Kılıçdaroğlu: Öğretmenlere en az 6 bin lira maaş ödenmeli
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hiçbir öğretmenin yoksulluk sınırının altında aylık almaması, öğretmenlere en az 6 bin lira maaş ödenmesi gerektiğini belirtti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da askeri helikopterin düşmesi sonucu şehit olan 4 askere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi.
Milli sporcu İrem Yaman'ın, Dünya Tekvando Federasyonu tarafından Yılın Kadın Sporcusu ödülüne layık görüldüğünü anımsatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye 8 altın madalya kazandıran Yaman'ı tebrik etti.
Öğretmenler için önerilerini sıraladı
Geçen hafta sonunda 24 Kasım Öğretmenler Günü'nün kutlandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, herkesin öğretmenlere saygı duyduğunu, öğretmenlerin bir toplumu eğittiğini, yetiştirdiğini, ellerinde meşaleyle toplumu aydınlattığını, toplumun önderleri olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Onların böylesine tarihi görevi vardır. Öğretmen olmak kolay değildir, önce yürekte insan, vatan, çocuk sevgisi olması gerekir. Fedakarlığı, kendi ruhunda, bedeninde hissetmesi gerekir." dedi.
Kılıçdaroğlu, öğretmenlere en büyük değeri Atatürk'ün verdiğini, savaş meydanlarından gelip öğretmenlerin toplantısına, Maarif Kongresine katıldığını anımsattı. Atatürk'ün, öğretmenlerin hayat ve refahını henüz istenilen düzeye ulaştırılamadığını 1921 yılında söylediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Her yıl Öğretmenler Günü olur, politikacılar bol bol laflar eder. Madem bu kadar değerliyse öğretmen için ne yaptın, ne yapacaksın? Yanıtını aradığımız soru bu." dedi.
Öğretmenlerin bir meslek kanunu olması için kanun teklifi verdiklerine işaret eden Kılıçdaroğlu, bu teklifin Meclisten oy birliğiyle çıkmasını istedi.
Bugün, "geçinemiyoruz" diyen, ek iş yapan öğretmenlerin bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, hiçbir öğretmenin yoksulluk sınırının altında aylık almaması, öğretmenlere en az 6 bin lira maaş ödenmesi gerektiğini kaydetti.
Öğretmenlere 3600 ek gösterge, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde birer maaş ikramiye verilmesini öneren Kılıçdaroğlu, taşımalı eğitime son verilmesini, "20 Temmuz sivil darbesi"nden sonra işine son verilen ancak daha sonra beraat edenlerin tekrar öğretmen olarak atanmasını, devlet okullarına her türlü devlet desteğinin sağlanmasını, özel okullara devlet desteğinin çekilmesini, okul aile birliklerine yasal statünün sağlanmasını istedi.
"Toplumdan, siyasetten beklenen tepki yeterince gelmiyor"
Kılıçdaroğlu, 25 Kasım'ın da "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" olduğunu anımsatarak, kadına yönelik şiddetin süratle arttığını, toplumdan, siyaset kurumundan beklenen tepkinin yeterince gelmediğini savundu. Kılıçdaroğlu, kadına yönelik şiddete hep birlikte karşı çıkmaları gerektiğini dile getirdi.
AK Parti iktidarları döneminde kadına yönelik şiddetin yüzde 1400 artığını öne süren Kılıçdaroğlu, bu yılın 9 aylık rakamlarına göre 183 kadın ve 10 çocuğun öldürüldüğünü, 50 kadına tecavüz edildiğini, 162 kadının tacize uğradığını, 279 kız çocuğunun cinsel istismara maruz kaldığını, 316 kadının yaralandığını, bunların sadece medyaya yansıyanlar olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, her 3 kadından birinin fiziki şiddete maruz kaldığını, 2017'de kadına yönelik şiddet nedeniyle 207 bin dava açıldığını belirterek, "Devleti yönetenler, iktidar sahipleri, güç sahipleri şiddet dilini kullanırsa, kadına yönelik aşağılayıcı dil kullanırsa toplumun geldiği nokta budur." dedi.
Çay ve simit hesabı
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ekonomideki durumun giderek ağırlaşacağını öne sürerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, iktidar olmadan önce bütün meydanlarda çay ve simit hesabı yaptığını, "Senin zalim yönetimin değil bu yiyecekleri, bu aziz millete bir bardak çay ile bir simiti bile layık görmüyor." dediğini savundu.
