İran'a yönelik finansal yaptırım kararları
Ali Kemal YILDIRIM / Araştırmacı
Küresel gündemde ilk sıralarda yer alan İran, görünen o ki bundan sonra da İran uluslararası sistemin temel konularından biri olmaya devam edecektir. İran'a ilişkin konuların başında nükleer faaliyetler, nükleer silahlanma, terörizmin finansmanı ve bu kapsamda İran'a uygulanacak yaptırımlar yer almaktadır.
Bilindiği üzere, 17 Mayıs 2010 tarihinde Türkiye, İran ve Brezilya dışişleri bakanlarının, İran'ın elindeki düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyumun daha yüksek oranlarda zenginleştirilmiş uranyum ile takas edilmek üzere Türkiye'ye göndermesine ilişkin bir mutabakat metni imzalaması dünyada geniş yankılar uyandırmıştı.
Türkiye, Brezilya ve İran'ın beklemediği bir yönde tavır sergileyen ABD İran'ın nükleer zenginleştirme çalışmalarını durdurmaması ve bu konuda uluslararası nükleer uzmanlarıyla işbirliği yapmaması gerekçeleriyle İran'la ilgili yeni yaptırım tasarısı taslağını BM Güvenlik Konseyi 'ne sunmuştu.
BM Güvenlik Konseyi'nde görüşülen konu beklendiği üzere, Brezilya ve Türkiye'nin karşı oy vermesine, Lübnan'ın da çekimser kalmasına rağmen kabul edilmiştir. Kararın İran'ın nükleer faaliyetlerini hedef aldığı görülmektedir. Bununla birlikte kararda İran'ın nükleer silah sistemi geliştirmesini de engelleyecek maddeler bulunmaktadır. Bu amaçla İran'a gidecek kargo araçlarının incelenmesi gibi hükümler de bu metinde yer almıştır.
1929 sayılı Karar'ın finansal konulara yönelik maddelerinde BMGK tüm devletlerden nükleer silahlanmaya ilişkin transferlerin engellenebilmesi amacıyla, İran Merkez Bankası da dahil olmak üzere, İran bankalarının taraf olduğu tüm işlemlere özellikle dikkat etmelerini,
İran'ın nükleer silahların yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi amacıyla kullanılabileceğine dair makul gerekçeler bulunduğuna inanılması halinde,
· Sigorta ve reasürans hizmetleri de dahil olmak üzere verilecek bütün finansal hizmetleri ve yurtdışındaki şubeleri de içerecek şekilde ülkelerinin kanunları çerçevesindeki İran vatandaşları ile kurumların gerçekleştirecekleri tüm transferleri engellemelerini,
· İran bankalarının, topraklarında yeni şube, iştirak, temsilcilik açmasını, ortaklıklar kurmasını ve kendi bankalarıyla muhabirlik ilişkisi oluşturmasını engellemek için gerekli tedbirleri almalarını,
· Kendi bankalarının İran'da temsilcilikler, iştirakler açmasını veya hesap açmasını engellemek için gerekli tedbirleri almalarını istemektedir.
İran konusunda en sert yaptırım uygulayan devlet olan ABD 1929 sayılı Karar sonrasında uyguladığı yaptırımları daha da genişletmiştir. Yeni bir yasa hazırlayan ABD İran'ın rafine petrol ithalatı yanında, petrol ve doğal gaz sektörünü modernleştirmeye dönük mal ve hizmet alımını da zorlaştıran bir yasayı uygulamaya koymuştur. ABD İran'a ilişkin herhangi bir finansal ilişkiye girilmemesi politikasını ise devam ettirmektedir.
AB açısından da durum benzerdir. Liderlerin katıldığı 17 Haziran 2010 tarihli Bürüksel Zirvesi'nde BM Güvenlik Konseyi kararını benimseyen kararlar alınmıştır: İran'ın petrol ve doğalgaz sektörüne yeni yatırım, teknik destek ve teknoloji transferi engellenecek; ticaret, bankacılık, sigortacılık ve kargo taşımacılığı alanlarında yeni kısıtlamalar getirilecek. AB nezdinde de İran'la ilişkiye girecek finansal kuruluş bulmak son derece zorlaşmıştır.
Uluslararası alanda, İran'a karşı yürütülen politikalar iyice ağırlık kazanmıştır. Amaç İran'ın hareket alanını zaman geçtikte daralmaktadır. Tüm bu baskılar karşısında İran'ın ne kadar daha dayanabileceği konusu uluslararası gündemi biraz daha meşgul edecek gibi gözükmektedir.