İktidar ve muhalefet TİM'de buluştu
Erdoğan, TİM'de yaptığı konuşmada bu anlayış ve kafa yapısıyla gitmesi halinde İsrail’in bölgede en önemli dostunu kaybetmek üzere olduğunu söyledi
ANKARA – Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) Ankara'da düzenlediği 17'nci Olağan Genel Kurulu'na Bakanlar Kurulu çıkarma yaptı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı ve konuşma yaptığı TİM Olağan Genel Kurulu'nda 9 bakan hazır bulundu. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da TİM'in Olağan Genel Kurulu'na ekibiyle birlikte katıldı.
TİM'in 17'inci Olağan Genel Kurulu Ankara'da gerçekleştirildi. Seçimli genel kurula Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcı Ali Babacan, Devlet Bakanı Egemen Bağış, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün katıldı.
TOBB'un 22 Mayıs'ta yapılan Olağan Genel Kurulu'na ise Başbakan Erdoğan dışında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül katılmıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da ekibiyle birlikte TİM'in Genel Kurulu'na katıldı. Kılıçdaroğlu, Genel Başkan seçildikten sonra ilk kez Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelerek el sıkıştı.
"Biz boyun eğmeyiz, görmezlikten gelemeyiz"
TİM, 17. Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu saldırgan tavırlardan ve hırçın politikalardan bölgenin hiç bir ülkesinin kazanç sağlayamayacağı gibi İsrail’in de kazanç sağlayamayacağını vurgulayarak, “Gazze’de, Kudüs’te, Akdeniz’de haydut yaklaşımı, bir korsan yaklaşımıyla, kuralsız, hukuksuz şekilde yürütülen şiddet politikalarıyla tüm dünyayı karşısına alan, meydan okumalarla hiç kimse bir şey elde edemez. Birileri buna sessiz kalabilir. Birileri buna göz yumabilir. Zoraki kınamalarla, gönülsüz açıklamalarla birileri bu zorbalığı teşvik edebilir ama biz artık bu zorbalığa, bu saldırganlığa göz yummayız, boyun eğmeyiz, görmezlikten gelemeyiz” dedi.
İki gün içinde uluslararası toplumun tepkisinin çekilmesi, yanlıştan dönülmesi, yaraların sarılması için ilk planda ne yapılması gerekiyorsa yapıldığını ve yapılmaya devam edildiğini belirten Erdoğan, daha işin bitmediğini söyledi. Bir çok ülke liderleri ile telefon görüşmesi yaptığını anlatan Erdoğan, düşüncelerin paylaşıldığını dile getirdi.
"Bu politikaların kimseye faydası yok"
Yürütülen çalışmalar neticesinde yaralıların, cenazelerin ve tüm gönüllülerin Türkiye’ye dönüş işleminin başlatıldığını ve tamamlandığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Türkiye olarak saldırı sonrasında sesimizi yükseltmemiz, haklı tepkimizi ortaya koymamız bütün dünyanın ilgisini çekti. Gazze konusunu gündeme farklı bir şekilde getirdi ve Gazze’de 35 aydır süren ablukanın kaldırılması için yaptığımız çağrı bugün düne göre daha da önemli bir karşılık buluyor. İsrail hükümetinin saldırgan, hak hukuk tanımayan, şiddeti kendisi için mubah gören politikaları dünya genelinde daha fazla tepki çekiyor. Bir süredir İsrail hükümetinin bölgede estirdiği şiddet rüzgarının, bölgeyi terörize eden saldırgan tavırların, Ortadoğu’daki barış ve istikrar için büyük bir tehlike haline geldi. İsrail hükümeti kendi ülkesinin ve halkının güvenliğini tehdit eder derecede etrafına düşmanlık yaymakta ve hasmane tepkileri üzerine çekmektedir. Bu politikaların başta İsrail olmak üzere kimseye bir faydası yoktur.”
