Kadının adı hala yok
Kadınların toplumsal statü, gelir ve eğitim gibi konulardaki yetersizlikleri devam ediyor
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Dünyadaki okur yazar olmayan 876 milyon kişinin 3'te 2'sini, mutlak yoksulluk sınırındakilerin ise yüzde 70'ini kadınlar oluştururken, parlamentolarda halen 36 bin 294 erkeğe karşılık 7 bin 793 kadın yer alıyor.
Türkiye'de ücretli çalışan kadınların en fazla istihdam edildiği sektörlerin başında yüzde 37.79 ile büro ve müşteri hizmetleri gelirken, kanun yapıcılar, üst düzey yöneticiler ve müdürler arasında kadın istihdamı oldukça düşük olduğu görülüyor.
Dünya kadınları hak mücadelelerinin 100. yılını kutlarken, toplumsal statü, gelir, eğitim ve sağlık imkanları, karar alma mekanizmalarında temsil gibi konulardaki yetersizlikler devam ediyor.
Araştırmalar, ekonomik faaliyet alanında eşitsizliklerle karşı karşıya kalan kadınların, benzer sebeplerle aile reisliği, mülk sahipliği, iş kurma ve yürütme gibi konularda erkeklerle eşit olmadığını ortaya koyuyor. Kadınlar dünya nüfusunun yüzde 50'sinden fazlasını temsil ettikleri, iş saatlerinin yüzde 66'sını doldurdukları halde, dünya gelirlerinin sadece yüzde 10'una, mülkiyetlerin de yüzde 1'ine sahipler.
Hala ilköğretim çağında olduğu halde eğitim görmeyen 130 milyon çocuğun, 3'te 2'sini kızlar oluştururken, okuma yazma bilmeyenler arasında bir erkeğe karşın iki kadın bulunuyor. UNESCO'nun saptamalarına göre, dünyadaki okur yazar olmayan 876 milyon kişinin 3'te 2'sini kadınlar oluşturuyor.
Kadının siyasete katılımı incelendiğinde, ulusal parlamentolarda da kadın sayısında artış olmasına rağmen bu konudaki gelişmenin oldukça yavaş ilerlediği görülüyor. 1945 yılında dünyada yalnızca 26 parlamentoda kadın varken ve parlamenterlerin sadece yüzde 3'ü kadınken, 1999 yılında 179 parlamentoda kadın parlamenterler yer alıyor ancak temsil oranları yüzde 13.2'de kalıyor. Parlamentolarda halen 36 bin 294 erkeğe karşılık 7 bin 793 kadın yer alıyor.
Yeryüzünde mutlak yoksulluk sınırındaki 1.5 milyar kişinin yüzde 70'ini kadınlar oluştururken, 700 milyon kadın yeterli yiyecek ve içme suyu ile sağlık ve eğitim hizmetlerinden mahrum bulunuyor.
Türkiye'deki durum farklı değil
TÜİK'in aile yapısı araştırmasına göre, kadınların yüzde 80'nin, erkeklerin ise yüzde 39.6'sının üzerinde kayıtlı ev veya araç bulunmuyor.
Kız çocuklarının ilköğretimdeki okullaşma oranı 2006 yılı verilerine göre yüzde 93.37 ortaöğretimdeki okullaşma oranı ise yüzde 76.66. ÖSYM verilerine göre, 1933 yılında yüzde 14 olan kadın öğrencilerin oranı 2006-2007 öğretim yılında yüzde 43'e yükseldi.
TÜİK verilerine göre, kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 24.9. Ancak işgücüne katılım oranı, eğitim seviyesi ile doğru orantı gösteriyor. İlkokul mezunu kadınlarda işgücüne katılım yüzde 11.30 iken, bu oran meslek lisesi mezunlarında yüzde 28.30'a, üniversite mezunlarında ise yüzde 60.9'a yükseliyor.
Türkiye'de kadınların yüzde 41'i ücretli veya maaşlı, yüzde 6'sı yevmiyeli, yüzde 1'i işveren, yüzde 41'i ise ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Ücretli çalışan kadınların en fazla istihdam edildiği sektörlerin başında yüzde 37.79 ile büro ve müşteri hizmetleri gelirken, kanun yapıcılar, üst düzey yöneticiler ve müdürler arasında kadın istihdamının oldukça düşük olduğu görülüyor.
