İnegöl'de tüm izinler kaldırıldı
Bakan Atalay, "Hiçbir yerde bu tür istismarlara, bu tür provokasyonlara müsaade etmeyeceğiz. Çok şiddetli gideceğiz üzerine" dedi.
ANKARA - İçişleri Bakanı Beşir Atalay, "(İnegöl'de yaşanan olaylar) hiçbir yerde bu tür istismarlara, bu tür provokasyonlara müsaade etmeyeceğiz. Çok şiddetli gideceğiz üzerine. Kaymakamlarımızın, valilerimizin, emniyet birimlerimizin hepsinin izinleri kaldırılmıştır" dedi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Reform İzleme Grubu 21. toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İnegöl'de yaşanan olaylarla ilgili bir soru üzerine Bakan Atalay, şunları kaydetti:
"Hiçbir yerde bu tür istismarlara, bu tür provokasyonlara müsaade etmeyeceğiz. Çok şiddetli gideceğiz üzerine. Özellikle bu halk oylaması sürecinde bu tür bazı şeylerin olabileceğini tahmin etmek zor değil. Tabii biz de o konular üzerinde hassasız.
Vatandaşlarımıza şunu söylüyoruz; kaymakamlarımızın, valilerimizin, emniyet birimlerimizin hepsinin izinleri kaldırılmıştır. Güvenlik birimlerimiz, çok daha hassas ve dikkatli çalışıyorlar. Güvenlik açısından bütün dileğimiz bu halk oylaması sürecinde çalışma yapacak herkesin çalışmasını rahatça, güvenlik ve huzur içinde yapmasını sağlayacağız. Hem de bütün vatandaşlarımızın hiçbir endişe ve korku olmadan sandığa gitmesini sağlayacağız, çok yoğun bir çalışmamız var."
39 kişi gözaltında
Öte yandan Bursa Valisi Şahabettin Harput, Atatürk Bulvarı üzerindeki İnegöl Belediyesinin ek hizmet binasında Bursa Emniyet Müdürvekili Arif Okçu, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Fahri Cici, İnegöl Kaymakamı Durmuş Gencer, Belediye Başkanı Alinur Aktaş, İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Alaağaçlı, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle bir araya geldi.
Harput, toplantıya girerken gazetecilere yaptığı açıklamada, geceden beri devam eden olayların, saat 04.30 sıralarında sonuçlandığını, bu süre zarfında olaylara karışan kişiler üzerinde gerek bizzat gerekse kamera ve fotoğraflarla tespit çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Harput, şu bilgileri verdi:
"Şu an itibariyle 39 kişi, zanlı olarak sorgulanmak üzere alınmışlardır. Olayların sonucunu biliyorsunuz, maalesef 20'den fazla güvenlik personelimiz, çeşitli şekillerde çok ağır olmamak üzere yaralanmış, yine 15 civarında araç ağır tahrip edilmiş, gerek İlçe Emniyet Müdürlüğü gerekse İlçe Belediye binalarının camları tamamen dağıtılmış ve yakılmak istenmiş, burada yine ambulans ve benzeri hizmet araçları da bir şekilde tamamıyla kullanılmaz hale getirilmiş, bir sorumsuz aklı selimden tamamıyla uzak, bir yanlış dedikoduyla şayialarla insanların ne yaptıklarını bilmeden çılgınca yaptıkları bir hareket, İnegöl'e Bursamıza, ülkemize ciddi bir sıkıntı yaşatmıştır."
Adli işlemler bir taraftan yürütülürken, olayların yanlışlığının anlatılması, anlaşılması, bu yanlışların bir kez daha tekerrür etmemesi, insanların üzülmemesi, incinmemesi, bir daha bu sıkıntıları yaşamaması için İnegöl'ün ileri gelen insanlarıyla bir değerlendirme toplantısı yapacaklarını ifade eden Harput, şöyle dedi:
"Bu noktada onların da düşüncelerini ve görüşlerini alacak ve bu olayla ilgili yanlışları kendilerine anlatarak, hiç olaya müdahil olmadığı halde, oradan geçerken masum insanların bile yaralandığı, sıkıntı çektiği böyle bir olayın yaşanmaması için alınması gereken hususlar konusunda kendilerine kararlı bir tavır içinde devletin izleyeceği uygulama yöntemleri anlatılacaktır."
"Büyük çoğunluğu alkollü"
Bir gazetecinin "Olaya öncülük yapan kişilere ulaşılabildi mi?" yönündeki sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Başta söylediğim gibi; 39 kişi tespit dilerek gözaltına alındı. Bunların içinde ilk olaya katılanlar olduğu gibi, daha sonra olayları tahrik edenler, provoke edenler, olayın içinde bizzat yer alıp yönlendirenler var, ama kimin hangi pozisyonda hangi noktada olduğu konusunda, şu anda sorgulama süreci devam ettiği için bir şey deme imkanımız yok. Olaya karışanların büyük bir çoğunluğunun, maalesef alkollü ve bilinçsizce yapılan eylemler türünden, ne yaptığını niçin yaptığını bilmeden yapılan eylemler türünden eylem olduğunu özellikle belirtmek istiyorum."
Olaylar sırasında "2 insan ölmüştür" diye bir dedikodu çıktığını ifade eden Harput, şöyle devam etti:
"(Nasıl oldu, kim öldürdü? O zaman bu insanların üzerine gidelim.) Bir şuursuzca, bilinçsizce ve çılgınca bir fikir. Böyle bir şeyi kim söyler nasıl söyler? Halbuki bu şehrin emniyetini huzurunu sağlama görevi devletin. Vatandaşların herhangi bir yanlışı varsa, yaralanan birisi varsa bir mağdur olan vatandaşımız varsa o mağdurun mağduriyetini gidermek, o yaralanan insanı yaralayan sanıkların, faillerin bulunmasını sağlamak onları adli mercilere teslim etmek devletin görevidir. Vatandaş devletin, hem adaletine hem şefkatine hem yansızlığına tarafsızlığına güvenmek durumundadır. Kim yanlış yaparsa, nereden gelirse, hangi siyasi görüşten olursa olsun, hiçbir yanlışa karşı müsamaha ve müsaade etmek katiyen mümkün değildir. Ama doğruyu kim söylerse, o doğruya da hep beraber sahip çıkmak durumunda ve böylece doğrunun hakim olduğu, yanlışın yer almadığı bir Türkiye'ye yürümek istiyoruz."