Kahraman: 15 Temmuz gecesi bütün Meclis Sütçü İmam'dı, Nene Hatun'du
Kahraman, 15 Temmuz gecesi, darbe girişimi sırasında Meclisi açtığını ve Genel Kurulu topladığını anımsatarak, "Topyekun, bütün hepimiz, bütün Meclis Sütçü İmam'dı, Nene Hatun'du" dedi.
Kahraman, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla özel gündemle toplanan Genel Kurulun açılışında, devleti yıkmak, milleti dağıtmak isteyen hainlerin, işbirlikçi FETÖ mensuplarının yaşattığı meşum 15 Temmuz gecesinin birinci yılında, kalkışmayı unutmamak ve unutturmamak gayesiyle bir araya geldiklerini söyledi.
Şehitlerin aziz hatırasını yaşatmak için meydanlarda demokrasi nöbetine duran asil millete şükranlarını sunan Kahraman, aziz şehitleri rahmet, minnet ve şükranla andı, gazilere şifalar ve sağlıklı uzun ömürler niyaz etti.
Miletin yiğit evlatlarının 15 Temmuz'da meydanlara indiğini, gözlerini kırpmadan şehadete yürüdüğü, devlete ve istiklale sahip çıktığını vurgulayan Kahraman, "Kadını erkeği, yaşlısı genci, ay yıldızlı al bayrağı ile göğsünü siper ederek Türkiye'nin birliğini bütünlüğünü, dünyaya haykırmışlar, göstermişlerdir. Milletimiz demokrasiyi özümsediğini, milli meselelerde, gerektiğinde tek yumruk halinde bir araya geldiğini göstermiştir." diye konuştu.
Kahraman, demokrasinin halkın hakimiyeti ya da halkın iktidarı anlamı taşıdığına dikkati çekerek, halkın iradesini sandıkta ortaya koyduğunu, sandığın demokraside asıl olduğunu söyledi. Türkiye'de demokratik hayatın bazı kesintilere rağmen Birinci Meşrutiyet'e dayandırılabileceğini belirten Kahraman, Türkiye'nin, demokratik sistemle yoluna devam edeceğini dile getirdi.
Türkiye'nin, Anayasa'da belirtildiği gibi sosyal; toplumla bütünleşen, laik; her fikre ve inanca hürriyet tanıyan, saygı gösteren, halk hakimiyetine dayalı, hukuk devleti olduğunu vurgulayan Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"15 Temmuz günü, millet olarak, her kurum ve kuruluşu ile bir imtihan verdik. Milletin kürsüsü olan Meclisimiz de bir imtihan verdi. Sizlerin içinde bulunduğu 26. Dönem bir darbeyi göğüslemekte üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirdi. Alçak darbecilere karşı burada bulunarak, Meclisimizi bombalar ve kurşunlar altında açık tutarak milletin sesinin ne kadar gür olduğunu ve iradesinin pranga kabul etmeyeceğini gösterdi. Karanlık emellerine ulaşmak için her kuruma sinsice sızmış olan hainler, o gece milletimizi, milletin Meclisini hedef aldılar. Üzerimizde saatlerce uçuş yaparak helikopterlerden mermiler, uçaklardan bombalar yağdırdılar, tanklarla kuşattılar. Onlar korkutmaya milletin vekillerini yok etmeye çalıştıkça, 27 milletvekili ile açtığımız Genel Kurulda 107 milletvekili çelikten iradeleriyle kenetlendiler. Ve Meclisimizi hain darbe teşebbüsü sona erdirilinceye kadar açık tuttuk, terk etmedik. İnsan suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur. Biz, o gece her üç parti mensupları suda çırpınmadık. Selamete nasıl ulaşacağımızı konuştuk. Tarih cesareti olmayanın başarısının olmayacağını bize öğretmiştir. Cesaret korkmamak değil, korkuyu yenmektir. Önceki darbe ve muhtıralar karşısında siyasetin dik durmayışının bedelini milletimiz çok ağır ödemiştir."
"Her biri birer Nene Hatun olduğunu gösterdi"
O gece televizyonda darbe teşebbüsünün başladığını görür görmez, başka bir yerden talep olmaksızın derhal Meclisi açma kararını verdiğini aktaran Kahraman, daha sonra milletvekillerini Genel Kurula davet ettiğini ve örnek bir toplantı gerçekleştirildiğini söyledi.
