”Kamu mali yönetim sistemi, mali kural için yeterli değil”
TEPAV raporunda, mali disiplinin uzun vadede sürdürülebilir olmadığına işaret etti
ANKARA - Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), kamu mali yönetim sistemindeki yeniden yapılanmanın sağlıklı bir mali kural uygulaması için şu an itibariyle yeterli olmadığını açıklayarak, Mali Kural Kanun Tasarısı'nın tam da bu eksiklikleri dikkate alarak, birkaç konuda atılması öngörülen olumlu bazı adımları içerdiğini açıkladı. TEPAV, bu adımların iyi olduğunu ve mali kural uygulamasının selametinin tasarıda atılacağı vaat edilen adımların atılması ile yakından alakalı olacağını bildirdi.
TEPAV Yönetim Etüdleri Direktörü Emin Dedeoğlu tarafından hazırlanan "Mali Kural Nasıl İşler?" başlıklı politika notu yayımlandı. Notta Mali Kural Yasa Tasarısı'nın disipline vurgu yapılması ve hükümetin kendine kural koyma arzusunu beyan etmiş olması açısından önemli bir girişim olduğu ifade edildi.
Türkiye'nin, 2001 krizinden sonra, kamu mali yönetimi sistemini yeni baştan tasarladığı hatırlatılan notta, "Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu", "Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun", "Kamu İhale Kanunu" ve bunların yanı sıra enerji-tarım, sağlık, sosyal güvenlik gibi sektörel alanlardaki kamu maliyesi sisteminde şeffaflığı amaçlayan oldukça kapsamlı reformlar gerçekleştirildiği vurgulandı.
Notta bu reformların küçümsenmemesi gereken ve dünyaya da örnek olabilecek nitelikte uygulamalar olduğu ifade edilerek, "Şu anda gelinen duruma bakıldığında kamu mali yönetim reformunun özellikle bütçe süreçlerinde başarıyla uygulandığını söylemek mümkündür. Sonuç olarak, 2002-2007 yılları arasında, önemli ölçüde bir mali disiplinin sağlandığı uygulama sonuçlarından gözükmektedir" denildi. Not da şu değerlendirmelere yer verildi:
"Ancak sağlanan mali disiplinin kalitesinin, dolayısıyla sürdürülebilirliğinin de tartışıldığını hemen eklemek gerekir. Mali intibakın kalitesi ile ilgili eleştiriler, esas olarak, mali uyumun, ağırlıklı olarak, dolaylı vergiler artırılarak gerçekleştirildiğine, harcamalarda azalma olmadığına, artma eğilimi gösteren zorunlu harcamalar (personel, sosyal güvenlik, sağlık vb.) karşısında eğitim ve kamu yatırım harcamalarından tasarruf etmek suretiyle faiz dışı harcamaların kontrol altında tutulmaya çalışıldığına, bunun da uzun vadede sürdürülebilir olmadığına işaret etmektedir. Bu durum, mali kurala uyum çerçevesinde kaynak dağılımını iyice bozacak önlemlere başvurulması riskini doğurmaktadır."
Uygulamaya ilişkin ciddi soru işaretleri
Not da, uzun bir süredir tartışılan mali kural uygulamasının nihayet somut bir kanun tasarısına dönüşmüş olmasının sevindirici olduğu vurgulanarak, özellikle Yunan krizinin sinirleri gerdiği bir ortamda da son derece zamanlı olduğu ifade edildi. Not da, mali kural uygulamasına geçiş isteğinin, bütçedeki şeffaflığa aykırı uygulamalar, orta vadeli harcama programının henüz bütünüyle uygulanamaması ve bütçenin hem gider hem de gelir tarafındaki yapısal kısıtlar dikkate alındığında bir kamu maliyesi reformu ile birlikte yapılmasının hızlı kredibilite kazancı açısından daha uygun olacağına da vurgu yapıldı. Notta ayrıca bağımsız izleme-denetim ve yaptırım altyapısının eksik oluşunun da uygulamaya ilişkin ciddi soru işaretleri doğurduğu kaydedildi.
TBMM'ye sevk edilen Mali Kural Kanun Tasarısı içinde kamu mali yönetimi sisteminin işleyişine ilişkin mevcut aksaklıklardan bir bölümünü gidermeye yönelik bir niyet gözlendiği ifade edilirken, bunun da ayrıca pozitif bir unsur olarak dikkate alınması gerektiği belirtildi. Notta "Ancak kanun tasarısı, bu haliyle, Avrupa'daki borç krizinin derinleşeceği beklentilerinin yaygınlaştığı bir ortamda, mali kredibilite inşasını Hükümet'in ileride alacağı idari kararlara bırakmaktadır. Uygulamayı dikkatle izlemek gerekecektir" denildi.