”Hukukumuzda irtica diye bir kavram yok”
Bakan Çiçek, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne ilişkin, "Bu belge devlet organlarına bir vizyon koyuyor, bir gelecek tasavvuru koyuyor' dedi.
ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "Ceza Hukukunda 'irtica suçu' diye bir suç yok, hukukumuzda 'irtica' diye bir kavram da yok. Bu bir siyasi kavramdır" dedi.
Çiçek, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne ilişkin soru üzerine Çiçek, Türkiye'nin ilk Milli Güvenlik Siyaset Belgesinin 11 sayfadan oluştuğunu belirtti. Belgenin son halinin 11 sayfadan biraz daha fazla olduğunu ifade eden Çiçek, sayfa sayısının daha az olması gerektiğini belirtti.
İçeriği ile ilgili bilgi vermesinin doğru olmadığını belirten Çiçek, "Bu belge devlet organlarına bir vizyon koyuyor, bir gelecek tasavvuru koyuyor. İş ve işlemlerinde neye, nasıl bakacaklarıyla ilgili bir vizyon belgesidir. Yoksa özel maddelerle ilgili orada çok fazla bir şey olmaz. Belgenin özü Anayasa ile nitelikleri belli Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlığını, bağımsızlığını ülkemizin milli menfaatlerini ilgilendiren konularla alakalı, bununla ilgili ifadelerdir" diye konuştu.
Belgenin 5 yılda bir güncellendiğini anımsatan Çiçek, 5 yıl içinde dünya, bölge ve Türkiye'deki değişikliklerin metine yeni bir bakış açısı getirdiğini söyledi. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde "İrticanın tehdit olmaktan çıkartılıp çıkartılmadığının" sorulması üzerine Çiçek, şöyle konuştu:
"Bu siyasi bir terminolojidir. Herkes bunun içine neyi koymak istiyorsa onu koyuyor. Bu bir yıpratma terminolojisidir. Özellikle bu siyasette kullanılıyor. Partiler için kullanılıyor ya da siyasetin önde gelen aktörleri için kullanılır onu yıpratmak için. Ceza Hukukunda 'irtica suçu' diye bir suç yok, hukukumuzda 'irtica' diye bir kavram da yok. Bu bir siyasi kavramdır. Türkiye'de uzunca bir zamandır tartışıldığı halde netleşmeyen bir konudur."
"Yeni mi keşfettik bu kamusal alanı?"
Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Çankaya Köşkü'nde düzenlenecek resepsiyona katılıma ilişkin tartışmalara yönelik soru üzerine Çiçek, "Son 6-7 senedir Türkiye bence anlamsız bir tartışmanın içine giriyor" diye konuştu.
"Eskiden her ay Milli Güvenlik Kurulu toplandığında acaba Türkiye'de ne olacak diye bir gerilime girilirdi" diyen Çiçek, Cumhuriyet Bayramı'nın herkesin benimsediği, benimsemesi gerektiği bir bayram olduğunu söyledi.
Turgut Özal'ın, Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlıkları dönemlerinde de bu tür sıkıntıların olmadığını vurgulayan Çiçek, "Sayın Sezer'in de yaptığı birkaç resepsiyonda bu sıkıntılar olmadı. Sonradan bir ilham mı geldi, yeni mi keşfettik bu kamusal alanı? Bu, Cumhuriyet'e sadakatin bir sınavı haline geldi bu kamusal alan ve başörtülü oraya gidip gitmemek" dedi. Çiçek, şunları kaydetti:
"Bu başörtülüler bu memlekette vergi veriyor. Onların çocukları bu memlekette askerlik yapıyor. Benim eşimin verdiği parayla maaş alanlar şimdi benim eşimi oraya sokmuyor, böyle bir şey olabilir mi? Bunlar son derece yanlıştır. Şu alışkanlıklardan artık kurtulalım; milletin coşkuyla, sevinçle kutlayacağı günleri bir kavga sebebi, bir ayrışma sebebi, birbirimize asık suratla baktığımız günler değil, tebessümle baktığımız, kucaklaştığımız, el sıkıştığımız günler haline getirmeliyiz."
Tek tip askerlikle ilgili çalışmalar devam ediyor
"Tek tip askerlik çalışmalarının ne zaman sonuçlanacağına" ilişkin soru üzerine Çiçek, Türkiye'nin dünyanın en karışık coğrafyasını kendine vatan yaptığını söyledi. Türkiye'nin bir ABD ya da Avrupa ülkesi gibi rahat olmadığını, çevresinde istikrarsızlıkların olduğunu ifade eden Cemil Çiçek, Türkiye'nin bir savunma ihtiyacı olduğunu söyledi. "Yapılan çalışma ihtiyaç ile kaynak arasında makul dengeyi yılları da hesaba katarak bulma çalışmasıdır" diyen Çiçek, çalışmaların devam ettiğini bildirdi.
"Çevre ve Orman Bakanlığına mevcut tüm sit alanlarını iptal yetkisi geliyor. Bu adımda çevreyi tehdit eden hidroelektrik santrallerinin önünü açacak yönünde haberler var. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine Çiçek, konuya ilişkin haberleri kendisinin de okuduğunu belirterek, "Bakanlar Kurulu'na gelip konuştuğumuz bir konu değil" diye konuştu.