İnce: Dosyalar neden 7 ay bekledi?

Gülen'in iadesi tartışmalarına cevap veren İnce, dosyaların neden 7 ay bekletildiğini merak ettiğini dile getirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce gündeme dair açıklamalarda bulunuyor.

NTV'de konuşan İnce Kandil'e yapılacak olası bir operasyonla alakalı yaptığı değerlendirmesinde, "Davul ile zurna ile operasyon olur mu. Biz geliyoruz kaçın demektir. Erdoğan'ın derdi Kandil falan değil, derdi seçim. Senin bunu meydanlarda oy devşirmek için yaptığını biliyorum. Siz İran ile anlaşadan ABD ile anlaşmadan bunu yapamayacağınızı ben biliyorum. Bunu siyaset için kullanmak yanlıştır. Erdoğan ve hükümeti ciddiyete davet ediyorum. Siyasete alet etmeleri orduyu yıpratır" ifadelerini kullandı.

"Neden 7 ay beklediniz?"

FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in iade talebi tartışması için de konuşan İnce, "Ben usulüne uygun istemedi dedim hükümet. Hayır istedik dediler. Sonra gelsin incelesin dosyaları dediler. Ben bir heyet gönderirim onlar incelerler dedim. 1 hafta cevap vermediler sonra inceledi arkadaşlarımız. 120-125 klasör 85 klasör gibi laflar ettiler, arkadaşlarım 27 klasör dediler. Her klasörden 3 nüsha yapılmış dolayısıyla 85 klasör dediklerine bakmayın 27 var. İki, iade talebiyle ilgili 7 dosya var. 7 dosyanın dördü 15 Temmuz öncesindeki olaylarla ilgili. Mesela biri Selam Tevhit davası. Selam tevhit davası dosyanın Adalet Bakanlığı’na gelişi 28 Ocak 2016. Yani 15 Temmuz 2016’yı düşünürseniz henüz 15 Temmuz olmamış. 6 ay bu dosya beklemiş gönderilmemiş ABD’ye. 15 Temmuz olmuş 4 gün sonra gönderilmiş. Ocak ayından Fethullah Gülen’in iade talebi bakanlığa gelmiş, bakanlık neden bunu ABD’ye göndermemiş. Bu 6 ay bekleme emrine Erdoğan mı vermiş, Adalet Bakanı mı vermiş ne olmuş? İkinci dosya, polis meslek yüksek okulu sorularının çalınması. 8.12.2015 tarihinde hazırlanmış Adalet Bakanlığı’na verilmiş bu dosya. 19.07.2016’da gitmiş. Neden 7 ay beklettiniz? Soru üç, elden belge verdik ABD’li yetkililere diyorlar. Benim adıma oraya giden heyet bu belgeleri görmek istiyoruz diyor. Bunları da göstermiyorlar. Bazı dosyalarda bu 7 dosyadan bazılarından suç tarihleri 2011’den başlıyor. Peki Erdoğan’a göre milat 17-25 Aralık 2013’tü. Milatı böyle konuşursanız Türkiye’de 2011 yılına ait suç tarihini derseniz inandırıcı olur musunuz?" dedi.

İnce sözlerine şu şekilde devam etti:

"MİT krizi 7 Şubat 2012. Milletvekillerinin bir meşhur Pensilvanya ziyareti var o ne zaman? Mayıs 2012’de. Mayıs 2012’de milletvekilleri şua anda 5’i yeniden aday. Mayıs 2012’de 5 milletvekili Gülen’i ziyaret edecek, fotoğraf çektirecekler ama siz ABD’ye dosya göndereceksiniz, suçlu diyeceksiniz bana iade et diyeceksiniz suç tarihini de 2011 yapacaksınız. Siz kendinizi ABD’nin yerine koyun. Bu 7 dosyadan bazılarından suç tarihini 2011’den başlatıyor. Oysa 2012 yılında AK Partili bazı milletvekilleri Fethullah Gülen’i Pensilvanya’da ziyaret ettiler ve bu fotoğraflar basında yayınlandı. Suç tarihini 2011’den başlatırsanız 2012 yılında milletvekilleri ziyarete giderse Gülen’i ve bu kişileri yargılamak yerine yeniden milletvekili adayı yaparsanız ABD makamları size inanır mı? İnanmaz. Mesela Bülent Arınç görüşmesi 2013 yılında. “Bir emriniz var mı” diye söyledi Erdoğan gittim görüştüm diyor. Sorum net, bu dosyaları 6-7 ay neden beklettiniz. Kim emir verdi? ABD kesin delil istiyor. Darbeyi eniştenden öğrenmişsin sen, devletin birimlerini çökertmişsin. MİT’in haberi yok. Mesela soruları çalanlarla Fethullah Gülen arasında kesin delil ortaya koy diyor. Hükümet bu delili ortaya koyamamış. Yok dosyada bu değil. Soruların çalınmasıyla ilgili çalanla Gülen arasında bir delil koy ortaya diyor. Ortada delil yok. İki, ABD soruyor, “Adil Öksüz’ü elinden neden kaçırdın” diyor. Soru üç, iki yıl geçmiş üzerinden ABD’yi defalarca ziyaret etmişsin, hiç olmadığımız kadar yakınız diyorsun, dostum Trump diyorsun ama sana iade etmiyorlar. Demek dostluk yok, yakınlık yok, müttefiklik yok, dünya liderliği yok ortada. Ve istemiyorlar da zaten iade edilmesini. ABD vermek istemiyor Erdoğan da almak istemiyor."

