Hükümet hayata geçirdiği reformları masaya yatırdı
Reform İzleme Grubu Toplantısına İçişleri Bakan Atalay, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Adalet Bakanı Ergin katıldı.
ANKARA - İçişleri Bakanı Beşir Atalay, "Demokratik açılım yolunda köklü adımların atıldığı bir dönemde, haklar ve özgürlükler bakımından önemli yenilikler getirecek Anayasa değişikliği referandumu öncesinde terör saldırılarının artması bir tesadüf değildir" dedi.
Bakan Atalay, Reform İzleme Grubu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, toplantıda AB sürecine yönelik son dönemde yapılan çalışmaların yanı sıra önümüzdeki 1 yıllık perspektifin ele alındığını belirtti.
Son dönemde birçok alanda yapılan düzenlemelerin, halkın farklı kesimleri ile geliştirilen diyalog sürecinin ve TBMM tarafından kabul edilen Anayasa değişiklik paketinin, hükümetin siyasi reform sürecindeki kararlı iradesinin en somut örneği olduğunu vurgulayan Atalay, Anayasa değişikliği paketinde yer alan unsurların, Türkiye'nin AB'ye uyum sürecinde siyasi kriterleri tam olarak yerine getirmesi açısından önemli ilerlemeler sağlayacağını kaydetti.
Atalay, şöyle konuştu:
"Anayasa değişikliği başta siyasi kriterler olmak üzere ülkemizin AB uyum sürecinde temel aldığı kriterler ışığında hazırlandı. Anayasa paketinde yer alan birçok düzenleme, 12 Eylül askeri rejiminin getirdiği kısıtlamaları kaldırmak suretiyle daha demokratik bir sistemde halkımızın temel haklardan daha iyi yararlanmasının yolunu açarken, özellikle 23. fasıl olan yargı ve temel haklar faslının müzakerelere açılması yönünde de elimizi kuvvetlendirecek. Türkiye son 8 yılda demokratikleşme ve sivilleşme yolunda önemli adımlar attı. Demokrasi yolunda atılan adımları engellemek isteyen çevreler reformları engellemek için son günlerde müessif sonuçlar yaratan faaliyetlerini artırdı. Demokratik açılım yolunda köklü adımların atıldığı bir dönemde haklar ve özgürlükler bakımından önemli yenilikler getirecek anayasa değişikliği referandumu öncesinde terör saldırılarının artması bir tesadüf değildir."
Hükümet olarak terör örgütü ile etkin mücadeleyi sürdüreceklerinin vurgulayan Atalay, "Örgütün rahatsızlık duyduğu demokratik reformlardan asla taviz vermeyeceğiz. Bütün vatandaşlarımızın eşitliği temelinde milli birliği ve kardeşliğini sağlama konusunda kararlıyız. Kardeşlik tesis etme, demokratikleşme ve sivilleşme yolundaki çalışmalarımızı yılmadan sürdüreceğiz" dedi.
Atalay, kamuoyunda "taş atan" ya da "suça itilen çocuklar" olarak bilinen kanun değişikliği ile ilgili de, "Terör örgütünün genç yavrularımızı suiistimal etmelerinin önlemek amacıyla toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılan çocukların örgüt üyesi olmamasına rağmen örgüt üyeliği suçundan mahkum olmasını ve ağır cezalarla yargılanmasının önüne geçildi. Bu kapsamda ilk defa toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde suç işleyen çocukların cezaevine girmesi önlenmiş oldu. Çocukları aydınlık günlere hazırlamak için elimizden gelen çabayı hükümet olarak devam ettireceğiz" diye konuştu.
Ayrımcılıkla mücadele
Toplantıda AB üyelik sürecinde siyasi kriterler, yargı ve temel haklar başlıklı 23. fasılla adalet, özgürlük ve güvenlik başlıklı 24. fasıla ilişkin gerekli reform çalışmaların ele alındığını bildiren Atalay, insan hakları alanında kurumsallaşma çalışmalarındaki gelişmelerin de ayrıntıları ile görüşüldüğünü kaydetti.
