Kılıçdaroğlu: Ona yalan söylemeyen tek kişi benim

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kimse duymasın, bir şey söyleyeyim. Erdoğan beni dinliyor" diyerek sözlerine devam eden Kılıçdaroğlu, "Ona yalan söylemeyen tek kişi benim. O nedenle ahtim olsun diye başlayan bir konuşma yaptı. Anladım ki bu beni dinliyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Konuşmasının başında 300 Fransız yazar ve siyasetçinin, şiddet ve Yahudi düşmanlığı yaydığı iddiasıyla Kur’an-ı Kerim'den bazı ayetlerin çıkartılması talebine tepki gösteren CHP Lideri, "Siyasetle dinin ayrılması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Kişilerin inancına saygı duymak hepimizin görevidir. Fransa'da aralarında geçmişte devlet yöneticisi olanlar da dahil Kur'an-ı Kerim'den bazı ayetlerin çıkartılması gerektiğini söylüyorlar. Çağ dışı kalan Kur'an-ı Kerim değil sizlersiniz. Sizin bu tavrınız bu düşünceniz El-Kaide, El Nusra, IŞİD düşüncesidir. Onlara destek veriyorsunuz siz. İslamiyetin barış dini olduğunu bütün dünya kabul ediyor. İslam'da huzur, barış vardır. Siz nasıl böyle tanımlarsınız? Bu açıklamayı yapan İslamiyet'in ne olduğunu bilmiyor. Lütfen ama lütfen peygamberimizin veda hutbesini okuyun. Tarihin ilk insan hakları beyannamesi olan hutbeyi okuyun" şeklinde değerlendirmede bulundu.

"İnce cumhurbaşkanlığını hakediyor"

Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanlığı adaylığıyla alakalı Erdoğan'ın eleştirilerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, "Geçen hafta Muharrem İnce'yi açıkladık, beklemiyorlardı. Orada yarış oldu biri diğerini mahvedecek. Neden öyle yapalım. Aynı mücadeleyi veriyoruz. Muharrem İnce Türkiye'nin sorunlarını ve kaynağını çok iyi bilen bir kişidir. Bizim adayımız onların düşündüğü gibi değil. Demokrasiye bağlı, insan haklarının ne olduğunu bilir. 80 milyonu kucaklar. Kürsüye çıktığında CHP rozetini çıkardı ben de ona Türk bayrağı rozetini taktım. Yine akılları ermedi. CHP'nin adayı 80 milyonu kucaklamalı. Muharrem İnce vatandaşlar arasında ayrım yapmadı." dedi.

Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanlığı için CHP'nin aday tanımına uymadığını söyleyen Erdoğan'a seslenen anamuhalefet lideri, "Böyle bir kişi cumhurbaşkanlığı makamını hak ediyor. Cumhurun başı olacak. Muharrem Bey milleti bölmek istemiyor. Bunu söyleyen adam cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal ediyor. Muharrem İnce sadece bizim milletimiz diyor. Bana oy vermeyenler münafık... Söylediği şeye bak. O nedenle bu kişiden cumhurbaşkanı olmaz. Parti başkanı olabilir, ona itirazım yok. Muharrem İnce memleketinde huzur istiyor. Kavgadan uzak durmak istiyor. Cumhurbaşkanı adaylarının tamamını ziyaret edeceğim diyor. Ben kimseyi ötekileştirmiyorum onun işaretidir. Demirtaş'tan randevu isteme şansım yok Adalet Bakanlığı'ndan izin isteyeceğim diyor. Bu memlekette işsizlik olmasın istiyor Muharrem İnce. Adaleti sağlayacağım diyor. Adalet neyi gerektiriyorsa tamamını yapacağım diyor. Muharrem İnce bir öğretmen. Bu ülkenin binlerce çocuğunu okuttu. Bütün anne babalara ve öğretmenlere sesleniyorum, Muharrem İnce'ye sahip çıkmak zorundasınız, cumhurbaşkanı yapmak zorundasınız" ifadelerini kullandı.

