Hitler suçlamalarına belgeli cevap

Başbakan Erdoğan'ın CHP'nin Hitler benzetmelerine dönemin belge ve gazeteleriyle cevap verdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 
ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kendi ülkesinin başbakanına cahil diyen, Fransa Cumhurbaşkanına methiyeler düzen, İsrail'in kirli çamaşırlarını yıkayan CHP Genel Başkanı'nı önce CHP seçmenine, sonra yüce milletime havale ediyorum. Hakaretlerini onlara aynen iade ediyorum" dedi.
 
Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Erdoğan,  TÜİK'in 2011 yılı son çeyreğinin ve tamamına ilişkin büyüme rakamlarının açıkladığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "2011'de çeyrekler itibariyle yüzde 11.9 yüzde 9.1 yüzde 8.4 ve en son yüzde 5.2 olarak büyüme gerçekleşmiştir. Böylece 2011 yılının tamamında ortalama yüzde 8.5 olarak gerçekleşti. Bu büyümeyle Türkiye en hızlı büyüyen birinci ülke oldu. 
 
Muhalefetin rakamlarla arası iyi değil
Dünyada ise Çin'den sonra ikinci olduk, en hızlı büyüyen" diyerek şöyle devam etti: 
"Ben şu anda matematik gerçeklerini konuşuyorum. Muhalefet gibi laf kalabalığı yapmıyorum. GSMH 2010 yılında bir trilyon lirayı tarihinde ilk kez yakalamıştır. 2011'de de 1 trilyonun üzerinde, 1 trilyon 294 milyar 893 milyon lira GSMH elde ettik. Göreve geldiğimizde DSP ANAP MHP iktidarı vardı. Neydi milli gelir 230 milyar dolardı. Biz bu milli geliri üç kattan daha fazla artırmış, cumhuriyet tarihinin bize ait olan rekorlarını yenileyip aşmış olduk. Kişi başına düşen milli gelirde yine bir rekor elde ettik. Hep yalan, bunlar gerçekleri konuşmuyor. Hep aldatma. 2002'de biz bu oranı yüzde 61.5'tan devraldık. Ben ekonomi konuşuyorum, şu anda matematik olarak rakam veriyorum. Şu anda bu oranı da yine tarihinin en düşük seviyesine yüzde 22'ye düşürmüş durumdayız." 
 
Borçları çarpıtıyorlar
Muhalefetin doğru olmayan rakamlarla borçları çarpıttığını belirten Başbakan Erdoğan, "Bunların genlerinde doğru konuşmak yok. Ama ben yine aynı şeyi söylüyorum. Halep oradaysa rakamlar buradadır. Avrupa tanımlı uluslar arası rakamları buradadır" dedi. DSP-MHP-ANAP döneminde milli gelirin yüzde 74'ün borç olduğunu bildiren Erdoğan, "Bunu düşürdük düşürdük şu anda bu öyle bir noktaya geldi ki her 100 liranın sadece 22 lirası borç. Önemli olan bu borcu çevirebilmek. Hiç kimse Türkiye'nin borcu artıyor diye zihinleri bulandırmasın. Borç yiğidin kamçısıdır. Bu ne demek? Yani güçlü olanın hiç umurunda değil. ABD için borç umurunda bile değil" diye konuştu. 
 
Başbakan Erdoğan şöyle devam etti: 
"Tekrar iki rakam vereceğim. Bunu teşkilat mensuplarımın çok iyi bilmesi gerekiyor. Biz 2002'de merkez bankası rezervini nasıl aldık? 27 milyar dolar olarak devraldık. Bugün merkez bankamızın kasasında 91 milyar dolar var. Bitmedi, bunlar gittiler IMF'nin kapısında devamlı borç talep ettiler. Stand by anlaşmaları vesaire. Ne kadar borç bıraktılar_? 23.5 milyar dolar. Şimdi bizim IMF'ye olan borcumuz ne? 2.3 milyar dolar, yani 10'da bir. Kimin bu ülkeyi borçlandırdığı, kimin çok ağır borç yükünden kurtardığı ve bu ülkenin borçlarını tıkır tıkır ödediği ortada. Saptırmaya gerek yok. Yavuz hırsızlık yapmanın hiç manası yok." 
 
