Kaftancıoğlu: Fotoğraftaki ben değilim
CHP İstanbul İl Başkanlığı’na seçilen Canan Kaftancıoğlu, görevi devraldı. Kaftancıoğlu, sosyal medyada paylaşılan taş atan eylemci fotoğrafındaki kişinin kendisi olmadığını söyledi.
Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı görevini Cemal Canpolat'tan devraldı.
Kaftancıoğlu partililere seslenerek, "Sizler bugün sadece bir görev devir teslimine gelmediniz. Bizler bugün buraya mesnetsiz iddialara, sahte hesaplara, pusu kültürü ile saldıranlara inat, partimize, il başkanlığımıza sahip çıkmaya geldik. Rantın, talanın, betonun İstanbul'una son verip, yeniden, güzelden, gençten, kadından yana olan İstanbul'u mümkün kılmaya geldiniz." dedi.
Kaftancıoğlu, görev değişiminin ardından hakkındaki iddialara ilişkin, slayt gösterisi eşliğinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Bugüne kadar hiç kimsenin özel yaşantısının teşhir edilmesinin ve hedef gösterilmesinin karşısında, insanların söyledikleriyle ya da özel hayatıyla değil yaptıklarıyla ön planda olmasını savunmuş biri olarak, bugün özeliyle ilgili basın açıklaması yapmaktan mahcubiyet duyduğunu dile getiren Kaftancıoğlu, bu konuda ilk ve son kez konuşacağını söyledi.
"Kutuplaştırıcı politikaların devam edeceğinin göstergesi"
Günlerdir kendisini, ailesini hedef alan birtakım paylaşımlar olduğunu ifade eden Kaftancıoğlu, eşinin kişisel sosyal medya hesabında paylaştığı ve üzerinde "7 dakika önce bu tabakta 1/4 domuz vardı" yazılı fotoğrafa ilişkin açıklama yaptı.
Fotoğrafı çeken kişinin açısından bakıldığında, tabağın karşıdaki kişiye ait olduğunun aşikar olduğunu anlatan Kaftancıoğlu, "Bunu bile söylemeyi ayıp sayıyorum. Böyle bir paylaşım yerlidir, yersizdir. Kişinin kendi kişisel özelidir, tartışılır ama bunun üzerinden bir kişiyi ve o kişi hele ki bu devletin yetiştirdiği en iyi hekimlerden birisi olan, hayattaki en büyük önceliği eşi, çocuğu, ailesi ve hastaları olan, hiç kimsenin inancına, ideolojik duruşuna bakmadan hizmet veren birisi için, bunun üzerinden bir kişinin hedef gösterilmesi, bunun AK Parti Genel Başkanı üzerinden yapılması, bundan sonra da ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı politikaların nasıl devam edeceğinin bir göstergesi." diye konuştu.
"Fotoğraftaki ben değilim"
Bir gösterici kadının fotoğrafının yer aldığı Twitter paylaşımına değinen Kaftancıoğlu, "Bu çirkin ötesi saldırının benim için en güzel yanı, benim yarı yaşımda birine benzetilmiş olmam. Benim olmadığım gayet aşikar ve bilinen... Benim şakacı eşim bir espri ile 'yakaladım seni' yazması üzerine, 'yakaladın ihbar etme bari' dememden, bir AK Parti grup toplantısında paylaşılan ve biraz önce söylediğim korkuları nedeniyle, bundan medet umulan bir Türkiye siyasi iklimine gelmiş olduk. Ben bu kişinin her kimse bu kadar teşhir edilerek, onun haklarının da gasbedildiğinin altını çizmek istiyorum." ifadelerini kullandı.
Kızının fotoğrafının bulunduğu Twitter paylaşımına da değinen Kaftancıoğlu, "Bu topraklarda siyasi linç çok kolay. Çıkarlar uğruna insanları hedef göstermek kolay. Kızımın seyahatteki fotoğrafları altına yapılan yorumları, tehditleri... Bizim çocuklarımızın günahı ne? Benim kızım, sadece annesi özgürlük ve demokrasi mücadelesi veriyor diye hedef gösterilmeli mi? Bunu devletin en üst kesiminden, AK Parti Genel Başkanı'nın söylemesiyle hedef gösterilmesi nedir? Bütün çocuklar günahsız, benim kızım da günahsız." açıklamasında bulundu.
"Erdoğan'dan özür dilerim"
Gezi Parkı olaylarıyla ilgili bir şey hariç, sosyal medya hesabında yazdığı ve paylaştığı her şeyin sonuna kadar arkasında olduğunu anlatan Kaftancıoğlu, şöyle devam etti:
"Gezi direnişi sayesinde ben de bir sürü paylaşımlarda bulundum. Orada gözümden kaçmış bir şey var. Hepimiz insanız, hepimiz hata yapabiliriz. Sayın Erdoğan'ın annesine küfür olan bir duvar yazısını da paylaşmışım. Bizim için anne olmak ve annelik hepimiz için çok kutsaldır. Ben hiç kimsenin annesine bir şey dedirtmeyeceğim gibi, Sayın Erdoğan'ın annesine bir şey denildiğinde de bunun karşısında duracak biri olarak bu paylaşımımdan dolayı Sayın Erdoğan'dan samimi bir şekilde özür dilediğimi ifade etmek isterim. Bu topraklarda insan kıymetli, kadın kıymetli, anneler çok kıymetli ama anneleri de meydanlarda yuhlatmayalım. 'Ananı da al git' demeyelim. Siyaset ikliminin barışması için bunların hepsine ihtiyacımız var."