Muharrem İnce'nin aristokrat değil halk adamı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Birilerinin yaptığı gibi yırtık ayakkabı ile siyasete girdim, şimdi sarayda oturuyorum 3 bin kişi beni koruyor. 3 bin kişi ile gezen cumhurbaşkanı mı olur. Kendi milletinden korkan cumhurbaşkanı. Kahveye gidemiyor. Meclis'e geliyor, milletvekillerinden korkuyor. Milletinden korkan cumhurbaşkanı olur mu? Muharrem İnce 3 bin kişilik polis kadrosunu kaldıracağım diyor. Muharrem İnce sarayların değil bu milletin evladıdır. Muharrem İnce tek adamlığa oynamıyor. Ben demokrasiye güçler ayrılığına inanıyorum diyor. O halkına milletine inanıyor. Muharrem İnce'yi cumhurbaşkanı adayı seçtik beyefendi de şafak attı. Vay efendim olur mu, olur. Senden çok daha iyi olur." dedi.

"Sen dış güçlerin oyuncağı mısın?"

Erdoğan'ı eleştiren Kılıçdaroğlu, "Sen dış güçlerin oyuncağı mısın? Her şeyi dış güçler yaptı diyorsun. Dış güçler sana bir şey yapıyorsa, hemen Kemal kardeşine haber ver. Yanında olacağım.

Beka sorununu 8 maddede sıraladı

"15 yılın sonunda ne oldu da beka sorunundan bahsetmeye başladılar? 8 maddede beka sorununun nedenini sayacağım. Tüm belediye başkanları, il, ilçe başkanları bunları herkese anlatacaksınız" diyen Kılıçdaroğlu maddeleri şöyle sıraladı:

1- Devlette liyakat sistemini yok ettiler. Dış güçler mi dedi sana liyakatı bitir diye. Müsteşar olmak için diploma yetmiyor, 12 yıl devlette çalışmak gerekiyor. Bunlar liyakatı bitirdi, sadakati getirdiler.

2- Devlet yönetimi keyfilik egemen oldu. Keyfilik hakim, sarayın emriyle oraya gelmiş. Böylece kanun ve yönetmelikler çalışmadı.

3- Sarayın tek belirleyici olması devletin işlerini alt üst etti. TEOG kalksın dedi, kalktı. Devlette çürüme başladı.

4- Sarayın aşırı yetkilendirilmesi sorunları çözmüyor. Sorunlara kaynaklık yapıyor. Güçler ayrılığı ilkesi yıkılmış oluyor. Bütün yetkileri verin, ben yöneteyim, bu dünyada hiçbir yerde yok. Bugün istese bir kişi Türkiye'yi ateşe atabilir.

5- Bizim dış politikada yurtta sulh, cihanda sulh diye bir dış politikamız vardı. Ortadoğu'da bir sorun çıkınca bizim kapımızı çalarlardı.

6- Vatandaşla devlet arasında güven olursa o ülkede huzur olur. Eğer ihbar mekanizması izlenecek politikalarda belirleyici unsur olarak öne çıkmışsa vay o devletin ve o milletin haline. Kimin kimi ihbar ettiği belli değil. Ne diyordu, Ağustos 2016'da. "Bildiklerinizi ihbar edin, gereğini yapalım." İhbarla devlet yönetilir mi? Herkes birbirinden korkuyor. Ya bana FETÖ'cü derse, ya bana IŞİD'li derse. Devletin saygınlığı vardır, gider bakar devlet. Hukukun üstünlüğü çerçevesinde. Devletin en tepesindeki kişi "İhbarla yöneteceğiz" derse orada beka  sorunu çıkar.

7- Devleti ağır ağır çürüten yolsuzluklar. Yolsuzluklar AKP yöneticileriyle en ağır şekilde gündeme geldi. AK Parti'ye oy veren vatandaşlara saygım var, kesinlikle yolsuzlukla suçlamıyorum. Yolsuzluğu yapanlar bunlar. Yolsuzluk kurumsal kimliğe kavuşmuşsa devlet derin yara alır. O kadar ileri gittiler ki, yolsuzluklardan devleti yönetenin de payı vardır dediler. Şu yüzsüzlüğe bakın.

