İş güvenliğinde ödül mekanizması devreye giriyor!
İş güvenliği konusunda Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun en etkin şekilde devreye sokulacağını söyleyen Başbakan Davutoğlu, "Bundan sonra yaptırımları artıracağız. Ödül de artacak. Kaza olmayan işyerinden işveren kesintileri alınmayacak" dedi
ANKARA - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "2014 sonu itibarıyla, 1 Ocak 2015 itibarıyla Mesleki Yeterlilik Kurumu bütün hazırlıklarını tamamlayıp sertifikalandırma ve belgelendirme aşamasına gelecek" dedi.
Davutoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında katıldığı bilgilendirme ve Sosyal Taraflar Toplantısı sonrasında açıklama yaptı. Bugünün 12 Eylül olduğunu ve bundan 34 yıl önce Türk demokrasisinin bir müdahale ile ciddi bir kesintiye uğradığını belirten Davutoğlu, birçok insanın mağdur edildiğini ve özgürlüklerinin kısıtlandığını anımsattı.
"Milli iradeye ciddi darbeler vuruldu" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum: Türkiye bir daha demokrasiye böyle bir müdahale ve insan hakları da dahil olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı böyle bir dönem bir daha yaşamayacaktır. Hepimizin ortak düşüncesi siyasete toplum hayatına bakışı insan haklarına dayalı demokratik ve evrensel değerlerin hakim kılındığı bir toplumsal düzendir. Bu anlamda bir kez daha bu ortak dili ifade etmek isterim" diye konuştu.
"Hayatın bütün öznesi ve hedefi insandır"
Hükümetin güven oylamasından kısa süre sonra asansör kazasının meydana geldiğini hatırlatan Davutoğlu, “O gün ben Konya’daydım güvenoyu sonrasında tabi bütün o mutluluğu dediğim gibi yaşayamadan ve bu acıyı da hissederek hemen konuya müdahil olduk” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in olay sonrası geceyi kaza mahallinde geçirdiğini kendisinin de konuya müdahil olduğunu söyleyen Davutoğlu, olay sonrası ilk Bakanlar Kurulu gündemlerinin de bu konu olduğunu söyledi. Davutoğlu, “Çünkü siyasetin, ekonominin, iş hayatının, toplumsal hayatın bütün öznesi ve hedefi insandır. İnsana hizmet etmeyen ve insanı esas almayan hiçbir faaliyet ne kutsal addedilebilir ne de topluma hizmet olarak görülebilir” diye konuştu.
Bakanlar Kurulu’nda yaklaşık 4 saat boyunca konuyu tüm detayıyla ele aldıklarını anlatan Davutoğlu, kendisinin daha önce aldığı bir karar doğrultusunda bakanlıkları gezerek brifing almayı planladığını bu olay nedeniyle de ilk olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına geldiğini dile getirdi.
Bakanlıkta, bakanlık üst yönetimi ile bir araya geldiklerini iş güvenliği ve çalışma hayatıyla ilgili bakanlığa bağlı bütün birimlerden bilgi aldıklarını söyleyen Davutoğlu, “Öğleden sonrada çalışma hayatımızın bütün taraflarıyla ki bu masa biraz önce gördüğüm kadarıyla son derece de üretken bir masa emeğe saygı bakımından da kutsal bir masa burada çok toplantılar yapılmış, bütün arkadaşlarımız değişik toplum kesimlerinin çıkarlarını ve yaklaşımlarını benimsemek ve savunmakla birlikte bu masa etrafında ortak bir anlayışta buluşmuşlar. Ben her şeyden önce burada gördüğüm farklı görüşler, eleştiriler gördüğüm atmosferden duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim” diye konuştu.
Herkesin görüşlerini açık yüreklilikle ifade ettiğini dile getiren Davutoğlu, “Bunları istifade etmek için, iş hayatımızı daha da sağlam bir zeminde inşa edebilmek için yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Sık sık bir araya gelmek istiyorum ben” dedi.
