İmralı'yla devlet görüşüyor
Başbakan Erdoğan, İmralı'yla görüşmeyi hükümetin değil devletin yaptığını, kendilerinden önceki iktidarların da görüştüğünü söyledi.
İSTANBUL - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İmralı ile görüşmeyi yapan hükümet değildir. İmralı ile görüşmeyi devlet yapar. Bizden önce de yapılmıştır. Bizden önceki iktidarların hepsinde yapılmıştır. Bu dönemde de yapılır" dedi.
Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Meydanların diliyle medyanın dilini nasıl karşılıyorsunuz?" şeklindeki soruya Erdoğan, meydanların dili ile medyanın dilinin bugüne kadar örtüşmediği gibi bugün de örtüşmediğini ifade ederek, görsel medyanın yanıltıcı, yazılı medyanın da istismara açık olduğunu söyledi.
Her zaman karşılarında bir medyanın olacağını da ifade eden Erdoğan, "Bugün aklı selim ile hareket eden bir medya da var. Onlarla çalışmalarımızı yapıyoruz. Gerçekleri görmeyen, saptıran, yaptığınız yatırımlardan rahatsız olanlar var" diye konuştu.
Erdoğan, "garip" dediği malum medyanın BDP'ye destek verdiğini de ifade ederek, "Nasıl BDP'ye destek verirsin? Bunların Güneydoğu'da, Doğu'da yaptıkları ortada. Bunların bu ülkeye ne sağlayacağı açık, net ortada. Terör örgütünden gücünü alarak, güya demokrasi, güya özgürlük çağrısı yapan bu insanları artık tanımıyor muyuz? Demokrasi, özgürlük diyen imam kaçırır, imamı sabah namazından çıkışında öldürür mü?" diye konuştu.
İddiasını ispatlamalı
Demokratik açılım sürecinde bir kesimin AK Parti'yi bölücülükle suçladığına, öte yandan AK Parti'nin Ilgaz'da bölücülerin hedefi haline geldiğine yönelik hatırlatma üzerine de Erdoğan, "Bölücülerle işbirliği halinde eğer biz isek şu ana kadar yüzü aşkın seçim büromuz, gezici araçlarımız hepsi ya molotoflarla bombalanıyor ya araçlar taşlanıyor ya Hazro ilçe başkanımız kaçırılıyor. Kastamonu'da yaşadığımız olay. Buna benzer olaylar niçin bize oluyor da diğerlerine olmuyor. Rahatsızlık bizden" dedi.
Gazetelere Kandil'in ve İmralı'nın düşüncelerinin de yansıdığını ifade eden Erdoğan, şunları anlattı:
"İmralı ile görüşmeyi yapan hükümet değildir. İmralı ile görüşmeyi devlet yapar. Bizden önce de yapılmıştır. Bizden önceki iktidarların hepsinde yapılmıştır. Bu dönemde de yapılır. Gerektiği ana kadar yapılır. Öyle bir an gelir ki yapılmaz. Bunlar yapılıyorsa da devlet 'buradan acaba ülkenin birliği beraberliği için bir netice alır mıyız' düşüncesiyle yapar.
Sayın Bahçeli, 'anlaştılar, anlaşma yaptılar' diyor. Bunu neye dayanarak söylüyorsun? Bunu 12 Eylül öncesinde de söyledin. Sincan'da meydanda çok ağır ifadeler kullanarak söyledin. Hukukta kaide var. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. İddia sahibi sensin. O zaman ispatla. 'İspatlamazsan namertsin' dedim. Ne oldu? İspatladı mı? Hayır. Şimdi aynı şeyi tekrar ediyor. İftira at, tutmazsa iz bırakır. Dertleri bu. Çünkü bunların sırtında yumurta küfesi yok. Ama biz sırtımızda sorumluluk taşıyoruz. Kılıçdaroğlu parti içindeki durumunu güçlendirmeye çalışıyor. Bahçeli de baraj altına düşmemek için gayret sarf ediyor. Yaptıkları bu."
Kendi içinde çözemiyorsa sorun benim mi?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP'lilere yönelik kasetlere ilişkin, "'Bu konunun koruma polisi ben miyim? Önce bunu bir Genel Başkan olarak kendi içinde çözmesi lazım" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kaset iddiaları konusunda "Erdoğan, üzerine gitmeli" yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine şunları söyledi:
"Bu konunun koruma polisi ben miyim? Önce bunu bir Genel Başkan olarak kendi içinde çözmesi lazım. Bu ahlaki bir durum. Son olayda 'İstifalarını verseler dahi, kabul etmeyeceğim, bütün sorumluluğu üzerime alıyorum' demedi mi? Ne oldu? Niye kabul ettin? Niye araziye süremedin? Bize omurgalı siyaset lazım omurgalı, yalpalayan değil. Eğer biz hükümet olarak bu işlerin üzerine gitmemiş olsaydık, bunlar çok daha açık olarak ortada gezerdi. Ben, Sayın Baykal ile ilgili olayı, Anayasa müzakerelerinin son gecesinde, yorgun argın en kritik anda, bu haber kulise geldiği anda Ulaştırma Bakanımı çağırdım ve TİB'e talimatı verin ve 'Anında ne yapılıyorsa yapılsın' dedim ve anında müdahale edildi."