denetlenebilir olması lazım. Her aşamanın hesabını vermek, bağımsız kurumlar tarafından, Sayıştay, TBMM gibi kurumlar tarafından yönetimin denetlenmesi demektir. Eğer denetlenebilir değilse, orada tek adam rejimi varsa yolsuzluk ve israfın örtülmesi, hesabın sorulmaması demektir." görüşlerini dile getirdi.
"Öneriye dahi tahammül edemiyorlar"
Kılıçdaroğlu, Türkiye yönetiminde bunların üçünün de olmadığını iddia ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
" Eleştiriyi geçtim, öneriye dahi tahammül edemiyorlar. 'Neden bu önerileri yaptınız?' Yaptık, vatandaş da duysun. Vatandaşın, esnafın, sanayicinin, bankacının, işsizin de aklı var onlar da baksınlar, bu öneriler akla yatkın mı değil mi, bu CHP neyi öneriyor diye öğrensinler. Ama ona bile tahammül edemiyorlar. Tek adam yönetimlerinin özelliklerinden biri, eleştiriye tahammül etmemenin de ötesinde asla hiçbir sorumluluğu kabul etmemesidir. Çünkü her şeyi en iyi o bilir, o ölçer, biçer, o önerir, bir hata varsa hata onun değil şu ya da bu güçlerin hatasıdır. Soru sorduk, 9 madde sorduk, bu sorduğumuz soruların muhatabı, sorumlusu dış güçler mi? Mercimekten nohuta, etten canlı hayvana kadar ithal ediyorsun, saman ithal ediyorsun dış güçler mi sana ithal et dedi diye sorduk. Tık yok.
Bizim cumhuriyet tarihimizde kendi topraklarını, Süleyman Şah Türbesi'ni alarak terk eden ve kaçan tek hükümet, tek başbakan vardır; Erdoğan'dır. Bizim tarihimizde toprak verilmez, orada şehit, mücadele olunur. Türbeyi bile kaçırdılar. Kendi topraklarını terk ettiler. Bunun siyasal tarihteki adı ihanettir. Bunun için de biliyorum dava açacak. Açmazsan namertsin."
"O konuşmaların hangi gerekçelerle yapıldığını biliyorum"
Borcun faizini ödemek için de borçlanma noktasına gelindiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Hiç önlem almadılar desek haksızlık etmiş oluruz." dedi.
Hükümetin aldığı önlemlerden bazılarını sıralayan Kılıçdaroğlu, "Birinci önlem şu oldu; damat çıktı, koca koca sanayicileri çağırdı, onlara nutuk attı. Sanayiciler, dışarı çıktılar, 'çok muazzam, çok mükemmel, yüz günlük eylem planı, Türkiye'nin kurtuşu' gibi abuk sabuk bir sürü konuşmalar yaptılar. O konuşmaların hangi gerekçeyle yapıldığını biliyorum. " değerlendirmesinde bulundu.
Yüz günde yapılacak önerilerden birinin, "Ülkenin yeraltı kaynaklarının tespit edilerek ekonomiye kazandırılması" olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "16 yılda yapamadığını yüz günde nasıl yapacaksın? Zaten hiç ciddiye alınmadı, Türk lirası da erimeye devam etti. Ne eylem planı, milleti mi kandırıyorsunuz?" diye sordu.
"Tefecilerle yakayı kaptırdı"
Kılıçdaroğlu, ikinci önlem olarak vatandaşın dolarının bozdurulmasının istendiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Bunu söyleyen adam yakınlarının Man Adası'ndan getirdiği 15 milyon doları ne yaptığının hesabını, daha bu millete vermedi? Sen 15 milyon doları bozdurdun mu bozdurmadın mı? Çıktılar propaganda yaptılar AKP yandaşları. 'Dolar bozdurursan, traş, yemek bedava'. Dolarları yakıyoruz, telefonları kırıyoruz. Ne oldu, bir baktık bankalara vatandaşın dolar hesabı artmış. Vatandaş, akıllı Türk lirasının eridiğini görüyor, tasarrufunu garanti altına almak istiyor. Türkiye öyle bir borç batağında ki vatandaşa diyorsun '1 dolarını bozdur', milyarlarca dolar endeksli ihale yaptın, dönüp onlara 'Bunları Türk lirası üzerinden yapalım' demiyorsun. Türkiye, bu Ankara'daki beylerin döneminde tefecilere yakayı kaptırdı. O kadar büyük rakamlar ödediler ki tefecilere. Dışarıya ödedikleri faiz 156 milyar dolar, içeriye ödedikleri faiz 699 milyar lira. Esnaf, sanayici, işçi mi faiz aldı, kim bu faizleri aldı, kim bu malı götürdü? Bunun hesabı verilmedi."
Kılıçdaroğlu, üçüncü önlemin, her türlü menkul, gayrimenkul kiralamaların dolar değil TL üzerinden yapılması olduğunu anımsattı.
Kemal Kılıçdaroğlu, "İyi, güzel. Yol geçişleri dolar endeksli, TL ile olacak mı? Ona bir şey demiyor. Gücü AVM'deki adama yetiyor, yandaşına yetmiyor. Neden çünkü yandaşına çok büyük imkanlar sağlamış, dolar endeksi sağlamış, garantiler, geçiş ücretleri de dolar endeksli. Onlara bir şey söyle. Asıl para, mal onlarda. Dükkan kirası TL eyvallah, yapalım. Buna izni kim verdi, sen vermedin mi? Şimdi 'bunu kaldırıyoruz' diye övünüyor. Senin utanman lazım neden dolar bazında yaptırdın." dedi.