8- Medyanın kontrol altına alınması. Medyanın görevi gücü eleştirmek. Medya bu görevi yapmazsa vay halimize. Medyanın yüzde 90'ını iktidar kontrol ediyorum. Bir merkezden deniyor ki "Şu başlıkları atacaksınız." Satılık kalemler ve satılık patronlar var. Satılık patronların tamamı devlet ihaleleriyle besleniyor. Şimdi açık ve net söylüyorum. Allah aşkına bunlardan hangisini dış güçler yaptı. Dış güçler mi medyanın tamamını kontrol edin dedi? Siyasi parti lideri hâkim tayin etsin mi dedi dış güçler. Kendi kabahatlerini örtmek için dış güçler diyorlar. Biz Kuvay-i Milliyeciyiz. Dış güçlere pabuç bırakacak halimiz mi var?

AK Parti'nin seçim manifestosunu madde madde değerlendirdi

"Kimse duymasın, bir şey söyleyeyim. Erdoğan beni dinliyor" diyerek sözlerine devam eden Kılıçdaroğlu, "Ona yalan söylemeyen tek kişi benim. O nedenle ahtim olsun diye başlayan bir konuşma yaptı. Anladım ki bu beni dinliyor. Kendisine güvenmiyorum. "Ahtim olsun yeni dönemde enerjide dışa bağımlılığı kaldıracağım" diyor. Yanına doktorunu değil, danışmanını al. Enerjide dışa bağımlılık artacak, doğalgazı kimeden alıyoruz Rusya'dan. Bağlı mısın, bağlısın. Nükleer santrali kime yaptırıyorsun, yine Ruslara. Sen doğruları söylemiyorsun millete. Türkiye dışında bir devlete bu kadar bağlı olan bir devlet var mı? Yok." şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından diğer satırbaşları şu şekilde:

- Teşviklerle istihdam artışı sağlanacak. Ben demiyor muydum üretim diye? Ben üretim diyordum, sen bina diyordun. Bitlis'in sigara fabrikasını neden sattın? İşsizlik azalacakmış. Herkesin mal güvenliği ve ticaret yapma özgürlüğü hukukun güvenliğinde olacakmış. Ben demiyor muydum can ve mal güvenliği yok diye. Şimdi beni tasdik ediyor. Faizler düşecek demiş. Nasıl düşürecek o belli değil. Faizleri düşüremediler. Cari açık düşecek demiş, düne kadar ürkütmüyor demişti. Birden kafana taş mı düştü. Dar gelirli vatandaşların hayat standartları artacak demiş. Çok şükür saraydan fark etmiş bunu. Kılıçdaroğlu'nu dinlemiş demek ki. Fakir fukaraların vergilerini azaltacağız diyor, azaltamazsın. Beni dinlersin ama yapamazsın.

- Adaleti getireceğim diyor. Ben demiyor muydum? Demek ki beni dinlemiş. Hakkındaki suçlama ne olursa olsun kişi adil yargılanacak diyor. Onun için büyük laf. Bizim için sıradan bir laf.

- Yüksek teknoloji ürünlerinde yerlilik oranı artmalı diyor. Biz demiyor muyduk üreten Türkiye diye? Bugün konuşma yapmış Muharrem İnce gelince asfaltları mı sökecek demiş. Kendisi sadece asfalt yapmış çünkü. Hiçbir ülke başbakanı yol yaptık diye övünmez. İran üniversiteleri Türk üniversitelerini geçti, bu ayıp bile sana yeter. Yolsuzlukla mücadele en önemli hedefimiz olmaya devam edecek diyor. Devleti soyan adam yolsuzlukla mücadele eder mi?

Bu konularda ilginizi çekebilir