Kılıçdaroğlu da çay ve simit hesabı yaparak, bir simitin 1 lira 75 kuruş ve 1 çayın da 1 lira 75 kuruş olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, 3 çocuklu 5 kişilik ailenin, 30 gün boyunca sabah, öğle ve akşam birer çay içip ve birer simit yemeleri halinde bin 575 lira ödeyeceğini, asgari ücretin ise bin 603 lira olduğunu, arada 28 lira kaldığını ifade etti.
Vicdan sahibi olan herkese seslendiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bu insan 28 lirayla, okul parası, elektrik, su, yol, doğalgaz parasını nasıl karşılayacak?" diye sordu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yönetime, Erdoğan'ın 2002'lerde söylediği sözler ile seslenmek istiyorum: senin bu zalim yönetimin, değil bu yiyecekleri, bu aziz millete bir bardak çay ile bir simiti bile layık görmüyor. 16 yılda geldiğimiz nokta bu. Bunlar 5-10 kişi değil. 1 milyon 800 bin kişi asgari ücretin altında ücret alıyor. Merkez Bankası ve TÜİK'in rakamları. Asgari ücret alanların sayısı yaklaşık 7 milyon kişi. 8,5 milyon kişi bu durumda. Asgari ücretli kardeşlerim; sen her sabah ejder meyveli smoothie, somonlu suşi yemezsin biliyorum. Bunları yeme şansının olmadığını biliyorum. 16 yıldır bu ülkeyi yönetenler hala seni çaya ve simite mahkum ettilerse bundan hesap soracaksın. Asgari ücreti artırın diyoruz artırmıyorlar. Damat, 'bin 603 lirayla bunlar gül gibi geçiniyorlar, ağızlarından lokmayı da da alsam bana oy verecekler' diyor. Ama bu sefer öyle değil. Bu sefer, milletin bırakın cebine ciğerine işledi. Bin 603 lirayı reva görüyor ama kendisi hem emekli hem cumhurbaşkanlığı maaşı alıyor. 'Bu bana yetmiyor, 74 bin 500 liraya çıksın.' İnsaf denilen bir şey var. 74 bini alacak elektrik, doğalgaz, su, yol, uçak parası yok, ne yese içse bedava. Para yetmiyor beyefendiye. Ey asgari ücretli kardeşim, hesabını sormazsan o zaman sen bu yoksulluğa mahkumsun demektir."
"Toplumun her kesiminde sıkıntılar yaşanıyor"
Kılıçdaroğlu, iş adamları başta olmak üzere toplumun her kesiminde sıkıntılar yaşandığını, yerel seçimde seçimlerinde iktidara ders verilmesi durumunda ülkeye bahar havasının geleceğini öne sürdü.
Hükümetin soğan depolarını bastığını ve soğan üreticilerini terörist konumuna soktuğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Soğan baskınları yapılıyor depolarda. Beyefendi bir de açıklama yapmış, 'silahı olan ile soğanı olan terörist arasında hiçbir fark yoktur' diye. Elinde bombası olanı, hendek kazanı anladık, elinde soğan olan teröristi de yeni duyuyorum. Soğan üreticilerinin gözü aydın. Siz de terörist oldunuz." diye konuştu.
Soğanın depolanmaması halinde tarlada kalacağına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "En büyük depoyu Toprak Mahsulleri Ofisi yapıyor. Orayı da bas o zaman. Derler ya 'Allah şaşırtmasın', ne yapacaklarını şaşırmışlar." ifadesini kullandı.
Ortaya çıkan tablonun sorumlusunun iktidar olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin 2 milyon ton soğan üretmesi lazım. Eğer bunun altına düşerseniz soğanı ithal edersiniz. Sen oturup kendine soruyor musun? Memleketi bu hale kim getirdi? Biliyorum, 'dış güçler' diyecekler. Fakir fukaraya ucuz soğan yedireceksen çiftçiye destek vereceksin, gübreye zam yapmayacaksın, çiftçinin hakkını vereceksin, mili gelirinin en az yüzde 1'i oranında çiftçiye destek olacaksın. Bunu yaptığın zaman çiftçimiz eker, biçer." değerlendirmesinde bulundu.
Vatandaşın gözünü soğana değil, devleti soyanlara çevirmesini isteyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Devlet nasıl soyulur size söyleyeyim. Köşeyi döndüler, her türlü ihtiyacını karşıladılar. Köprülere son iki yılda yüzde 157 oranında zam yaptılar. Buna müdahale eden var mı? Nereye gidiyor bu paralar? Kim alıyor bu paraları? Bunun adı soygun, vurgun değil mi? Bunun adı vatandaşın cebinden zorla para almak değil mi? Sudan'da 780 bin 500 hektar arazi kiraladılar. Bakan, Türk müteşebbislerini Sudan'a davet ediyor. Ona göre Türkiye'de hiç boş arazi kalmamış. Bir karış bile yer yok. Sudan'da daha ucuz üretip çiftçiyi bitireceğiz diyor. Asıl hedef Türkiye'de çiftçiyi bitirmek. Bütün bunların müsebbibi sarayda oturan zat ve onun damadı, yani hanedanı."