Abaküs önünde çalış
Muhalefetin genel başkanlarının rakamlarla arasının iyi olmadığını söyleyen Başbakan Erdoğan, "Allah var, MHP genel başkanı ki kendisi bir ekonomisttir, dört işlemi çok iyi bilir. Bildiğiniz gibi sıfırları siliyor, topluyor, çarpıyor, bölüyor. Gerçi işlem tamam ama sonuç yanlış çıkıyor. 40. yılında MHP iktidar demişti, evdeki hesap çarşıya uymadı" dedi. Bu sözleri söylerken zaman zaman salondan kahkahalarla sözü kesilen Başbakan Erdoğan, kendisi konuşmasını kesip güldü. CHP Genel Başkanı'nın da hesap uzmanı olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Ama dört işlem konusunda onun ciddi sorunları var. Önceki gün Antalya'da kademeli eğitimi eleştirirken, diyor ki '4+4 sekiz değildir. Sekiz bölü ikidir' Çünkü denklem en baştan yanlış, işlem de yanlış sonuçta yanlış. Belli ki dersi kaynatmak için her yola başvurmuşlar" dedi. 
 
Başbakan Erdoğan CHP'yi "Meclis'i kırıp Tandoğan'a gidenler, belli ki okulu asıp haylazlığa gitmişler" diyerek şöyle devam etti: 
"Her seçimde bunlar bütünlemeye kalıyorlar ama maalesef ders almıyorlar. Bir abaküs önünde dört işleme tekrar çalışmasını, dört işlemi gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. Ben torunlarıma aldım, baya faydalı oldu. Tahmin ediyorum ki bundan istifade edecektir. Bunu kesintisiz yapmasına gerek yok, arada bir kademeli olarak da teneffüse çıkabilir. 
 
Hiçbir erkin bir diğerini kuşatmasına asla müsaade etmeyiz
Erdoğan, TBMM'de, gazetecilerin Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın sözlerini hatırlatması üzerine, şunları kaydetti:
"Ülkemiz malum kuvvetler ayrılığı üzerine kurulu bir sisteme dayalıdır. Bunun yasama, yürütme, yargı organı vardır. Bu erklerin hiçbirisinin bir diğerini kuşatma yetkisi söz konusu değildir.
Biz bildiğiniz gibi bir erkin, özellikle kendisini kuşattığı dönemi yaşamış bir partiyiz. Bunu gördük, bunu tecrübe etmiş, görmüş siyasi parti olarak da ülkemizde hiçbir erkin bir diğerini kuşatmasına biz de asla müsaade etmeyiz. Mücadelemiz de bu istikamette yürümüştür. Zaten demokratik parlamenter sistemin de esası budur."
 
Geçtiğimiz haftanın uluslararası temaslar açısından oldukça yoğun geçtiğini belirten Başbakan Erdoğan, Suriye için yapılan toplantıya da değindi. Suriye Ulusal Konseyi'nin tüm Suriyelilerin meşru temsilcisi olarak teyit edildiğini ifade eden Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:
 
"Muhatap olarak kabul edildi. Zirvede yeni Suriye'nin temelleri ortaya kondu. İstanbul Zirvesi Suriye halkı için bir dönüm noktası olmuştur. Beşar Esad'ın halkına uyguladığı vahşet teyit edilmiştir. Ben zirvenin açılışında da ifade ettim. Esad'ın verdiği sözlere inanmak, katliamları için ona fırsat tanıyacağı gibi yeni hayal kırıklıklarına sebep olacaktır. Ne yazık ki BM Güvenlik Konseyi Suriye konusunda zalime dolaylı bir destek vermiştir. Suriye'de milyonlarca insan insani yardım beklerken, Suriye halkı göç ederken, her gün ölürken eli kolu bağlı beklemek zulme ortak olmak demektir. 
 