Bakanlar Kurulu’nda aldıkları karar çerçevesinde eylem planı hazırlıkları olduğunu anlatan Davutoğlu, “Tabii bu eylem planı detaylandırılacak, bir daha iş kazalarının olmaması ama kaza her zaman olabilir, en azından bunun minimize edilmesi için alınacak tedbirler çerçevesinde ben dört ana alana dikkatleri çekmek istiyorum. Bu dört ana alan eylem planımızda da yansıyacak ve eylem planımızda bu detaylandırılacak” ifadesini kullandı.
Bütün istişareleri yaptıktan sonra alınacak tedbirlerin ilk olarak kamuyla paylaşılacağını belirten Davutoğlu, “Birincisi iş güvenliği ile ilgili süreç yönetimi, iş güvenliği bir anda başlayan ve bir anda yok olan bir şey değil. Yani bir anda bir kaza ortaya çıkmıyor o vakte kadar giden bir süreçte kazayla karşı karşıya kalınabiliyor ya da bir anda düzeltilemiyor. O açıdan bakıldığında yasal mevzuatınız ne kadar iyi gelişmiş olursa olsun bu unsur ve süreç yönetme etrafında alınacak tedbirler yeterince gözönünde bulundurulmazsa yasal düzenlemeler yeterli olmayabilir" dedi.
Bakanlar Kurulu'nda, iş güvenliği perspektifinden bakanlıklar ve kurumlar arası koordinasyonun yeniden gözden geçirilmesinin ele alındığını söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Birçok bakanlığımızın sorumluluk alanları var bu olay söz konusu olması itibarıyla söylüyorum asansörlerin denetimi bir bakanlığımızda, inşaatın denetimi bir başka bakanlığımızda, iş güvenliği bir başka ama tabii bunlar da doğrudur bu bakanlıklar almıştır çünkü her birinin ihtisas alanıdır. Ayrıca bütün bunların dışında asansörlerin denetimi anlamında belediyeler yani hükümetimizin doğrudan müdahil olmadığı bir alan olarak belediyelerde de sorumluluklar var. Yani yerel yönetimler de bu işin parçası denetimin parçası. Şimdi öncelikle bunları bir sistemik bakışla bu yetki ve sorumluluk paylaşımının netleştirecek bir koordinasyona ihtiyaç var. Bunun için süratle harekete geçeceğiz yasal olarak aldığımız tedbirlerin alandaki uygulaması bu anlamda gözönüne alınacak.”
"İş güvenliği, bizim ortak değerimiz"
Süreç yönetimindeki bir diğer hususun, işveren ve işçilerin iş güvenliğini ortak bir alan, ortak bir değer olarak görmelerinin önemi olduğunu anlatan Davutoğlu, “Onların da kendi aralarında bir mekanizma kurmaları önemli. 'İş güvenliği' dediğimizde bir çıkar çatışması alanı görülmemeli. Sendika görüşmeleri, toplu sözleşmeler, hepsi ele alındığında tabii herkes kendi temsil ettiği toplum kesimlerinin çıkarlarını gündeme getirir, bu doğrudur ama 'iş güvenliği' dediğimizde, 'can güvenliği' dediğimizde bu bizim ortak değerimiz" diye konuştu.
Toplantıda kendilerinin bir teklifte bulun ve teklifin de kabul gördüğünü anlatan Davutoğlu, "Bir teklifte bulunduk, burada ortak mekanizma kurmak, ne aksıyorsa açık yürekle bunları paylaşmak, bu süreç yönetimi açısından önemli. Denetim yine bir süreç yönetimidir, bunları ve kriz olduğu anda da kriz yönetimi bağlamında bile işçilerimizin ve işverenlerimizin ve işçi sendikalarımızın bir araya gelip konuşabilmeleri lazım. Bir kaza oldu, ortada bir toplumsal sorun var bir araya gelip 'Bunu nasıl çözeriz' onu konuşabilmeleri lazım" dedi.