"İsrail yaklaşımlarını ivedilikle gözden geçirmeli"
İsrail’in yaklaşımlarını ivedilikle gözden geçirmesini isteyen Erdoğan, “Bizim İsrail halkıyla sorunumuz yok. Bizim ve insanlığın İsrail yönetimi ile sorunu var. Bunu birbirinden ayırmamız lazım. İsrail halkı pervasız politikalarıyla başını ağrıtan, güvenliğini tehlikeye atan, ülkesinin çıkarlarını ortadan kaldıran, itibar ve saygınlığını zedeleyen iktidar partilerine gereken mesajı vermelidir” dedi.
"İsrail hükümeti kendini check etmesi lazım"
İsrail Filistin görüşmelerine ara buluculuk yaparken, barışı desteklerken, bölgenin istikrarı adına, bölge halklarının refahı adına bunu yaptıklarını dile getiren Erdoğan, “İsrail’in bölgede en önemli dostunu kaybetmek üzere bu anlayışla, bu kafa yapısıyla giderse. Onun için İsrail hükümetinin kendini check etmesi lazım. Biz ne yapıyoruz demesi lazım. Bugün bizim yaptığımız sadece bu dostluğu koruyabilme gayretiydi ama İsrail hükümeti bunun farkında olmadı ve tarihi bir yanlışı yaptı. Bunu sadece Türkiye’ye karşı yapmadı. 32 ülkenin insanına karşı yaptı. Bu gemilerde silah yoktu, bu gemilerde sadece insani yardımlar vardı” dedi.
"Bardağın boş tarafını göstermek muhalefetin temel görevlerinden"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) Rixos Otel'de düzenlenen 17. Genel Kurulu'na katılarak bir konuşma yaptı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında "bardağın dolu tarafını gösterdiğini" söyleyen Kılıçdaroğlu, kendisinin de "bardağın boş tarafını göstereceğini" belirtti.
AK Parti'nin yaptığı her şeyin yanlış olduğunu iddia etmediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, bozuk bir saatin bile günde iki kez doğruyu gösterdiğini, sekiz yıldır görevde olan AK Parti iktidarının da mutlaka bazı doğruları hayata geçirdiğini ifade etti. Doğru kararlar alındığında parlamentoda buna destek verdiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, ülkenin çıkarlarına uygun gördükleri yasalara katkıda bulunduklarını anlattı.
Bardağın boş tarafını göstermenin muhalefetin temel görevlerinden birisi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Sayın Başbakan çok güzel bir şey söyledi: 'Popülizm bir tuzaktır, doğru değildir'. Aynen katılıyorum, ama Allah aşkına söyler misiniz, Tunceli'de Allah'ın kışında buzdolabını ben mi dağıttım? Sayın Başbakan diyor ki, 'Paramız çok değerli. Paramız değerli olduğu için şikayet ediyorlar. Bunlar zaten böyledirler, tuvalette bile milyonersin...' İnsaf, insaf para yerinde ise değerlidir, doğru ise değerlidir. Olduğundan fazla değerli kılarsanız cezayı önce siz çekersiniz. Elbette ülkemizin parası değerli olmalı, ama paraya değer katan üretimdir, sıcak para değildir. Üretim, istihdam varsa o zaman para değerlidir. Bir tuzağa düşmememiz gerekiyor, sıcak parayla beslenen bir ekonominin sağlıklı geleceği olamaz. Üreten Türkiye olacak, çalışan, ihracat, yapan, istihdam yaratan Türkiye olacak. Ben istihdam yaratmayan büyüme kavramını AKP hükümeti ile gördüm. Büyüme var, ama istihdam yaratmıyor. Nasıl bir büyüme anlayışıdır bu? Ekonominin neresine sığar"
Kılıçdaroğlu, Türkiye ekonomisindeki olumlu gelişmeleri inkar etmediklerini, ancak cari açığın ve dış ticaret açığının artması, sıcak paranın ülkeye yüksek faizle girmesi gibi sorunları da görmezlikten gelemeyeceklerini belirtti. Yabancı yatırımcıya yönelik vergi muafiyetinin yerli yatırımcı açısından çifte standart doğurduğunu, CHP'nin bunu Anayasa Mahkemesine taşıdığını belirtti.