İsrail "Boykot Yasas"nı kabul etti
Parlamento, İsrail ve Batı Şeria'daki yerleşimleri boykot eden kişi ve kurumları cezalandırmayı içeren yasayı kabul etti.
TEL AVİV - İsrail parlamentosu, ülkede çoğu çevrelerce "antidemokratik" olarak değerlendirilen ve kamuoyunda "boykot yasası" olarak adlandırılan yasayı, dün gece uzun tartışmalardan sonra kabul etti. İsrail'i ve işgal altındaki Batı Şeria'daki yerleşimleri boykot eden kişi veya örgütleri cezalandırmayı öngören yasa, meclisten 38'e karşı 47 oyla geçti.
120 üyeli İsrail parlamentosunda 6 saate yaklaşan tartışmalı görüşmelerden sonra kabul edilen yasanın onaylandığı oturumda, koalisyonun Likud partisinin bir çok bakanı, koalisyon ortağı Şas'ın çoğu milletvekili ile Savunma Bakanı Ehud Barak'ın Atzmaut (Bağımsızlık) partisi milletvekillerinin tamamının bulunmaması dikkati çekti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da oylamaya katılmadı.
Yasa uyarınca, örneğin, İsrail'de, işgal uygulamalarına destek veren bir akademik kurumun boykot edilmesi çağrısında bulunan bir kişi, sivil mahkemelerde yargılanabilecek ve tazminata mahkum edilebilecek. İşgal altındaki Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinde imal edilmiş bir mal veya ürünü almama kararını veren bir şirket, İsrail hükümetinin ihalelerinden yasaklanabilecek. İsrail'deki bir sivil toplum örgütü, bu alandaki uluslararası boykot, İsrail'in tecrit edilmesi veya yaptırımlar uygulanması çağrılarına katılırsa, bu statüsünü kaybedebilecek ve normal ticari bir şirket gibi vergi ödemek zorunda kalabilecek.
Yasaya tepkiler var
Likud milletvekillerinden Ze'ev Elkin'in öncülüğünü yaptığı yasanın görüşmeleri sırasında, muhalefet milletvekilleri, yasanın İsrail demokrasisine bir saldırı olduğunu dile getirdiler. Hadaş partisi milletvekillerinden Hanna Sveyd, "Bu bir McCarthy hükümeti ama kipalarıyla" diyerek, Amerika'da 1950'li yılların başında düşünce özgürlüğünün sınırlandığı ve bir çok kişinin soruşturmalara uğradığı McCarthy dönemine atıfta bulundu. Kadima milletvekillerinden Nino Abesadze ise İsrail koalisyon hükümetini "ülkeyi 1930'ların Stalinist Bolşevizm dönemine geri götürmekle" suçladı. Abessadze, "Gulag'ın anlamını biliyor musunuz? Stalin'in toplama kamplarıdır. Şimdi siz insanları, fikirleri nedeniyle Gulag'a gönderiyorsunuz" dedi.
Genel kurulda yasayı hükümet adına savunan Likudlu Maliye Bakanı Yuval Steinitz ise, İsrail'i veya yerleşimleri boykot etmenin bizatihi antidemokratik bir tavır olduğunu söyledi.
Yasanın öncüsü Ze'ev Elkin ise meclisin görüşmelere başlaması öncesinde düzenlediği basın toplantısında, yasayı "İsrail Devleti'ni koruyor" sözleriyle savunmuştu.
Knesset hukuk danışmanı, yasanın İsrail'in anayasası konumundaki Temel Yasa'ya uygunluğu ile ilgili endişelerini dile getirmişti. Sivil toplum örgütlerinden Adala (Adalet) ve İsrail Yurttaşlık Hakları Derneği, yasayı Yüksek Mahkeme'ye götürmeye hazırlanıyorlar.