Kıdem tazminatı çalışanlar aleyhine

Sendika başkanları kıdem tazminatı sorunun çözülmesini istemekle birlikte, düzenlenmek istenen yeni "Kıdem tazminatı Fonu"un var olan durumdan daha iyi olmayacağı görüşünde.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA -  Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Kıdem Tazminatı Fonu" tartışmalarına ilişkin, "Türkiye'de işler kıdem tazminatı anlamında iyi gitmiyor. Uygulanması işçiler aleyhine, kıdem tazminatı alma hakları da çok katı. Bütün bunları içine alan bir düzenlemeyi tartışmak gerekiyor'

Arslan, yaptığı açıklamada, özel sektörde çalışanların kıdem tazminatlarının karşılığının olmadığını söyledi.

Özel sektörde çalışan 100 işçiden yaklaşık 95'inin kıdem tazminatı hakkını alamadığına dikkati çeken Arslan, iş mahkemelerindeki davaların yaklaşık yüzde 80'inin de kıdem tazminatlarıyla ilgili davalar olduğunu kaydetti.

Kamuda çalışanların kıdem tazminatlarını alabildiklerini ancak kıdem tazminatının alınması konusunda mevcut yasada çok ciddi sınırlamalar olduğunu belirten Arslan, kıdem tazminatı mevzuatının bir bütün olarak tartışılması gerektiğini ifade etti.

Özel sektörde kıdem tazminatı alabilenlerin sayısının çok düşük olduğunu dile getiren Arslan, işverenlerin kıdem tazminatını ödememek için çeşitli yollara başvurduğunu söyledi.

Hak-İş'in ağırlıklı sendikalarının özel sektörde olduğunu, bu nedenle kıdem tazminatı konusunda yaşanan sorunlardan rahatsız olduklarını dile getiren Arslan, şunları kaydetti:

"Bu sorunun çözümünden, çözüm için de oturup konuşmaktan yanayız. İlle de biz kıdem tazminatı fonunun dışında hiçbir şeyi görüşmeyiz demiyoruz. Kıdem tazminatlarımızı güvence altına alacak, tazminatımızı arzu ettiğimiz zaman alabileceğimiz ve bir kısım haksızlıkların, adaletsizliklerin olmadığı bir düzeni kurabiliyorsak adı fon olmayabilir, başka bir şey olsun. Kıdem tazminatı fonu sadece kıdem tazminatına bir alternatif gibi görülmemeli, böyle bir şey yok. Biz kıdem tazminatını kaldıralım, yok edelim, düşürelim diye bir tartışmanın içinde değiliz. Kıdem tazminatının rehabilite edilmesi gerekiyor, uygulanabilir, sürdürülebilir bir noktaya taşınması gerekiyor."

İşverene bağımlı bir kıdem tazminatı uygulamasının riskli olacağına dikkati çeken Arslan, "Kıdem tazminatını işverenden bağımsız bir yerde tutabilirsek insanlar 10 yıl çalıştığı iş yerinden 'ben yeni bir iş buldum' der gider. Kıdem tazminatını da fonundan alır. Bence bu uygulama bugünkü uygulamadan daha ileri" diye konuştu.

Kıdem tazminatlarının güvence altına alınmasının Toplu Sözleşme düzeni için de gerekli olduğunun altını çizen Arslan, "Türkiye'de işler kıdem tazminatı anlamında iyi gitmiyor. Uygulanması işçiler aleyhine, kıdem tazminatı alma hakları da çok katı. Bütün bunları içine alan bir düzenlemeyi tartışmak gerekiyor" dedi.

Grev hakkımızı kullanırız

DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün de dünyadaki ekonomik kriz nedeniyle Türkiye'de son 2 yıldır krizin bütün faturasının emekçilere kesildiğini ileri sürdü.

Sosyal taraflarla görüşmeden "işsizlikle mücadele" adı altında kıdem tazminatına dokunulmasını doğru bulmadıklarını belirten Görgün, düzenlemenin "kuralsız, güvencesiz çalışmayı" artıracağını iddia etti. Görgün, "Eğer hükümet kıdem tazminatı fonu gibi bir uygulamayı yaparsa, biz de genel grev dahil her türlü karşı koyuşu ve haklarımızı savunma mekanizmalarını devreye koyacağız" dedi.

İflas eden iş yerlerindeki alınamayan kıdem tazminatları için ek bir düzenlemenin yapılabileceğine işaret eden Görgün, "Bir fon oluşturmayı, yeni baştan kıdem tazminatını zayıflatan, ortadan kaldıran bir süreci ortaya koymayı yanlış buluyoruz" diye konuştu.

Fon uygulamalarını "Türkiye'de kanayan bir yara" olarak nitelendiren Görgün, iyi çalıştığı söylenen İşsizlik Sigortası Fonunun bir kısmının amacına uygun kullanılmasına rağmen büyük bir bölümünün hükümetin tasarrufuna bırakıldığını iddia etti.

Türkiye'de fonların çok kötü kullanıldığını savunan Görgün, fonda biriken paraların bütçe açıklarını kapatmak ve çeşitli işlere finansman sağlamak için kullanıldığını ileri sürdü.

Kıdem tazminatı fonunun, işçi haklarını zayıflatan, emeğine el koyan, çalışma güvencesini zayıflaştıran bir uygulama olacağını savunan Görgün, işverenin isteği doğrultusunda hayata geçirilmek istenen bu uygulamaya sonuna kadar karşı çıkacaklarını söyledi.

 

 

 

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir