IMF: İran, dünyanın 18. büyük ekonomisi olacak

BM'nin uyguladığı ekonomik yaptırımların İran'ın ekonomisinin gerilemesine yol açtığı ve şirketlerin iş yapmayı durdurduğu belirtiliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Nükleer programı batılı ülkeleri kaygılandırmaya devam eden ve dün Türkiye ve Brezilya ile uranyum takası anlaşması imzalayan İran, bu yıl satın alma gücü paritesine (SGP) göre dünyanın 18'inci büyük ekonomisi olacak.

IMF'nin Nisan 2010 "Dünya Ekonomik Görünümü" raporunda, SGP'ye göre 2010 yılında İran'ın gayrisafi yurtiçi hasılası'nın (GSYH) 858 milyar 652 milyon dolar, cari fiyatlarla ise 359 milyar 970 milyon dolar olması bekleniyor. Bu yıl SGP-KBMG'nin (kişi başına düşen milli gelir) 11 bin 395 dolar, cari fiyatlarla KBMG'nin ise 4 bin 777 doları bulacağı tahmin ediliyor.

Dünyanın dördüncü büyük petrol ve doğal gaz üreticisi, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünde (OPEC) Suudi Arabistan'dan sonra ikinci büyük petrol üreticisi konumundaki İran, dünya petrol rezervlerinin yüzde 10,9'una ve doğal gaz rezervlerinin yüzde 16'sına sahip bulunuyor.

İngiliz petrol şirketi BP'nin "Dünya Enerji İstatistikleri Haziran 2009" verilerine göre, 2008 yılı sonu itibarıyla İran'ın 137,6 milyar varil kanıtlanmış petrol rezervi bulunuyor. BP verileri, 2008 yılı sonunda İran'ın 29,61 trilyon metreküp (dünya rezervlerinin toplam yüzde 16'sı) kanıtlanmış doğal gaz rezervleri bulunduğunu ortaya koyuyor.

Dünyada doğal gaz rezervleri bakımından Rusya'dan sonra ikinci sırada yer alan İran, Türkmenistan'dan doğal gaz ithal ediyor, Türkiye'ye doğal gaz ihraç ediyor.

İhracat gelirlerinin yaklaşık yüzde 80'ini petrol ve doğal gazın oluşturduğu İran, yeterli rafineri olanağı olmadığı için petrolünün yaklaşık yüzde 40'ını işlenmiş olarak ithal ediyor. İran, en büyük gelir kalemi olan petrolden, önceki yıl ham petrol fiyatlarının 147 doları bulması nedeniyle 83 milyar dolar kazanmıştı.

Bu gelirin önemli bölümünü düşüncesizce kamu sektörü harcamalarında ve sübvansiyonlarda kullanarak israf etmekle eleştirilen İran'ın, GSYH'nin yaklaşık yüzde 17,5'ini enerji sübvansiyonlarına ayırdığı tahmin ediliyor.

İşsizlik yüzde 11,5

IMF'ye göre, bu yıl yüzde 3 büyümesi beklenen İran'da Merkez Bankası, işsizlik oranını Şubat 2010'da yüzde 11,5 olarak açıkladı. Nüfusun 75 milyonu aştığı tahmin edilen ülkede, 2007 yılı tahminlerine göre yoksulluk sınırı altında yaşayanların oranı yüzde 18'i buluyor. İstihdamın 25 milyonun üzerinde olduğu İran'da, enflasyon oranının ise bu yıl yüzde 10,8 olması bekleniyor.

İran'ın GSYH'sinin yüzde 45,2'si sanayi, yüzde 43,9'u hizmetler ve yüzde 10,9'u tarım sektöründen oluşuyor. Önceki yıl küresel finansal krizden doğrudan etkilenmeyen birkaç ülkeden biri olan İran'da, ekonomide önemli ağırlığı bulunan dini vakıflar bütçenin neredeyse yarısını oluşturuyor.

Para birimi İran Riyali olan ülkenin başlıca ihracat kalemlerini, petrol ve doğal gaz (yüzde 80), kimyasal ve petrokimya ürünleri (yüzde 4), meyve ve kuruyemiş (yüzde 2), otomotiv (yüzde 2) ve halı (yüzde 1) oluşturuyor. İran, geçen yıl tahminlere göre 70,16 milyar dolar ihracat yaptı.

Önceki yıl verilerine göre, İran'ın en büyük ticari ortağı yüzde 24,3 ile AB ülkelerinden oluşuyor. AB ülkelerini, yüzde 15,3 ile Çin, yüzde 14,3 ile Japonya, yüzde 10,4 ile Hindistan, yüzde 6,4 ile Türkiye ve Güney Kore, yüzde 4,5 ile İtalya takip etti.

Geçen yıl 57,16 milyar dolar ithalat yapan İran'ın, sanayi ham madde ve ara malları ithalatı yüzde 46, sermaye malları ithalatı yüzde 35 ve diğer tüketim malları ithalatı ise yüzde 19 oldu. İran en fazla ithalatı 2008 yılı tahminlerine göre, yüzde 19,3 ile Birleşik Arap Emirlikleri'nden yaparken, bu ülkeyi yüzde 13 ile Çin, yüzde 9,2 ile Almanya, yüzde 7 ile Güney Kore, yüzde 5,1 ile İtalya, yüzde 4,3 ile Fransa ve yüzde 4,2 ile Rusya izledi.

İran'ın 31 Aralık 2009 tahminine göre toplam dış borcu 18,73 milyar dolar ve döviz rezervleri ise 81,31 milyar dolar oldu.

Eğitim, sağlık, sosyal koruma

Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde Mısır'dan sonra ikinci büyük nüfusa sahip olan İran'da, nüfusun yaklaşık yarısı 25 yaş, üçte ikisi 30 yaşın altındaki gençlerden oluşuyor. 

İnsan kaynakları kapasitesini geliştirmek için 15 yıl önce kapsamlı bir eğitim programının başlatıldığı ülkede, eğitim olanakları ülkenin yoksul bölgelerine götürüldü ve eğitimin bütün seviyelerinde cinsiyet farkı azaltıldı. Bu sürede gençlerin okuma yazma oranı yüzde 86'dan yüzde 94'e çıkarken, özellikle kızların okuma yazma oranı ciddi artış gösterdi. Öyle ki üniversite seviyesinde eğitim gören kadın sayısı erkek sayısını aştı.

İran'da, son 20 yılda temel sağlık hizmetleri ile kırsal ve kentsel bölgelerde hastalık önleme çalışmalarına yoğunlaşarak sağlık alanında önemli gelişmeler kaydedildi.

İran, 2005 yılında gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 7,8'ini sağlığa ayırırken, Suudi Arabistan'da bu oran (2007) yüzde 3,4, Irak'ta (2007) yüzde 4,1 ve Türkmenistan'da yüzde 4,8 (2005) seviyesindeydi. İngiltere, 2005 yılında sağlığa gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 8,2'sini ayırdı.

Ancak istihdam yaratmadaki sorun, özellikle doktorlar ve diş hekimleri olmak üzere ciddi "beyin göçüne" neden oluyor. İran'da, nüfusun büyük bölümünün yararlandığı sosyal sigorta, sosyal yardım ve afet yardım programı gibi 28 farklı sosyal koruma programı uygulanıyor. Bu programlar eğitim, iş arama yardımı, sağlık, işsizlik sigortası, engelliler, emekliler ile konut, gıda ve enerji sübvansiyonları gibi transferleri, rehabilitasyonu, yaşlılara bakım, evlilik ve cenaze yardımını kapsıyor. 

İran'da yaklaşık 4,5 milyon yoksul nüfusun yarısı, hükümetin, vakıfların ve kar amacı gütmeyen kuruluşların sosyal yardım programlarından yararlanıyor. 

Büyük şirketler İran'dan çekiliyor

Nükleer programının yarattığı kaygılar nedeniyle Birleşmiş Milletler'in bu ülkeye uyguladığı ekonomik yaptırımların, ekonominin gerilemesine yol açtığı, ambargolar yüzünden petrol şirketlerinin, finans kurumlarının ve diğer şirketlerin İran'da iş yapmayı durdurduğu belirtiliyor. Bu şirketlerden bazıları şöyle:

"-İtalya'nın petrol ve gaz devi Eni, Darkhovin petrol sahasının işletmesini yerel partnerine devrettiğini 29 Nisan'da ABD otoritelerine bildirdi. Eni, 1957 yılından bu yana İran'da bulunuyordu.

-Fransız enerji devi Total'in Üst Yöneticisi, 26 Nisan'da ABD'nin İran'a yakıt arzı sağlayanlara müeyyide uygulanmasını öngören yasal düzenlemeyi geçirmesi durumunda İran'da benzin satışını durduracaklarını söyledi.

-Mart ayında Royal Dutch Shell'in benzer bir kararının ardından 7 Nisan'da Rusya'nın petrol devi LUKOIL de, İran'a benzin satışını durduracağını açıkladı. LUKOIL'in her ay İran'a 250 bin ile 500 bin varil arasında benzin arz ettiği tahmin ediliyor.

-Malezya'nın petrol şirketi Petronas, İran'a benzin arzını durdurdu. Petronas İran'a en son benzini 4-5 Martta göndermişti.

-Lüks otomobil üreticisi Daimler, İranlı bir makine üreticisi şirketteki yüzde 30 hissesine satmayı ve İran'a otomobil ve kamyon satışını dondurmayı planladığını açıklamıştı. Alman sigorta şirketleri Munich Re ve Allianz da benzer açıklamalarda bulundu.

-Hindistan'ın en büyük özel rafineri şirketi Reliance Industries'in, 2010 mali yılında İran'dan ham petrol ithal etme sözleşmesini yenilemeyeceği belirtiliyor.

-Sanayi kaynakları, petrol satan şirketler Trafigura ve Vitol'in İran'a benzin satışını durduğunu ifade etti.

-Binalar ve ulaşımda kullanılmak üzere hava kompresörleri ve soğutma sistemleri üreten Ingersoll-Rand, bayilerinin İran'a parça ve ürünlerini satmasına izin vermeyeceğini açıkladı.

-Dünyanın en büyük inşaat ve madencilik ekipmanları üreticisi Caterpillar 1 Martta İran ile iş yapmama politikasını sıkılaştırdığını duyurdu. Bu politika ile yabancı tedarikçilerin, daha sonra Tahran'a satmak üzere, bağımsız satıcılara mal satması önlenmeye çalışılıyor.

-Alman teknoloji devi Siemens, İran'dan gelen siparişleri kabul etmeyeceğini bildirdi.

-Muhasebe şirketleri KPMG, PricewaterhouseCoopers ve Ernst & Young, İran ile herhangi bir iş yapmadıklarını deklare ettiler.

-New York merkezli lobi grubu 'Nükleer İran'a Karşı Birleşenler'in internet sitesinde İran ile iş yapmış veya hala yapan şirketlerin listesi yayımlandı. 

-ABD Genel Muhasebe Dairesi, Nisan ayında 41 adet yabancı şirketin İran'ın petrol, doğal gaz ve petrokimya sektöründe 2005 ile 2009 yılları arasında yer aldığını belirtti. Daire, geçen çarşamba yayımladığı raporda da bu şirketlerden yedisinin ABD hükümetinden anlaşmalarla yaklaşık 880 milyon dolar aldığını ortaya koydu. Bu şirketler, Repsol of Spain, Total, Daelim Industrial, Company of South Korea, Eni, PTT Exploration and Production of Thailand, Hyundai Heavy Industries of South Korea, and GS Engineering and Construction of South Korea.

-Rus Gazprom Mart ayında Azar petrol sahasının geliştirilmesi konusunda İran ile görüştüklerini teyit etti."

Bu konularda ilginizi çekebilir