Adalet ve Kalkınma Partisinden 18’i kadın olmak üzere 81 milletvekili; Cumhuriyet Halk Partisi'nden 16 milletvekili ve Milliyetçi Hareket Partisi'nden 10 milletvekilinin toplantıya katıldığını anımsatan Kahraman, kadın milletvekillerinin her birinin cesaretleriyle birer Nene Hatun olduğunu gösterdiğini ifade ettti.
Kahraman, "Nene Hatunlar yalnız değil Sütçü İmamlar... Topyekün bütün Meclis Sütçü İmam'dır. Nene Hatundur." ifadesini kullandı.
Bakanların da aynı yüreklilik ve cesaret içinde toplantıya katıldığını dile getiren Kahraman, katip üyeler Başkanlık Divanından yer almak üzere geldiklerinde, kendisinin mevcut siyasi partilerden grup başkanvekillerinin Divanda olmasının daha uygun olacağını söyleyerek Başkanlık Divanına AK Parti'den Mehmet Muş'u, Cumhuriyet Halk Partisi’nden Özgür Özel'i, Milliyetçi Hareket Partisi'nden ise Erkan Akçay’ı davet ettiğini söyledi.
Kahraman'ın "Oturduk ve Özgür Bey'in o zaman ceketi yok, gömleği var." sözleri üzerine muhalefet sıralarından bazı milletvekilleri, darbeye ilişkin hazırlanan kitapta sadece AK Partili milletvekillerinin fotoğraflarının bulunduğunu savunarak, buna tepki gösterdi. Bunun üzerine Kahraman sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sabredin yeniden gözden geçer... Ahmet Gündoğdu geldi, 'Özgür Bey birazdan televizyoncular gelir, çekim yapılır, ben ceketimi sana vereyim, olur sana.' dedi. Özgür Bey aldı ve güzel bir konuşma yaptı, 'Kaderde milli görüş gömleğini giymek de varmış.' Partiler olarak ayrılabiliriz. Niye? Görüşler. Ama gerektiğinde bir yumruk halinde bir araya geliriz. 15 Temmuz bunun bir ispatıdır. 7 Ağustos bunun bir ispatıdır."
Kahraman, o gece üç parti milletvekilleri, bakanlar, önceki dönem milletvekilleri, danışmanlar, Meclis personeli ve basın mensuplarıyla sığınağa indiklerini anımsatarak, orada üç partinin ortak bildiri metni hazırladığını, 16 Temmuz Cumartesi de TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırdığını hatırlattı.
"İkinci gazilik unvanını hak etmiştir"
O gece üç partinin hazırladığı bildiriyi, Mecliste görüşmelerde bulunan dört partinin imzası ile kamuoyuna açıkladıklarını hatırlatan Kahraman, şunları kaydetti:
"Büyük ihanete karşı direniş, Türkiye Büyük Millet Meclisimize ikinci gazilik unvanını hak ettirmiştir. Mecliste bombanın düştüğü yerlerin, 'Demokrasi Müzesi' ve 'Demokrasi Yolu' olarak düzenlenmesi çalışmaları devam etmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan milletimizin temsilcilerine bütün milletvekillerimize tekraren teşekkür ediyorum. Bu meşum gecede hain teşebbüsün engellenmesinde en büyük pay, Cumhurbaşkanımız muhterem Recep Tayyip Erdoğan'ın meydana milleti çağırması olmuştur.
Milletimizi meydanlara daveti ve halkımızın zat-ı devletlerine olan itimadı, milli birlik beraberlik şuuru, meydanları doldurdu, parti farkı olmaksızın herkes ülkemizin bu karanlık geceden kurtulması için üzerine düşen görevi yerine getirdi. Partiler ve herkes elinden gelinden geleni yaptı, 'Lider nasıl olmalıdır?' sorusunun cevabı en vazıh şekilde verildi."
Kahraman, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla vatan müdafaasına geçen aziz milletin, demokrasi nöbetlerine günlerce devam ettiğini, 7 Ağustos'ta İstanbul Yenikapı Meydanı'nda 5 milyon kişinin katılımıyla muhteşem bir miting düzenlendiğini anımsattı.
