INETD, YouTube yasağına dava açtı
İnternet Teknolojileri Derneği, siteye erişimin engellenmesinin temel hukuk kurullarına aykırı olduğu iddiasıyla yürütmenin iptali istemiyle dava açtı.
ANKARA - İnternet Teknolojileri Derneği (INETD), Youtube internet sitesinin erişiminin engellenmesinin temel hukuk kurullarına, Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve direktiflerine aykırı olduğu iddiasıyla yürütmenin iptali istemiyle dava açtı.
INETD Başkanı Doç. Dr. Mustafa Akgül, mahkemenin 05.05.2008 tarihli ve 17.06.2010 ek kararı ile Youtube.com sitesine tedbiren erişimin engellendiğini anımsattı.
Derneğin geçen yıl Youtube yasağını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdığını dile getiren Akgül, şöyle konuştu:
"Söz konusu mahkeme kararları, bir kitap yüzünden milyonlarca kitabı içeren bir kütüphanenin kapısına kilit vurmak anlamına geliyor. Türkiye'den erişilemeyen içeriğin tüm dünyadan kaldırılmasını istemek, mahkemenin uluslararası hukuku tesis etmeye çalışmasıdır. Bu bir yetki aşımıdır. Youtube'un kapatılması Türk ve dünya kamuoyunda matbaanın yasaklanmasına benzer bir algılamaya sebep olmaktadır. AİHM'de davamıza bu nedenle öncelik verilmiştir."
Akgül, yasağa ilişkin mahkeme kararlarının birkaç Türkiye düşmanının koyduğu ve Türkiye'de erişimi mümkün olmayan birkaç video yüzünden yargısız infaz görüntüsü verdiğini belirterek, bu yasağın kaldırarak internetin özgürleştirilmesi ve bu yolla Türk toplumunu gelişmesine katkıda bulunmasını hukuk ve adalet sisteminden beklediklerini ifade etti.
Dün, Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi'ne sunulan dava dilekçesinde ise karardan zarar gören, iletişim ve düşünce açıklama özgürlüğü kısıtlanan müvekkil dernek üyelerinin bulunduğuna işaret edildi.
INETD'in yaptığı etkinliklere ait videoları Youtube üzerinden de dağıttığı belirtilen dilekçede, ayrıca kararın derneğin amacı olan internetin yaygınlaşmasına engel teşkil ettiği ifade edildi.
Dilekçede, şunlar kaydedildi:
"Uygulanan tedbir kararının, karara temelini oluşturan zararlı bulunan 10 videoya erişimi kısıtlama konusunda hiçbir etkisinin olmaması, buna karşılık hem Türkiye'nin uluslararası saygınlığı, hem yurttaşlarımızın kendilerini geliştirmelerine, tanıtım ve eğitim yapmalarına kısıtlama getirmesi; tedbir kararının ülkemize zarar vermesine sebep olmaktadır."
Söz konusu kararın temel hukuk kurallarına, Anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve direktiflerine, ceza yargılama usulü ve esaslarına aykırı olduğunun iddia edildiği dilekçede, ayrıca internet vasıtası ile ilgili suçların bilişim suçu kapsamında olduğu ve basın savcılığını ilgilendirmediği de ifade edildi.
"Türk vatandaşları suçu olmadığı halde cezalandırılıyor"
Youtube sitesine erişimin engellenmesini içeren mahkeme kararının yasaklananların dışındaki videolara erişimi engelleme sonucu getirdiği belirtilen dilekçede, şöyle denildi:
"İnternetin yapısının, biraz becerikli birinin, interneti toptan kapatmak dışında alınan bütün tedbirleri aşarak arzulanan içeriğe erişebilmesi imkanı sağladığını hatırlatmak isteriz.
Öte yandan Youtube'ta Atatürk ile ilgili 60 bin üzerinde video vardır. Bir avuç video yüzünden 60 bin Atatürk'ü savunan, ona sahip çıkan videoyu yasaklamak ne kadar yararlı olacaktır? Bir avuç videoya erişim, tam adresini bilmeyen biri için mucizeye kalmıştır. Erişim yasağının 2 yılı aşkın bir süredir sürmesi, Youtube'u kullanmak isteyen tüm yurttaşlarımızın iletişim, ifade özgürlüğü, iş yapma, tanıtım, öğrenme, eğlenme ve örgütlenme haklarına sınırlama getirmektedir."
Dilekçede, koruma amacıyla alınan, geçici olması gereken tedbir kararının, yargılama yapılmadan kesinleşmiş gibi uygulandığı da belirtilerek, "Şayet bir suçlu varsa, bu o videoları koyanlardır. Youtube yetkililerine dava açılması bir yere kadar anlaşılabilinir. Ama, erişimi engelleme kararı bu ikisine dava açmadan, Türk vatandaşlarının cezalandırılması ile sonuçlanmıştır. Biz TC vatandaşları olarak suçumuz olmadığı halde cezalandırılıyoruz. Bizim adil yargılama hakkımız da kısıtlanmaktadır" ifadelerine yer verildi.
"Yasak ülke imajına zara veriyor"
Dilekçede, Youtube yasağının kolayca delindiğinin herkesçe bilindiği de vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Başbakan'ın 'Ben Youtube'a giriyorum, siz de girin' sözü basın ve TV'de yer aldı. Cumhurbaşkanı, Başmüzakereci ve Devlet Bakanı Egemen Bağış ve hatta Ulaştırma Bakanı ve BTK Başkanının yasağı eleştiren demeçleri var. Basın ve TV'de yasağın nasıl delineceği haber bültenlerinde ve başyazarların köşe yazılarında anlatıldı.
Öte yandan, bu yasak, ülkemizi AB, AGİT, ve benzeri ortamlarda eleştirilmesine neden olmakta, ülke imajına ciddi zararlar vermektedir. Bunun ekonomik değeri milyarları bulmaktadır. Yasağın, verilen 10 video açısından, pratik hiç bir artısı olmadığını bir kere daha hatırlattıktan sonra, orantılılık açısından böyle kararın Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve AİHM kararları ışığında hiç verilmemesi gerektiğini hatırlatmak isteriz."
Dilekçede, eğer yasaya aykırı bir içerik varsa yalnızca o içeriğin engellenmesinin sağlanmasının olması gereken yasal uygulama olduğu da savunularak, "Devlet URL filtrelemesi denilen sadece belirlenen nesnelere erişimi engelleyen yapıyı kurabilir. BTK bunu yapacak idari, mali ve teknik beceriye sahiptir" ifadeleri de yer aldı.