Konuşmamın bazı bölümlerinin cımbızlanması hoş değil
Bakıyorsunuz evlatları ölmüş, torunları öldürülmüş, yalnız başına gelmiş yaşlı bir nine, bizim kampta. Boğazları kesilerek öldürülen Suriyeliler var şu an Suriye'de. Suriye halkını kendi kaderine terk etmeyeceğiz. Suriye'de tutuklu bulunan gazetecilerimiz için girişimlerimizi sürdürüyoruz. Bu gazetecilerin derhal bırakılması için de her zeminde çalışmalarımızı sürdürüyoruz." 
Geçtiğimiz hafta katıldığı iki önemli toplantı hakkında da bilgi veren Erdoğan, Harp Akademileri Komutanlığı'nda yaptığı konuşmadan sadece bazı bölümlerin "cımbızlanarak" haberleştirilmesini de eleştirdi. "Harp Akademileri Komutanlığı'na bir ziyarette bulundum. Orada bir konuşma yaptım. Türkiye'nin dış politika vizyonu, terörle mücadele, demokratikleşme adımları, alt yapı üst yapı çalışmaları, bunlara yönelik bir bilgilendirme konuşmasıydı. Dünkü gazetelerde bunun ciddi manada cımbızlanması şık değildi" diyen Başbakan Erdoğan şöyle devam etti: 
 
Millete havale ediyorum
"Cumartesi günü TUSKON'un genel kuruluna katıldık. Orada da sanayicilere hitap ettim. Dün AK Parti Genel Merkezi'nde Yerel Yönetimler ve Aile Sempozyumu'nun açılışını yaptık. Milli Eğitim sistemiyle ilgili değişikle ilgili olarak iki ay boyunca CHP kayda değer, tek bir söz söylememiş, tek bir ifade kullanmamış. Burada affınıza sığınarak kesintisiz eğitimi hangi sözlerle savunduklarını söyleyeyim. Ne dediler CHP'nin lideri ve arkadaşları? 
 
'Kafasının içinde beyin taşımayanlar', 'cahil adam', 'münafık' dediler. 'Genel Kurul'a silahla gireriz' dediler, 'bu iş bitti sokak çözer' dediler. Çok daha küstahlaştılar. 'Siz Müslüman olmayı önce Allah'a sonra CHP'ye borçlusunuz' dediler. Önce bu dili bu üslubu bu hakaretleri CHP Genel Başkanı ve arkadaşlarına misliyle iade ediyorum. Kendi ülkesinin başbakanına cahil diyen, münafık diyen, öbür tarafta İsrail'in kirli çamaşırlarını yıkan önce Allah'a sonra CHP seçmenine ve millete havale ediyorum. 
 
Bakın aynen şu ifadeleri kullanıyorlar: 'Kafasının içinde beyin taşımayanlar, şiddet uyguluyorlar.' Sen bu sözü AK Partililere değil, komisyon başkanı Nabi Avcı'ya bant tankını fırlatan başkanvekiline söyle. Süreç içinde CHP genel başkanı Nazi benzetmesini, Hitler benzetmesini defalarca yaptı. Şimdi ben ona gurur duyduğu CHP tarihinden ibretlik bir vesika göstereceğim. 11 Nisan 1939 tarihli bir kararname. Aynen şu ifadeler var. 'Alman devlet reisi Hitler'in 50. sene-i devriyesine hükümetimiz adına Ali Fuat Cebesoy'un eşliğinde, Necmettin Sadak'tan oluşan bir heyet gönderilmesi, 11 Nisan 1939 tarihinde onanmıştır' İmza reisi cumhur İsmet İnönü, imza başvekil Refik Saydam. 
 
Hitler sevdası arıyorsa, gurur duyduğu CHP tarihine baksın 
1932 ve 1941 tarihli iki gazeteyi gösteriyorum. Başlık 'Milli Şefimizle Führer arasında samimi tebrikler' Bundan daha önemli belge olur mu? Bitmedi, diğer bir gazete. 'Kemalist Türkiye'den faşist İtalya'ya selam' altında İnönü'nün İtalya'ya gideceği yazıyor. İşte CHP budur. İşte CHP Genel Başkanı eğer Hitler sevdası arıyorsa, o gurur duyduğu CHP tarihine baksın orada bulur. CHP lideri kalkmış, oyalı kılıfı içinde Kuran-ı Kerim'den bahsediyor. Yahu bize bunu söyleme. Bunun en güzel cevabını merhum Mehmet Akif veriyor. 'Ya açar Nazm-ı Celil'in, bakarız yaprağına; Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir hele Kur'an, bunu hakkıyla bilin, Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için."
 
12 Eylül davasına müdahillik başvurusu
Öte yandan Başbakan Erdoğan, Başbakanlık 1. Hukuk Müşaviri'nin 12 Eylül Davası'na müdahil olmak için 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuru yaptığını bildirdi.
 
Bu konularda ilginizi çekebilir