İki milyon iPhone 4'e rağmen ABD'nin işi zor
Atılım MURAT
ABD'de ikinci çeyrek bilançoları gelmeye başladı. Bilançolar açısından haftanın en önemli günü cuma, çünkü General Electric, Citi, Bank of America gibi, kriz boyunca manşetlerden inmeyen kurumların rakamları açıklanacak. İkinci çeyrek bilançoları genel olarak iyi gelebilir, ancak üçüncü ve dördüncü çeyrekler için beklentiler olumsuz. Hata yapmayalım, ister 'ikinci dip' ister 'yavaşlama' olsun, ekonomik veriler beklentilerin altında gelmeye devam ediyor. Bunun da bilançolara negatif etkisi olacaktır.
ABD'deki veriler oldukça zayıf. Küresel ekonominin lokomotifi olarak görülen Çin'de açıklanan veriler, çift haneli büyüme rakamlarının geride kaldığını gösteriyor. Bir ay öncesini gösteren ekonomik veriler dışında, öncü göstergelerde de kötüleşme sürüyor. Baltık Endeksi'ndeki çöküşe haftalar önce dikkat çekmiştim. Baltık Endeksi'nin iyi bir barometre olmayabileceği söyleniyor. Bizde de bu görüşte olan yazarlar var. İlginçtir, bundan bir sene önce endeks ralli yaparken, aynı yazarlara göre Baltık Endeksi mükemmel bir göstergeydi. Tabii bir senede çok şey değişmiş olmalı. Baltık dışında, ABD ekonomisinin önümüzdeki aylardaki performansı ile ilgili ipuçları veren ECRI Endeksi de gerilemeye devam ediyor. ECRI geçtiğimiz hafta yüzde -8.3'e düştü. Son 45 yıllık veriye göre, bu endeks yüzde -10 seviyesine ulaştığında, ABD ekonomisi yüzde 100 resesyona giriyor. Buraya kadar karamsar bir tablo çizmiş olabilirim. Ancak merkez bankaları, likidite pompalayarak piyasa psikolojisini pozitif anlamda uç noktalara taşıyabilirler. Bir piyasada bozulan moralleri düzeltmenin en iyi yolu borsayı yükseltmektir. Her ülkede yayımlanan, pek önem vermediğim güven endeksleri, anketlerin yapıldığı dönemdeki gazete manşetlerinin üslubu ile doğru orantılıdır. Borsa yükseldikçe, gazeteler 'endeks yeni bir rekor kırdı' gibi olumlu başlıklar atarlar. Borsada işlem yapan yapmayan, herkes mutlu olur. Güven endeksleri de, genel olarak, bir önceki döneme göre yükselir. Eğer küresel ekonomide bir yavaşlama, piyasalarda ciddi bir satış yaşanırsa, başta Bernanke önderliğindeki Fed olmak üzere, merkez bankaları şapkadan tavşanlar çıkarabilirler. Aslında ABD ekonomisini yeni bir yavaşlama sürecinden Bernanke'nin tavşanları dışında ne kurtarabilir, merak ediyorum. Ekonominin yüzde 70'ini oluşturan Amerikalı tüketici olabilir mi? Düşük bir ihtimal. Amerikalı tüketicilerin son bir ayda iki milyon adet iPhone 4 aldıklarına bakmayın. Mortgage kredilerini ödemeyi bırakan milyonlara, aylardan beri mütemadiyen düşen tüketici kredilerine bakılırsa, tüketici tarafında pek ışık yok.
Tüketicilerin durumu böyleyken, enflasyonun başını kaldıracak hali de yok. Orta-uzun dönem için konsensüs 'enflasyon' olabilir, fakat bugünün gerçeği 'deflasyon'. Deflasyon etkisini giderek artırıyor. Dün İngiltere'de yayımlanan enflasyon rakamında düşüş vardı. Cuma günü açıklanacak ABD enflasyonunda da geçen ayki gibi gerileme bekleniyor. TCMB'nin yıl sonu enflasyon beklentisi de düşük. Deflasyonun bir süre daha 'hakim unsur' olacağı düşüncesiyle, bazı fikirler verelim. Deflasyon ortamında yatırım risklidir. Bu ortamda sermaye kazancından çok, 'gelir odaklı' stratejiler ve 'portföy güvenliği' ön plana alınmalıdır. Deflasyon döneminde sadece altın ve gümüş değil; hazine kağıtları, iyi getiriye sahip yüksek kalite özel sektör tahvilleri de tercih edilebilir. Hisse senedi tarafında ise, istikrarlı 'temettü geliri' olan şirketler düşünülebilir.