İş dünyası acı reçeteye razı
İstanbul Sanayi Odası üyelerinin büyük bir çoğunluğu, artık cari açığın 'sürdürülemez' olduğu görüşünde birleşerek, hükümete "Kalıcı önlemler alın, biz acı ilacı içmeye razıyız" çağrısı yaptı.
Volkan ÖZSOY
İSTANBUL - Türkiye kamuoyu, tüm dikkatini haziran ayında yapılacak milletvekili seçimlerine çevirirken, iş dünyası ise belki de ilk kez seçim dışında bir konuya, "cari açık" tehlikesine odaklandı. Daha önce hükümet tarafından kendisinin değil, finansmanının önemli olduğu ve bu nedenle 'sürdürülebilir' açıklaması yapılan cari açıkla ilgili yılın ilk 3 ayında bildirilen 22.1 milyar dolarlık rakam ve yıl sonu için yapılan ürkütücü tahminler, iş dünyasında tedirginlik yarattı.
Hükümetin, geçtiğimiz günlerde munzam karşılıkları artırarak, ekonomiyi soğutma planları da işadamları arasında tedirginliği gidermek yerine, dikkatlerin bu konuya daha fazla yoğunlaşmasına neden oldu. Türk ekonomisinin yaklaşık yüzde 40'ını temsil eden İstanbul Sanayi Odası (İSO) üyelerinin çoğu, artık bu açığın 'sürdürülemez' olduğu görüşünde birleşerek, hükümete 'kalıcı önlemler alın, biz acı ilacı içmeye razıyız' çağrısı yaptı.
Türk iş dünyasının önde gelen oyuncuları, DÜNYA aracılığı ile 12 Haziran'da iş başına gelecek hükümetten, "Cari açığa, enerji ve ara malı üretimi dahil, yatırım ikliminin iyileştirilmesi yoluyla çare aransın' talebinde bulundu.
İSO meclis üyeleri, cari açığa alınacak tedbirlerin büyümeyi vurma riski olduğu uyarısı yaptı. Anlık frenlerle otomobili durdurmanın tehlikelerine dikkat çeken üyeler, böylesi ani duruşlarda, yolcuların camdan fırlayabileceği riskinin unutulmaması gerektiğini vurguladı. İşte iş dünyasının ünlü aktörlerinin, ekonominin kabusu haline gelen cari açıkla ilgili görüş ve 12 Haziran seçimleri sonrası talep ve uyarıları:
İSO Başkanı Tanıl Küçük
Rakamlar ürkütücü, sürdürülemez
Şu an dikkatler seçimde. Ama bizim gündemimizde cari açık var. Maalesef rakamlar telaffuz edemeyeceğimiz şekle geliyor. Bu da elbette dış ticaret açığından kaynaklanıyor. Yaptığımız ihracat, enerji dahil, ara malı ithalatımızı karşılayamaz boyuta geldi. Geçmişte biz bu uyarıları yaparken, bunun sorun olmadığı, önemli olanın bunun finansmanı olduğu dile getirildi. Biz, bugün geldiğimiz noktada bunun çok riskli bir durum yarattığını ve 'sürdürülemez' olduğunu söylüyoruz. Bu geçmişten gelen bir sorun ve buna artık mutlak ve mutlak kesin, kalıcı, tüm tarafların katılımıyla ortak akılcı bir çözüm bulmalıyız. Ekonomiyi soğutma adına atılan adımlar belki doğal ama bunlar kalıcı çözümler değil. Zaten rakamlar da bunu gösteriyor. Ayrıca bunun maliyetlerin artması gibi yan etkileri olduğunu da unutmayalım.
İSO Meclis Başkanı Erdal Bahçıvan
Önlem alırken büyüme heba olmasın
Bu cari açığın sürdürülmesi çok zor. Zaten bizler bu düşüncede mutabıkız. Ben 12 Haziran sonrası iş başına gelecek hükümetin bu konuya eğilmesi ve çok daha radikal adımlar atması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle cari açığın tüketim tarafına çok dikkat edilmesi, bundan beslenen kesimin bir şekilde daha disipline edilmesi gerekir. Geçtiğimiz günlerde ekonomiyi soğutma adına atılan adımların şu ana kader istenilen sonucu vermediği, uygulanan reçetenin daha farklı enstrümanlarla da beslenmesine ihtiyaç olduğu belirginleşti. Belki birkaç ay daha sonuçların gözlemlenmesi de gerekebilir. Ancak çok panik olup da, alınacak seri, aceleci kararların da büyümeyi vurma riski var. Unutulmamalı ki, Türkiye'nin büyümeye ihtiyacı var. İşte bu iki dengenin çok iyi gözetilmesi gerekiyor.
İSO Meclis Üyesi Süleyman Orakçıoğlu
Sert fren camdan fırlatır
Cari açığa çok geniş bir perspektiften bakmalı. Bütçemiz fazla vermiş. Bunun da en büyük nedenlerinden biri, ithalat nedeniyle alınan vergiler. Ekonomide radikal kararlarla sert fren yapabilirsiniz ama, bu frenle birileri camdan dışarı da fırlayabilir. Biz doğrudan sermaye girişi ile ilgili gerekli iklimi yaratmalı, piyasa enerjisini üretim enerjisiyle birleştirmeliyiz. Eğer bunu yapabilirsek, cari açığın sorun olmayacağını, ek koruma önlemlere de gerek kalmayacağını düşünüyorum.
