Kılıçdaroğlu: 'Savaş bir sağlık sorunudur' beyanı son derece doğal
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "TTB'nin 'Savaş bir sağlık sorunudur' diye görüş beyan etmesini son derece doğal buluyoruz. Yargılanma sürecini ise demokrasiye aykırı bir tutum olarak görüyoruz." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, beraberinde bazı milletvekilleri ve genel başkan yardımcıları ile Türk Tabipleri Birliğini (TTB) ziyaret ederek, Başkan Sinan Adıyaman ve yönetim kurulu üyeleriyle bir süre görüştü.
Daha sonra basın mensuplarına açıklamada bulunan Kılıçdaroğlu, meslek kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin demokrasilerde önemli görevleri bulunduğunu belirterek, "Sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşları sadece kendi alanlarıyla ilgili değil, kendi alanlarını dolaylı olarak ilgilendiren diğer alanlarda da açıklama yapma hakkına sahiptirler." dedi.
Tıp gibi, insan sağlığı gibi hayatın her alanıyla bağlantı kurulabilecek bir alanda görüş beyan etmeleri kadar doğal bir şey olamayacağına işaret eden Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Çevreden tutun, yaralanan insanın acil servise gelmesine kadar bütün bu süreç içerisinde hekimler görüş bildirecektir. Savaş bir halk sağlığı sorunudur. Bunu söyledi diye bir doktorun yargılanması hangi demokraside olabilir? Hekimin görevi zaten insanın hayatını kurtarmaktır. Bunun için yemin ediyor. Bunun için hekim önüne gelen hastaya kimliğini sormuyor, inancını, yaşam tarzını sormuyor. Ona sağlıkla ilgili şikayetini soruyor ve hekim onu iyileştirmek için elinden gelen bütün çabayı gösteriyor. Savaş bir sağlık sorunu mu? Evet, sağlık sorunudur.
Buyurun Yemen'e bakın. 5 milyon çocuk savaşın ortasında. İnsanlar bir birini kesiyor, öldürüyor, emperyal güçler onlara silah veriyor, ölen de öldüren de Müslüman. Buyrun Suriye'ye, Irak'a bakın. Bir hekimin, hekim birliğinin bütün bu duyarlılıkları dikkate alarak görüş beyan etmesi kadar doğal ne olabilir. 'Siz neden görüş beyan ettiniz' diye yargılanıyor arkadaşlarınız, bu bir akıl tutulmasıdır. Elbette sivil toplum örgütleri sadece kendi alanlarıyla ilgili değil, Türkiye'nin demokrasisi ile ilgili de görüşlerini beyan ederler."
Kılıçdaroğlu, başta hekimler olmak üzere, sağlık çalışanlara yönelik şiddete karşı yasal önlem alınmazken, 'bir açıklama yaptı' diye hekimlerin mahkemeye gönderilmesinin ise çifte standart olduğunu kaydetti.
"Son derece doğal"
"Biz, bizi eleştirsin veya eleştirmesin, kendi görüşünü kamuoyuyla paylaşan bütün meslek kuruluşlarına her zaman saygı duyduk ve duymaya devam ediyoruz." diyen Kemal Kılıçdaroğlu, şu görüşlerini paylaştı:
"Dolayısıyla, TTB'nin 'savaş bir sağlık sorunudur' diye bir görüş beyan etmesini son derece doğal buluyoruz. Yargılanma sürecini ise demokrasiye aykırı bir tutum olarak görüyoruz. Ne diye yargılayacaklar? Savaşı, insanların öldürülmesini kim savunuyor. Bu ülkenin kurucusu, hayatı savaş meydanlarında geçti ama 'zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir' diyor. Siz kalkıyorsunuz 21'nci yüzyılda 'savaş bir halk sağlığı sorunudur' dedi diye doktorları yargılıyorsunuz, kabul edilecek bir olay değil, bir akıl tutulmasıdır. Arkadaşlarımız duruşmalar sırasında TTB'nin yanında olacaklar, biz davanın bir an önce sonuçlanmasını ve Türkiye'nin bu hukuk garabetinden bir an önce çıkmasını arzu ederiz. Günün 24 saatinde insanların yanında olmak gibi bir mesleğiniz var, bu mesleği herkes yapamaz. Kimin ne zaman hastalanacağı belli olmaz ama günün 24 saati içinde bir kişi yaralanıyorsa orada bir doktor, sağlık çalışanları vardır, o yüzden sizlere teşekkür ediyorum."
"Bizim öznemiz insandır"
TTB Başkanı Sinan Adıyaman da Kılıçdaroğlu ve beraberindekileri ağırlamaktan büyük onur duyduklarını vurgulayarak, "Bilindiği gibi yarın 32. Ağır Ceza Mahkemesinde TTB bir dönem önceki Merkez Konseyi üyesi 11 kişi yargılanmaya başlayacak." dedi.
Arkadaşlarının yaklaşık bir yıl öncesinde "savaş bir halk sağlığı sorunudur" şeklinde yaptıkları açıklamadan dolayı yargılanacağını aktaran Adıyaman, şöyle devam etti:
"Ben şunu ifade etmek istiyorum ki TTB, sağlığı sadece klinik olarak bir iyilik hali olarak görmez. Sağlık, kişinin fiziksel, psikolojik ve sosyal iyilik halidir. Bu sosyal iyilik haline girecek olan savaş karşıtı, hastalık karşıtı, salgınlar karşıtı bütün her şey TTB'nin öznesidir. Zaman zaman kızamık salgını çıktığı zaman TTB aşı karşıtlığı ile ilgili demeçler verir. Zaman zaman kaçak bir yurtta ölen yavrular için demeçler verir. Bazen de tüm dünyada, Dünya Tabipleri Birliğinin bize verdiği evrensel tıp ilkelerine uygun olarak savaş karşıtı söylemlerde bulunur, açıklamalar yapar. Bizim öznemiz insandır, insan hayatıdır. Bununla ilgili her şeyi her türlü açıklamayı, etkinliği yapmaya kararlıyız. Bundan sonra bunu yapmaya devam edeceğiz."
Adıyaman kendilerine destek olan siyasi partilere teşekkür ederek, bugün aynı zamanda İYİ Parti'yle de bir görüşme gerçekleştireceklerini sözlerine ekledi.
CHP'den "propaganda" toplantısı
CHP, yerel seçimlerde kullanılacak "dil ve propaganda"nın belirlenmesine yönelik toplantı gerçekleştirdi.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun katılımıyla, parti genel merkezinde basına kapalı gerçekleşen toplantıda, özel bir şirkete yaptırılan araştırma masaya yatırıldı.
Edinilen bilgiye göre, CHP dışındaki siyasi partilere oy vermiş 37 kişi ile bir süre vakit geçirilerek bir çalışma yapan şirket, bu sürece ilişkin tespitlerini bir sunum halinde CHP yönetimiyle paylaştı.
Vatandaşların CHP dışındaki partilere neden oy verdiklerinin araştırıldığı çalışmada, bu kişilerin beklentileri, iktidarı hangi yönden eleştirdikleri, yaşam şatlarında gördükleri eksiklikler belirlendi.
Çalışmada, "ekonomide yaşanan sıkıntılar ve işsizlik ağırlıklı olmak üzere ABD'li rahip Andrew Brunson'un iadesi, açılım süreci ve dış politika" gibi konularda iktidara yapılan eleştiriler ön plana çıktı.
Bu sunumlar doğrultusunda "vatandaşlara temas edecek" söylemler üzerinde çalışmalar yapacak olan CHP, yerel seçimde izleyeceği propagandanın yol haritasını belirleyecek.