Kılıçdaroğlu, uzun yıllardır tek adam rejiminin memleket için ne kadar büyük felaket olduğunu anlattıklarını ifade ederek, "Şimdi tek adam rejimindeyiz. Her türlü kararı o veriyor. Soğan depolarını basıyor, yarın un fabrikalarını, yoğurt üreticilerini basacaklar. Ekonomi baskı ile yönetilmez. Ekonomi ekonomi biliminin kuralları çerçevesinde yönetilir." dedi.
Ekonomiyi iyi yönetmek için liyakat olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Sen kalktın ekonomiden anlamayan damadını devletin kasasının başına getirdin. Olmaz, yürümez bu işler." şeklinde konuştu.
"Vatandaşı borç batağına soktular"
Vatandaşın borç batağına sokularak perişan durumda bırakıldığını öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, "AK Parti'nin iktidar olduğu 2002'de, krizden yeni çıkmış Türkiye'de vatandaşın bankalara borcu 6 milyar 605 milyon lira idi. Şimdi 9 Kasım 2018 itibarıyla vatandaşın bankalara olan borcu 522 milyar 962 milyon liraya ulaştı. Ocak-kasım arasında 49 milyar 390 milyon lira faiz ödedi vatandaş." açıklamasını yaptı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarlarının vatandaşa değil, tefecilere hizmet ettiğini öne sürerek, şöyle devam etti:
"Vatandaş borç batağında, evini geçindiremiyor. Pazarda çantasını dolduramıyor. Asgari ücretli perişan ama o beyefendi sarayında kilosu 4 bin lira olan çay içiyor. Ona göre memlekette hiçbir sorun yok. Çünkü mutfak dolu, uçağa biniyor para ödemiyor, elektrik, doğalgaz parasız. Türkiye'nin de böyle olduğunu zannediyor. Tefeciye, saray çevresindeki müteahhitlere soruyor 'ekonomi nasıl' diye. Onlar da 'ekonomi iyi gidiyor, hiç endişe etme, aynen devam et' diyorlar. O da devam ediyor. Halktan kopan bir yönetimin Türkiye'yi getirdiği nokta budur.
Sadece yurt içindeki değil, yurt dışındaki tefecilere de faiz ödeniyor. Bu yılın 9 ayında Londra'daki bir avuç tefeciye ödediği faiz 9 milyar 724 milyon lira oldu. Son 16 yılda dışarıya, tefecilere ödenen faiz ise 159 milyar 290 milyon dolara çıktı. Bu aynı zamanda iktidarın, gücün, Erdoğan'ın tefeciler tarafından teslim alındığını gösteriyor. Tefecilerin talimatından asla çıkamaz. Dış güçler dediği o tefeciler ne istiyorsa Erdoğan vermeye hazır. Papazı istediler, tak diye verdiler. Gazeteci istediler, tak diye verdiler. Gariban olunca içeri atıyorlar."
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin pahalılık, enflasyon, işsizlik demek olduğunu öne sürerek, seçmenin yerel seçimde iktidara ders vermesini istedi.
Şehit yakınları ve gaziler için toplanan paralar
Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'da şehit olanların yakınları ve gaziler için toplanan paranın akıbetini daha önce sorduğunu ancak henüz bir yanıt alamadığını belirterek, "Toplanan para ne kadar? Faizi ne kadar? Kimlere verdiniz? Toplanan bu paraları şehit yakınları ve gazilere vermeyen bir iktidarı ne yapacaksınız? Sizin adınıza bu para toplandı. Bir yere kondu mu, konmadı mı bilmiyoruz? Yediler mi, yemediler mi bilmiyoruz? Ama bir şeyi unutmayın, bunların bir malı götürme geleneği var. Sizin adınıza toplanan malı götürdüler mi, götürmediler mi? Bu soruya cevap bekliyorum." diye konuştu.
Kaşıkçı cinayetine de değinen Kılıçdaroğlu, "Bildiğiniz, ses kayıtlarını dinlediğiniz halde katilleri niye serbest bıraktınız? Kraldan para mı dilendiniz? Size para sözü mü verdi? Onun için mi katilleri serbest bıraktınız? Onun için mi Türkiye'yi itibarsız konuma getirdiniz? Bunun da cevabını bekliyorum." dedi.