İSO: TL için MB'nin önlemleri yetmedi
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Küçük, bir yanda sıcak para girişi ile ayakta kalan, diğer tarafta yine sıcak para girişiyle çöken dinamikler bulunduğunu söyledi.
İSTANBUL - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, Türkiye ekonomisinde bir yanda sıcak para girişi ile ayakta kalan, diğer tarafta yine sıcak para girişiyle çöken dinamikler bulunduğunu kaydetti.
Küçük, İSO ekim ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, 2010 yılında sanayi üretimi, büyüme ve bütçe performansının olumlu seyrettiğini ve bunun Türkiye ekonomisine yönelik beklentileri hem içeride hem de dışarıda yükselttiğini belirtti.
Öte yandan dünya ekonomisinin sıradışı bir konjonktürde bulunduğunu ifade eden Küçük, "Kur savaşlarından söz edilen koşullarda, dikkatli olunmadığı takdirde, iyi gidiş, bir çeşit tuzağa dönüşme potansiyeli taşımakta" diye konuştu.
Bu dönemde sıcak para fonlarının, hala oldukça yüksek faiz oranlarına sahip Türkiye gibi ülkelere aktığını, bununla birlikte liranın, dolar karşısından 1,5'den 1,4 seviyelerine gerilediğini kaydeden Küçük, kurlarla birlikte sanayicinin de ihracatta rekabet gücünün gerilediğini vurguladı.
Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İthalat ucuzladı. Ucuzlayan ithalat, yerli üreticimizin, üretim ve istihdam kapasitesini zorlamaya başladı. Esasen bu olanlar yeni değil, daha önceden bildiğimiz bir hikaye, gördüğümüz bir film. Türkiye ekonomisinde 2001 sonrası döneme, özellikle 2004-2005 yıllarından itibaren düşük kur, düşük rekabet gücü, hızla artan ithalat, yüksek işsizlik, reel sektörde yurt dışından yüksek oranlı borçlanma, yüksek dış ticaret açığı ve yüksek cari açık damgasını vurmuştu. O yıllarda düşük kurun üretim, ihracat, istihdam ve makro ekonomik dengeler üzerinde yarattığı tahribatı, sanayiciler olarak ısrarla dile getirmeye çalıştık ama ya sesimizi yeterince yükseltemedik ya da sesimize kulak verilmedi."
2009 aralık ayında başlayan canlanma ile birlikte ekonomideki yapısal hastalıkların da nüksetmeye başladığını söyleyen Küçük, 2010 yılının ocak-eylül döneminde dolar bazında ihracatın yüzde 12, ithalatın ise yüzde 30 arttığını, toplam ihracatın 82 milyar dolar, enerji dahil ara malı ithalatının ise 94,1 milyar dolar olduğunu belirtti. Küçük, ihracatın, üretim yapmak için ithal edilen ara malı bedelini karşılamadığının altını çizdi.
Tanıl Küçük, "Türkiye ekonomisine baktığımız zaman, bir yanda sıcak para girişi ile ayakta kalan, diğer tarafta sıcak para girişi ile adeta çöken dinamikleri görüyoruz" diyerek, Merkez Bankası önlemlerinin liradaki değerlenmenin önüne geçemediğini ifade etti.
"Cari açık önemli risk"
Sıcak para girişine ve yüksek cari açığa bağımlı bir büyüme yapısının sürdürülebilir olmadığının altını çizen Küçük, "Finanse edildiği sürece cari açığın sorun olmadığı görüşünü, geçmişte sık sık duyduk. Yapılan özelleştirmeler ve yüksek doğrudan yatırım girişi sayesinde hakikaten de cari açıkla ilgili bir sorun yaşamadık, muhtemelen yakın dönemde de yaşamayacağız ama şunu biliyoruz ki, yüksek cari açık, ekonomi için önemli, hem de çok önemli bir risktir" diye konuştu.
Çözüm olarak rekabet gücünü destekleyecek, makro ve mikro reformları süratle gerçekleştirmek gerektiğini söyleyen Küçük, sanayinin temel sorunlardan birinin kaynak yetersizliği olduğunu, enerji, işgücü ve finansman maliyetleri, rekabet edilen ülkelerle eşit düzeylere çekildiği takdirde girdi maliyetlerinin azalacağını ve bunun da sanayiye bir miktar nefes aldıracağını kaydetti.
Mikro düzenlemelerdeki beklentilerine de değinen Küçük, elektrik faturalarındaki TRT payının ve yatırım malı ithalatında KKDF'nin tamamen kaldırılması, istihdam üzerindeki yüklerin azaltılması taleplerini sıraladı.
Küçük, birikmiş vergi ve prim borçların için getirilen af konusunda da, zamanında ödemelerini yapan işletmelere eş zamanlı olarak bazı kolaylıklar ve destekler sağlanması gerektiğini söyledi. Küçük, primlerin ödenebilir seviyelere indirilmesinin önemine de işaret etti.
"Eksiklere dikkat çekmemiz, olumsuzlukları öne çıkarmak değil"
Kurlardaki aşağı gidişi önlemek üzere para ve maliye politikası araçları ile alınabilecek önlemlere ilişkin önerilerin tartışılabileceğini ancak bunlarla birlikte makro ve mikro reformlarda kalıcı düzenlemelere gidilmesinin, rekabet gücü açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Küçük, şirketlerin rekabet gücünün artırılması ve işsizlik sorununun hafiflemesinin, kaynak ve tasarruf yaratma kapasitesini olumlu etkileyeceğini kaydetti.
Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün dünyayı etkileyen küresel kriz sonrasında, Türkiye ekonomisi, hızlı bir toparlanma sürecine girmiştir. Bunları, elbette görüyor, kabul ediyoruz. Bu konuda, zaman zaman bazı yanlış anlaşılmalar da olabiliyor. Şunun altını çizmek isterim ki, eksikliklere dikkat çekme gayretimiz, olumsuzlukları öne çıkarmak olarak algılanmamalıdır. Bizler kendi üzerimize düşenleri yerine getirmenin gayreti içindeyiz ama devletin yapması gerekenleri de, devletten talep etmeye devam edeceğiz, eksikleri elbette ve doğal olarak dile getireceğiz."
Seçimlerin 4-5 ay öncesinden itibaren gündemin tamamen siyaset ve seçim odaklı hale geleceğini söyleyen Küçük, sanayinin acilen ihtiyaç duyduğu reformların gerçekleştirilmesi için kısa bir süre bulunduğunu ve bu sürenin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
"Ana muhalefetten özel hassasiyet bekliyoruz"
Küçük, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na hitaben, "Rekabet gücü ile ilgili sorunlarımıza çözüm üretilmesinde, seçimlere kadar olan sürenin, bu anlamda iyi değerlendirilmesinde ve özellikle de sanayimizin temel meselelerinin gündemde kalmasında, kanaatimizce ana muhalefet olarak sizlere de önemli görev ve sorumluluk düşmektedir" diye konuştu.
Sanayinin, GSYİH'daki payının 1998'de yüzde 28,3 iken, 2010'un ilk 6 ayında yüzde 19,8'e gerilediğine dikkati çeken Küçük, "Sanayimizin hem daha gündelik sorunlarına, hem de ekonomimizin bütününü yakından ilgilendiren yapısal sorunlarına karşı, ana muhalefet olarak sizden özel bir hassasiyet bekliyoruz" dedi.