Milletin, ortaya koyduğu tablo ile milli birlik ve bütünlük şuurunun dosta düşmana karşı sergilendiğini dile getiren Kahraman, "Darbenin önlenmesinde elinden geleni esirgemeyenler arasında gerçek ordu mensuplarımız, başta Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Hulusi Akar var. Salalarla milleti uyaran, uyandıran, cami minarelerinden Allahu Ekber nidalarıyla ezan seslerini milletin kalbine ulaştıran din görevlilerimiz var. Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez'in şahsında onlara teşekkür ediyoruz." diye konuştu.
"Kendini millete kabul ettirmeyen hiçbir hareket muvaffak olamaz"
"Bir musibet, bin nasihatten evladır." sözünü anımsatan Kahraman, "Artık musibetlerle karşılaşmayacağız. Evelallah karşılaşmayacağız ve bir daha Türkiye darbelerle yüz yüze gelmeyecek. Zira kendini millete kabul ettirmeyen hiçbir hareket muvaffak olamaz. Millette bir demokrasi şuurunun varlığı ve onu özümsediği, ortaya kondu. Darbe teşebbüsü senaryosunu hazırlayan ve teşvik eden bazı mihrakların umutları kursaklarında kalacak. Artık Türkiye'de, hükümet buhranları, kısa süreli hükümetler, hükümet düşürmeler yaşanmayacak. Yeni bir sistem var. Toplum tümüyle demokrasiyi özümsedi. Eline bir bildiri alan, mikrofon başına geçip 'El koydum' diyemeyecek. Türkiye'de darbeler dönemi bitmiştir." ifadelerini kullandı.
Darbe sayısı 17
1950'de gelen demokratik hayattan sonra gizli açık, gerçekleşmiş teşebbüs halinde kalmış darbe sayısının, 15 Temmuz ile birlikte 17 olduğunu vurgulayan Kahraman, artık darbelerin tarihe gömüldüğünü söyledi.
Türkiye'nin bundan sonra böyle belalarla karşılaşmayacağına inandığını aktaran Kahraman, söylenti yaymaya çalışanların Türkiye'nin gelişmesini istemeyen mihraklar olduğunu ve toplumun bu tuzağa düşmeyeceğine dikkati çekti.
"Şehitlik, kara toprağa gülerek girmektir"
Kahraman bu noktaya gelişte hukuki düzenlemelerin, milli ruh ve şuurun oluşmasında yapılan gayretlerin, her türlü takdirin ötesinde olduğunu kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şehitlerimiz var; elbette üzgünüz. Ama şehitlik, bu fani hayattan ayrılma, bayrağı uğruna, vatanı uğruna ve mukaddes değerleri uğruna kara toprağa gülerek girmektir. Milli Şair Mehmet Akif'imiz Çanakkale şehitlerine şiirinde ne diyor; 'Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, sana ağuşunu açmış, duruyor Peygamber.' Şairimiz, düşünürümüz rahmetli Erdem Beyazıt ne diyor; 'Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm, ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm.' Evet, 150'si Ankara'da, 2'si Marmaris’te, 98'i de İstanbul’da olmak üzere 250 şehidimiz var. Onlar doğrudan cennete giden kişilerdir."
Tüm şehitleri rahmetle anan Kahraman, 2 bin 193 gazinin arasında AK Parti Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu ve eşinin de bulunduğunu hatırlattı.
Kahraman yaralanan polislere de teşekkür ederek, "Biz Türkiye'yiz, bölünmeyiz, bölemezler, böldürtmeyiz. Bütün gücümüzle yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.
Memleketin bir daha böyle günler yaşamamasını dileyen Kahraman, "Ebed müddet olarak devletimiz yaşasın. Kardeşlik şuuru içinde, herkesin fikrini rahatça söyleyebildiği ama asla kavga gürültü olmayan bir Türkiye'de hep birlikte yaşayalım." dedi.
Türk ordusu bugün 15 Temmuz öncesine göre çok daha güçlüdür
Kılıçdaroğlu: Bu ibret verici olaydan ders almalıyız
Bahçeli: Devlete ve millete kıyanları asla affetmeyelim