Atalay ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanun Taslağının değerlendirildiğini, bu kanunla kurulacak Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulunun her türlü ayrımcılıkla mücadele edeceğini ve ayrımcılığın önlenmesi için gerekli çalışmaların yürütüleceğini ifade etti.
Toplantıda ayrımcılıkla mücadele için atılan ve atılacak adımların izlenmesi ile koordinasyonu amacıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki 19. Reform İzleme Grubu toplantısında kurulan ayrımcılıkla mücadele görev gücünün çalışmalarını değerlendirdiklerini söyleyen Atalay, TBMM'ye sunulan Türkiye Ulusal İnsan Hakları Kurumu Kanun Tasarısının önemine de dikkat çektiklerini kaydetti.
Farklı inanç gruplarına mensup vatandaşların sorunlarına yönelik Başbakanlık genelgesi ile hükümetin her vatandaşın tam ve eşit haklardan yararlanması yönündeki samimi iradesini bir kez daha vurguladıklarını belirten Atalay, ders kitaplarında ayrımcılık konusunda MEB'in çalışmalarını hızlandırıldığını ifade ederek, herhangi bir ayrımcılık olmaması amacıyla tüm ders kitaplarının gözden geçirileceğini dile getirdi.
Atalay, azınlık okullarında Türkiye'de bulunan yabancı uyruklu kişilerin çocuklarının da öğrenim görebilmesine imkan sağlayacak çalışmalara Milli Eğitim Bakanı ile istişare edilerek hız verildiğini belirtti.
"Temel Haklar Ulusal Eylem Planı"
Bakan Atalay, Roman vatandaşların sorunlarına yönelik sivil toplum temsilcileri ve yabancı uzmanların da katılacağı geniş tabanlı uluslararası bir seminerin AB Genel Sekreterliği eş güdümünde Eylül'de yapılacağını belirterek, AB Genel Sekreterliği ile hazırladıkları "Temel Haklar Ulusal Eylem Planı"nın ilk taslağının bir sonraki Reform İzleme Grubu toplantısına sunulmasının kararlaştırıldığını da anlattı.
Toplantıda AİHM kararlarının uygulanması amacıyla hükümetin yapması gereken mevzuata ve uygulamaya ilişkin çalışmaların da ele alındığını bildiren Atalay, ifade özgürlüğü alanında Adalet Bakanlığı tarafından sivil toplum temsilcileri ve akademisyenlerin de katılımıyla yürütülen çalışmaların son aşamasında olduğunu, buna göre ifade özgürlü başta olmak üzere çeşitli konularda yasa değişikliklerine yönelik bir paket hazırlanabileceğini söyledi.
Atalay, iltica, göç, sınır yönetimi ve vize gibi konuları barındıran adalet, özgürlük ve güvenlik faslına yönelik çalışmaların da hızla devam ettiğini Türkiye ile AB arasında Ankara Anlaşması, katma protokol ve Gümrük Birliğinden kaynaklanan hukuki taahhütler de göz önüne alınarak AB'nin Türk vatandaşlarına yönelik vize muafiyetine giden süreci başlatmak üzere AB Komisyonunun üye devletlerden alacağı yetkilendirme üzerine Türk tarafının yapması gerekecek teknik çalışmaların toplantıda tüm ayrıntıları ile ele alındığını belirtti.
"Entegre sınır yönetimi"
Biyometrik verili elektronik pasaportların 1 Hazirandan itibaren kullanıma sunulduğunu anımsatan Bakan Atalay, Türkiye'nin kara ve deniz sınırlarının daha etkin korunması, kontrolü ve yönetimini sağlayacak entegre sınır yönetimi oluşturma çalışmalarının sürdüğünü belirterek, şunları söyledi:
"Ülkemizin göç ve iltica alanında temel politikalarının yeniden belirleneceği ve mevcut sistemin ciddi şekilde geliştirileceği iltica kanunu, yabancılar kanunu, insan ticareti ile mücadele çerçeve kanunu ve göç ve iltica idaresi kurulmasına ilişkin kanuna yönelik çalışmalar hızla yürütülüyor. Bu kanunlarla aynı zamanda AİHM'in son zamanlarda göç ve iltica alanlarında ülkemizle ilgili aldığı kararlarda belirtilen hususlarda da düzenleme yapılacak. Söz konusu kanun taslaklarının ilgili uluslararası kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ile öğretim üyelerinin de görüşlerinin alınması amacıyla kamuoyuna sunulması kararlaştırıldı."
