Kılıçdaroğlu sert çıktı
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşma yapıyor. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
- Gaz bombası atıyorsunuz doğrudan hedef alıyorsunuz. Bunun birileri tarafından dile getirilmesi lazım. Niçin sahip çıkıyorsunuz bu genclere diyorlar. Neden çıkmayalım? Bu ülkeye demokrasi ya gelecek ya gelecek.
- Gençler bizim gençlerimiz, bizim çocuklarımız bizim geleceğimiz. O gençleri gözardı edemeyiz.
- Hiçbir genci bireysel bir avantaj peşinde olmadığını hepimiz biliyoruz. Gençlerimize apolitik dedik. Türkiye'nin, dünyanın sorunlarını bilmiyor dedik. Bunlar bir şeyden anlamaz bunlar bilgisayar çocukları dedik. Ama gençler kendilerini bize de dünyaya da çok güzel şekilde anlattı. Gençleri hafife almayacağız, dinleyeceğiz.
- Efendim 4 ağaca bunlar sahip çıkıyorlar diyorlar. Ağaç sevgisi olmayan birinde insan sevgisi olabilir mi. İnsan sevgisi olmayan biri bir ülkeyi yönetebilir mi?
- Hükümet toplar vergiyi ve harcar. Vatandaş ödediğini vergiyi sorar, siyasi iktidar hesap verir. Türkiye henüz bu aşmaya gelmedi. Gençlerime, vergi veren her yurttaşıma söylüyorum. Verdiğin verginin hesabını sor.
- Çağdaş demokrasilerde her kesimin fikri alınır, bizde usulen yapılır. Demokrasiyi derinleştirmemiz gerekir. Türkiye’de demokrasi, diktatörlükten bir önceki aşamada. Taksim’deki gençlerimiz bu ülkede birinci sınıf demokrasi istiyorlar.
- Benim polisim benim valim diyor. Bunlar senin babanın malı mı? Vali devletin valisi, polis devletin polisi. Ama sen bunları kendi valin ve polisin haline getirdin. O nedenle ben sana diktatör diyorum Recep Tayyip Erdoğan.
- Sizin anladığınız dilden konuşacağım dedi. İki dil var. Bir dil şiddet dili öbür dili sevgi dili. Şiddet dilini kullanan Recep Tayyip Erdoğan. Sevgi dilini kullanan gençlerimiz. Ne demek anladığınız dilden konuşacağım? Dövecek misin? Öldürecek misin? Demokrasi istiyor bu gençler. Demokrasi isteyenlerin öldürüldüğü rejime dikta denir. Başındakine de diktatör denir.
- Bütün Türkiye psikanalize merak sardı. Köşe yazarları, bilim insanları, sade vatandaş psikolog olduk. Hepimiz vazgeçirmeye çalışıyoruz. Ama "ben bildiğimi konuşacağım" diyor. Sana değil ülkeye zarar veriyor.
- Camiye içki şişeleri ile girdi demek sorumsuzluktur. Onun da ötesinde ahlaksızlıktır.
- Çıkıp bir konuşma yapıyorsun her şey berbat oluyor.
- Piyasadaki çalkantının suçunu faiz lobisine yıktı. Neyse bu sefer CHP’yi suçlamadı. Yapabilirdi. Tek ayak üstünde 40 tane yalan söyleyebilir. Bu ülkede faiz lobisi varsa yeni mi aklına geldi. Onların ümüğünü sıkacağım diyor. Sıkmazsan namertsin. Sıkılmasa 'O Gezi Parkı’nda oturan gençler o borcu yaptı' diyecek.
- Siyasetçi kul hakkı yemez. Kul hakkı yiyene hesap sorar. Bunlar kul hakkı yiyorlar, yiyenlerin de sırtını sıvazlıyorlar. Siyasetçi yalan söylemez. Düşünün bir ülkenin Başbakanı çıkıyor Wallstreet’te polisler 17 kişiyi öldürdü diyor. Büyükelçi çıkıyor açıklama yapıyor. Yok öyle bir şey diyor.
- '2 milyar 800 milyon ağaç dikildi' dedi. Hesap yaptık böyle bir şey olabilir mi. Yani 24 saat çalışsalar her 20 dakikada bir robot gibi dikiyorlar. Atma Recep din kardeşiyiz. Bu kadar da atılmaz ki.