İnce'nin konuşmasından satırbaşları şu şekilde:

- (Apolet sökme tartışması) Orada Erdoğan bayrağı övmüyor. siyasi rakibi Muharrem İnce'yi eleştiriyor, Paşa da alkışlıyor. Biz balkanları askerlerin siyasete girmesinden dolayı kaybettik. Sözümün arkasındayım Cumhurbaşkanı olunca emekli ederim. Erdoğan'ı alkışlaması beni yuhalaması demektir. O paşaların hakkını ben çok savundum. Türk ordusuna nasıl sahip çıktığımı çok iyi bilirler. Sahip çıkılması gerekiyorsa sahip çıkarım. 

- 1. turda kazanacağız. Ben stratejiyi 1. turda kazanmak için kuruyorum. Ben Millet İttifakı'nın çoğunlukla ilgili bir sıkıntısı olacağını düşünmüyorum. Meclis'te çoğunluk olmasa da uzlaşmayla çalışacağım. Kazanırsam bir günde doların düşeceğine inanıyorum. Topyekün bir kalkınmadan bahsediyorum. 

- Sarayı, köprüyü neden yıkayım, zihniyeti yıkacağım. Sanayimiz atıl, tarımımız atıl, denizlerimiz atıl. Bunları ekonomiye kazandıracağız. 

- Devlet yönetimi kıraathane açacak kekler bedava diyor. Atanamamış öğretmenleri, sağlıkçıları atama gibi bir dertleri yok. İşsizlere iş bulmak gibi bir dertleri yok.

- Cumhurbaşkanı seçilince düzeltmek için yetkileri sonuna kadar kullanacağım. Tek bir kişi yargı o, doktor o, bakan o. Bakanların bir etkisi yok yetkisi yok. 

- Yargıyı tarafsız ve bağımsız bir hale getirmeliyiz. 3 ayda bağımsız ve tarafsız yargı kurmak mümkün. Güçler ayrılığı olmadan olmaz. Eskisi de iyi değildi. 

- Eksikleri giderilmiş bir parlamenter sisteme geçeceğiz. Çökertilmiş kurumları restorasyon sürecinden geçireceğiz. 2 yıllık restorasyon sürecinde yetkilerimi kullanacağım.

- 3 tane cumhurbaşkanı yardımcısı düşünüyorum. En çok 4 olur. 20-25 arasında bakan olacak. Mevcut bakanlıklardan değişecek olanlar var. Benden en çok duyacağınız iki kelime kalite ve girişimcilik olacak. 2 yıl süresinin bir sıkıntı yaratacağını düşünmüyorum. 

- Beni her gün 15 kanalda görmeyeceksiniz. Yandaş gazetecilerle ekrana çıkmayacağım. Özgürce Tweet atacaklar. Gençlerin hayal kurmalarını sağlayacağım. 

- Dil ve din eğitimini önemsiyorum. Trabzon'da ne anlatıyorsam Diyarbakır'da onu anlatıyorum. İlk önce resmi dili öğreteceğiz. İkinci olarak anasının evindeki dili öğreteceğiz. Üçüncü olarak en çok kullanılan yabancı dili öğreteceğiz. Eğitim sistemi bir kere değişecek ve orada kalacak. Eğitim modeli üzerinde taraflarla uzlaşarak karar vereceğiz. Öğretmenlikte mülakatı kaldıracağız. Mülakat varsa liyakat vardır

- Türkiye'nin yeni bir anlayışa, vizyona ihtiyacı var. Sabit kur gibi ilkel yöntemlere başvurmayacağız. Yatırımcının önünü açacağız. Maç başladıktan sonra kural değişmeyecek AR-GE teşviki vereceğiz. Merkez Bankası bağımsız olacak, kamu disiplini sağlanacak.

Bu konularda ilginizi çekebilir