Yasa dışı göçle mücadele kapsamında TCK'nın 79. Maddesinde yapılan değişiklikle göçmen kaçakçılığına teşebbüsün de suç haline getirildiğini belirten Bakan Atalay, "Bu düzenleme Terörle Mücadele Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun içinde 22 Temmuzda TBMM Genel Kurulunda kabul edildi" dedi.
24. faslın açılış kriterlerinden biri olan 2010-2015 Organize Suçlarla Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve 2010-2012 Organize Suçlarla Mücadele Eylem Planının 19 Temmuzda Başbakanlık tarafından onaylanarak yürürlüğe girdiğini hatırlatan Atalay, kurumların kapasitesinin güçlendirilmesini hedefleyen Strateji Belgesi ve faaliyetleri düzenleyen Eylem Planı'nın organize suçların en aza indirilmesini amaçladığını belirtti.
Bakan Atalay, Türkiye'nin AB üyelik hedefi doğrultusunda siyasi reformlar başta olmak üzere gerekli çalışmalara kararlılıkla devam edeceğini, bu süreçle vatandaşların hayatının her alanında hak ettikleri en yüksek standartların kavuşturulmasının hükümetin en önemli önceliği ve hedefi olduğunu bildirdi.
Atalay 22. Reform İzleme Grubu toplantısının Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın ev sahipliğinde 17 Eylülde İstanbul'da yapılacağını da belirtti.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
Reform İzleme Grubu (RİG) toplantısının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, terörle mücadele ve Türkiye-ABD-Irak üçlü mekanizması konusunu değerlendirdi.
Davutoğlu, RİG'in terör konusunu genel bir çerçeve içinde ele aldığını bildirerek, Türkiye'nin çok kritik bir dönemden geçtiğini, bir yandan özgürlükleri genişletmeye dönük ivme kazanan bir süreç yaşandığını, diğer taraftan da terör tehdidi ile karşı karşıya olunduğunu belirtti.
"Özgürlük ve güvenliği terazinin iki kefesine alternatif olarak koymamak lazım" diyen Davutoğlu, terör tehdidi karşısında güvenlik güçlerinin en gerekli tedbirleri aldığını, ama aynı şekilde siyasi iradenin de bu güvenlik ihtiyacını karşıladıktan sonra özgürlük alanını genişletmekle sorumlu olduğunu kaydetti.
Bakan Davutoğlu, bu ikisinin bir bütünlük içinde ele alınmasının önemine işaret ederek, terörle mücadelenin diplomatik anlamda yürütülen süreçleri bulunduğunu ve Türkiye-ABD-Irak üçlü mekanizmasının da bunun bir parçası olduğunu belirtti. Diplomatik çabaların aksatılmadan sürdüğünü söyleyen Davutoğlu, bu çerçevede atılacak her adımda vakit geçirilmemesi gerektiğini ifade etti.
Geri Kabul Anlaşması ile ilgili soruya karşılık Davutoğlu, bunun kapsamlı bir anlaşma olduğunu ve hukuki, siyasi, ekonomik boyutları bulunduğunu hatırlattı.
Bunun bir paket halinde ve bütünlük içinde ele alınmasından yana olduklarını söyleyen Davutoğlu, bu anlaşma konusunda çok ciddi ilerlemeler bulunduğunu belirtti. Nihai aşamaya gelindiğini kaydeden Davutoğlu, "Bu noktada biz bununla Türkiye ile AB arasında, Türkiye'nin doğal hakkı olan vize muafiyet sürecinde belli bir paralellik içinde yürümesini önermiyoruz. Hukuki çerçeve büyük ölçüde tamamlandı. Siyasi çerçevesini tanımlayarak yol alacağız. Külfet paylaşımı dahil diğer konularda da çalışmalar devam edecek" dedi.