İtiraflarını reddeden etkin pişmanlıktan yararlanamayacak

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, terör örgütü üyeliği suçundan yargılanırken, soruşturma aşamasındaki itiraflarını mahkemede reddeden sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağını karara bağladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, terör suçlarında itirafçı olup mahkemede itiraflarından vazgeçen sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmayacağına hükmetti.

İstanbul'da PKK terör örgütünün gençlik yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yakalanan sanıklardan 4'ü soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyerek itirafçı oldu.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan sanıklar, ikrar ve itiraf içeren ifadelerini yargılama aşamasında reddetti. Mahkeme, bunun üzerine, sanıklar hakkında uygulanan etkin pişmanlık hükümlerini kaldırdı.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi de yerel mahkemenin etkin pişmanlık uygulanmaması yönündeki kararını yerinde bulurken, karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti.

Başsavcılığın itirazında, etkin pişmanlıktan yararlanarak, serbest bırakılan kişiler açısından güvenlik ve topluma uyum sorunu yaşandığının bilindiği kaydedildi.

Örgüt mensuplarının örgütten ayrılmaları ya da örgüt hakkında bilgi vermelerinin kendilerinin veya ailelerinin hayatlarına mal olabileceği ya da farklı istenmeyen sonuçlara yol açabileceği ifade edilen itirazda, bu kişilerin içinde bulundukları ve yaşadıkları ortamlardan dolayı örgüt hakkında her aşamada bilgi vermelerinin beklenemeyeceği savunuldu.

Kanun koyucunun da etkin pişmanlık hükümlerine ilişkin Türk Ceza Kanunu'nun 221. maddesinde pişmanlık halini öngördüğü ve öngörmediği durumları ayrı ayrı düzenlediği hatırlatılan itirazda, devletlerin örgütlü suçluluk ve terör suçlarıyla mücadele etmek için çeşitli stratejiler ürettiği, kendi varlıklarını ve anayasal düzeni tehdit edecek boyutlara ulaşan bu suçluluk türlerinin önüne geçmek için örgüt mensuplarını kullanma yolunu denediği aktarıldı.

Suç örgütlerinin çökertilmesi, mensuplarının yakalanıp cezalandırılmasında en etkili yöntemlerden birisinin bizzat örgüt mensupları olduğu ifade edilen itirazda, şöyle denildi:

"Örgüte adım atmakla suç dünyasının içine düşen örgüt mensuplarına yeniden topluma kazandırma şansını tanımak gerekir. Örgüt ve örgüt adına suç işleyen kişiler hakkında etkin pişmanlık haklarını kullanarak bilgi veren sanıkların, verdikleri bu bilgilerin elverişli olduğu kabul edilerek, diğer örgüt mensuplarının mahkumiyetlerinde kullanılmasına rağmen etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmamaları hak ve nesafete uygun olmadığı gibi gelecekte suçluluğa katılan kişilerin suç örgütleri ve örgüt adına suç işleyen kişiler hakkında bilgi verilmesini engelleyecek nitelikte terörle mücadeleye katkı değil, zarar veren bir anlayış olur."

Somut olayda kollukta ve Cumhuriyet Savcılığında verdikleri ifadelerde etkin pişmanlık haklarını kullanan sanıkların, örgütün bölgedeki yapılanması, diğer örgüt üyeleri ve işledikleri suçlar hakkında bilgi verdikleri, bu sanıkların verdikleri bilgilere dayanılarak suçun aydınlatıldığı belirtildi.

İtirazda, "Sanıkların verdiği bilgilerin elverişli ve kanunun aradığı anlamdaki bilgi olduğu, suçun aydınlatılmasında, suçlunun cezalandırılmasında kullanıldığı tespit edilmesine rağmen sanıkların içinde bulundukları konum, yer, ortam itibariyle yargılama aşamasında duruşma salonunda diğer şüphelilerin huzurunda ifadelerinden vazgeçmeleri, bu kişiler hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına engel değildir." görüşü savunuldu.

Başsavcılığın itirazı üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda ele alındı. Dünkü gündem toplantısında Başsavcılığın itirazını yerinde bulmayan Kurul, terör suçlarında itirafçı olup mahkemede itiraflarından vazgeçen sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmayacağına hükmetti.

Kararın gerekçesi daha sonra yazılacak.

Bu konularda ilginizi çekebilir