Buna karşın kadınlar uzmanlık gerektiren mesleklerde önemli oranda yer alıyor. Kadın öğretim elemanı oranı yüzde 42.6, toplam profesörler içinde kadınların oranı yüzde 27.8 olarak gerçekleşirken, 13 üniversitede kadın rektör, Dışişleri Bakanlığında ise 16 kadın büyükelçi görev yapıyor. Mimarların yüzde 38'i, avukatların yüzde 37'si ve bankacıların yüzde 50.2'si kadın.
Türkiye genelinde doğum öncesi yeterli bakım alanlar yüzde 46, hiç bakım almayanlar ise yüzde 19 olup bölgeler arası farklılıklar görülüyor. Diğer bir ifadeyle Türkiye'de her 5 gebeden biri doğum öncesi bakım almıyor. Doğumların yüzde 77.4'ü sağlık kuruluşunda, yüzde 4.8'i evde sağlık personeli yardımıyla gerçekleştiriliyor. Diğer taraftan yaklaşık olarak her 5 gebeden biri sağlık personeli yardımı olmadan doğum yapıyor.
Kadınların siyasi hayatta yer almaları incelendiğinde, 2007 seçimlerinde TBMM'deki kadın temsil oranının bir önceki döneme göre yüzde 100 artarak, 9.1'e yükseldiği görülüyor. Hala her 100 milletvekilinden sadece 9'u kadın.
Yerel yönetimlerdeki kadın temsil oranı da TBMM'dekinden çok farklı değil. 19 Siyasi partinin katıldığı 2009 yerel seçimlerinde, 44 kadın il belediye başkanlıklarına, 321 kadın da ilçe ve belde belediye başkanlıklarına aday gösterilirken bunlardan sadece 27'si seçildi, 2'si il belediye başkanı olabildi. Türkiye genelindeki 31 bin 790 Belediye Meclis üyesinin bin 340'ı (yüzde 0.42), 3 bin 379 il genel meclisi üyesinin ise 110'u (yüzde 3.25) kadın.
En çok şiddet eşlerden geliyor
KSGM tarafından yapılan araştırmaya göre, Türk kadınların yüzde 39'u "tokatlanma, itilme, yumrukla vurulma, boğazının sıkılması, bir yerinin yakılması, silah, bıçak gibi aletlerle tahdit edilme ya da bunların kullanılması" sonucu fiziksel şiddete uğruyor. Başka bir ifadeyle her 10 kadından 4'ü eşi veya birlikte olduğu kişi tarafından fiziksel şiddete maruz kalıyor.
Kadınların yüzde 15'i zorla cinsel ilişkiye giriyor, istemediği halde korktuğu için cinsel ilişkide bulunuyor, cinsel olarak aşağılayıcı ya da küçük düşürücü eylemlere zorlanıyor. Cinsel şiddet bir çok durumda fiziksel şiddetle birlikte yaşanıyor. Kadınların yüzde 42'si fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Kadınların yüzde 44'ü de duygusal şiddet görüyor. Kadınların yüzde 23'ü eşlerinin veya birlikte oldukları kişilerin kendisinin çalışmasına engel ya da işten ayrılmasına neden olduğunu belirtiyor.
Eğitim düzeyi daha yüksek olan kadınlar arasında bile her 10 kadından 3'ü eşlerinden fiziksel veya cinsel şiddet görüyor. Refah düzeyi düşük olan kadınların yaşamlarının herhangi bir döneminde karşılaştıkları şiddet yüzde 50 iken yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki kadınlarda bu oran yüzde 29'a düşüyor.
Evli ya da bekar her 5 kadından biri, 15 yaşından sonra ilişkide olduğu kişi dışındakiler, yani kendi aileleri, eşlerinin aileleri, akrabaları, okuldan veya iş yerinden kişiler tarafından fiziksel, yüzde 3'ü ise bu kişiler tarafından cinsel şiddete uğruyor.
Bu konularda ilginizi çekebilir