İkinci önemli alanın eğitilmiş insan faktörü alanı olduğunu söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
“2012 İş Güvenliği ve Sağlığı Yasası çok kapsamlı bir yasa olmakla birlikte o yasayı uygulayacak insan unsurunun, gerek Bakanlar Kurulu’nda gerekse bugün en fazla üzerinde durduğum konu mesleki yeterlilik kurumunun en etkin şekilde güçlendirilerek devreye sokulması. Çünkü eğitim vermiş insan elinize bir asansör kumandası verildiği zaman basmasını geciktirirse kazaya sebebiyet verir, erken bassa yine kazaya sebebiyet verir. O zaman kazaları engelleyecek olan şey performans ve ehliyet.”
Mesleki Yeterlilik Kurumu 2015'e yetişecek
Davutoğlu, Bakanlar Kurulu’nda aldıkları karara yönelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığındaki tüm birimlere talimat verdiklerini hatırlatarak, Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun 2016 başı olarak planlanmış olan belgelendirme sürecini 2014 sonuna alacaklarını ve bunu geciktiremeyeceklerini söyledi.
Davutoğlu, “Belki süratle hareket etmemiz gerekecek belki 8 saat yerine 16 saat günde çalışmamız gerekecek ben görevi aldığımda, Dışişleri Bakanıyken Hariciye mensuplarına, Başbakanken bütün çalışanlara söyledim ‘Bu tür konularda mazeretle gelinmez, 24 saat yetmiyorsa 25. saat bulunacak’. 2014 sonu itibarıyla, 1 Ocak 2015 itibarıyla Mesleki Yeterlilik Kurumu bütün hazırlıklarını tamamlayıp sertifikalandırma ve belgelendirme aşamasına gelecek" dedi.
"İş güvenliği dersleri konulacak"
İşlemlerin işin tehlikesine göre kademelendirilerek yapılacağını söyleyen Davutoğlu, "İlk kademe en tehlikeli olanlar, tehlikeli olanlar, bir anda bütün alana girip de enerji dağılmasına yol açmadan kademelendirilecek. Yine eğitim bağlamında Milli Eğitim Bakanımızla da görüşeceğiz ve iş güvenliği dersleri konulacak, meslek okullarına, üniversitelerde ilgili yerlere ve diğer okullarda da hatta gerekli görüldüğünde iş güvenliği dersleri konulacak" diye konuştu.
Şişli'deki asansör kazasında vefat eden işçilerden birinin 1 Eylül'de işe girdiğini ve 7 Eylül'de asansörü idare yetkisinin ona verildiğini hatırlatan Davutoğlu, "Bunun bir sertifikası var mı belgelendirmesi var mı? Bir kere daha söylüyorum: Bundan sonra işçi, emekçi tanımı saygı duyulan bir tanım olarak kalacak ama profesyonel bir kategori olmaktan çıkacak. İşçi yok, inşaat işçisi var, kalıpçı var, betoncu var, asansörcü var her biri hangi mesleği yapacaksa onun belgelendirmesini alacak ve onu değerlendirecek" diye konuştu.
Her işçinin sertifikası olacak
Amele Birlikleri'nin 100 yıl önce Osmanlı meşrutiyetiyle başlayan işçi sendikalaşmasında da "Herkes her işi yapabilir" mantığıyla hareket etmediğini anımsatan Davutoğlu, "Vasıfsız işçi diye bir kavramın kalmaması lazım. Bazen yol kenarlarından, köşelerden işçilerimizin değişik ihtiyaçlar dolayısıyla büyük şehire gelmiş kesimlerin hiçbir eğitimden geçmeden toplanıp bir yerlerde çalıştırılması engellenecektir. Her işyerinde çalışan işçinin sertifikası vesairesi olacak" ifadesini kullandı.