İSO Meclis Üyesi Mehmet Nuri Görenoğlu
Uzun vadeli tedavi şart
Cari açık elektrik düğmesini kapayıp hemen sona erdirilecek bir şey değil. Kronik bir olay olduğu için bunun tedavisi de uzun vadeli olmalı. Türkiye, ciddi katma değerli teknoloji üreten bir ülke değil. Örneğin otomotivde ciddi bir ihracatımız var ama, 100 dolarlık ihracat için 80 dolarlık ithalat yapmanız gerekiyor. Bunu 'DİR' gibi yöntemlerle tedavi edemezsiniz. Bu araçların motor üretimlerinin de Türkiye'de yapılmasını sağlayacak bir teşvik sistemi geliştirmelisiniz. Cari açığı düşürmek için Merkez Bankası yoluyla ekonomiyi soğutmak için fazla müdahaleci olduğunuzda ise, o zaman liberal ekonomiden, serbest piyasadan bahsedemezsiniz. Ayrıca bu tip müdahaleler asla kalıcı çözümler getirmez.
İSO Meclis Üyesi Ekrem Akyiğit
Gerekirse acı ilacı içeriz
Sadece 'bu cari açık sürdürülemez' demek çok doğru değil. Bunun yerine uygulamaya koyabileceğiniz hedefleriniz, planlarınız olmalı. 12 Haziran seçimleri sonrasında işte böyle bir plan bulunmuyorsa, o zaman sert önlemler devreye girebilir. Ancak yeterli olamayabilir. Mesela tekstilde 'ithalat tebliği' gibi önlemler geldi. Bu önlemler bunun bir parçası. Ama biz gelişeceğiz, dünyada önemli bir oyuncu olacağız diyorsak, mutlaka bunun gereği yapılıp, rekabet ortamı yaratılmalı. Eğer böyle bir düşünce varsa, bu gerçekten cari açık için bir fırsat diye düşünüyorum. 12 Haziran sonrası atılacak adımlar son derece hayati önlem taşıyor. Bu tarihten sonra iş başına gelecek hükümetin cari açık konusunda planları varsa biz de üzerimize düşeni yapar, acı ilacı içeriz.
İSO Meclis Üyesi Armağan Sakar
Her ürün ülkeye sokulmasın
Bu cari açık bu haliyle sürdürülemez. Ben kendi sektörümden örnek vermem gerekirse, biz ara mamulleri üretiyoruz. Cari açığın en büyük nedenlerinden biri de işte bu ara malı ithalatı. Yani bizim en büyük rakibimiz Türkiye artık ne yapıp edip, kendi yerli sanayicisini özellikle bu alanda desteklemeli. Kamu alımlarında önce yerli üreticiye ağırlık verilmeli. Herkes 'girdi maliyetleri yüksek' diyor. Aslında işçilik ve enerji üzerindeki yükler gibi birtakım kolaylaştırmalarla bunlar hallolur. Ben malımı yollamak için Çin'e de yurtiçine de aynı navlun ücretini ödüyorsam, işte burada sorun var demektir. Bizler haksız ithalatla karşı karşıya bırakılmamalıyız. Her önüne gelen ürün bu ülkeye sokulmamalı. Bunun için gerçek anlamda işlev gören ihtisas gümrükleri kurulmalı. Aynı mal Türkiye'de dururken, 3 kuruş daha ucuz diye yurtdışına yönelimin önü artık kesilmeli.
İSO Meclis Üyesi Ömer Faruk Kavurmacı
Reel faiz düşerse sürdürülebilir
Cari açık şimdilik belki sürdürülebiliyor ama seçimlerden sonra mutlaka bunun önlemlerinin alınıp, reel faizlerin düşürülmesi gerekiyor. Bence en acil önlem bu olmalı. Türkiye belirli bir büyüme oranının altına düşmemeli. Başta 'istihdam' sorunu, her yıl yüz binlerce insanın iş gücüne katılması gerektiği unutulmamalı. İşte bu nedenden dolayı asla büyümeden fedakarlık yapamayız. O yüzden reel faizleri düşürüp, yatırımları hızlandırmalıyız. Ayrıca cari açığın en önemli kalemlerinden biri olan enerji ithalatı için radikal çözüm yolları aranmalı, uzun ve kalıcı hızlı adımlar atılmalı.
İSO Meclis Üyesi Necdet Buzbaş
12 Haziran sonrası iyi hesaplanmalı
Cari açığın sürdürülebilir olup olmaması yönetilmesi ile alakalı. Ancak yıl sonu için telaffuz edilen rakamlara bakınca, bunun kolay yönetilebilir olamayacağını düşünüyorum. 12 Haziran sonrası atılacak adımların iyi hesaplanması lazım. Çok sert önlemler bir anda ekonomiyi tamamen durdurabilir. Bu nedenle özellikle iç tüketime yönelik kademeli şekilde yavaş önlemler alınabilir. Mesela ithal nihai tüketim mallarıyla ilgili bir çalışma yapılması, bunların girişinin azaltılması gerekiyor. Yarı mamullerin bir kısmını da Türkiye'de üretmek için çeşitli teşvik mekanizmaları devreye sokulabilir. Ancak bunların hemen tümü orta ve uzun vadeli tedbirler. Cari açık konusunun bugünden yarına alınacak önlemlerle sorun olmaktan çıkabileceğine inanmıyorum.