Hiç kimse bana tahkikat dikte ettiremez
Avcı, "Herhangi bir siyasi partiye katılmayı düşünmüyorum. Mevcut konjonktüre baktığımızda da yer alacağım bir siyasi yer görmüyorum." dedi.
ESKİŞEHİR- Kendi isteğiyle merkeze alınan eski Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile ilgili olarak bazı illerde yapılan operasyona ilişkin "Tahkikat devam ediyor. İçeriği hakkında fazla bir şey söylemek erken olur" dedi.
Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti (EGC) Başkanı Yılmaz Karaca'yı ziyaret eden Avcı, kentte bir yılı aşkın süre görev yaptığı belirtti.
Eskişehir'in bir emniyet müdürünün görev yapabileceği en güzel kentlerden biri olduğunu ifade eden Avcı, şöyle konuştu:
"Ama kısmet bu kadarmış. Devlet memuru dediğimizde ikinci vasfı tayin olarak görülüyor. Bu normal olarak görülüyor. Bana verilen destekten dolayı herkese teşekkür ediyorum. Kent halkı da bana çok destek verdi. Onlara da teşekkür ediyorum. Kent halkının yarattığı ortam kentte güzel bir etki sağlıyor. Huzurlu ve yaşanabilir bir ortam sağlıyorlar. Kentte emniyet teşkilatı görevini kolaylıkla yapıyor."
Bir gazetecinin YGS ile ilgili olarak bazı illerde operasyon yapıldığını hatırlatması üzerine Avcı, "Tahkikat devam ediyor.İçeriği hakkında fazla bir şey söylemek erken olur. Bir tarafında savcılık, bir tarafında emniyet olmak üzere bir araştırma, soruşturma devam ediyor biliyorum Ancak biraz beklemek lazım. Önemli olan boşlukları kapatıp tedbir almaktır. Bu kadar insanın menfaatini ilgilendiren bir olayda insanlar bencil düşünüp bilgileri kendi iyiliği doğrultusunda kullanabiliyor. Bu her toplumda vardır" dedi.
"Siyasi bir partiye katılmayı düşünmüyorum"
Avcı, bir gazetecinin "Birçok kişi sizin kitabınızı konuşuyor. Bunu nasıl yorumlayacaksınız?" sorusu üzerine, hayatının belirli bir kısmını ve yaşadığı bazı olayları küçük örneklerle aktardığını, sistemin yanlış yürüyen kısımlarını gösterip geleceğe yönelik tavsiyelerde bulunduğunu bildirdi.
"Kitaptan beklentim yok dediniz Ancak kitabın geliri 2 milyon lirayı geçmiş. Bunu nasıl değerlendireceksiniz?" sorusu üzerine Avcı, "Bu çok abartılmış bir rakam. Yaklaşık bir hesap yapılmış. Tabiİ bir gelir olacak ancak o kadar değil. Bu kitabı yazarken maddi beklenti içinde değildim. 'Bana külfeti olmasın' demiştim. Yaklaşık 300 bin kitap satıldı. Rakam net çıktığında deklare edeceğiz. Zaten memuruz. Beyanda bulunacağız" diye konuştu.
Avcı, bir gazetecinin "Kitaptan sonra tehdit edildiniz mi?" sorusuna "Tehdit almadım. Herkes yazdığımı olduğu gibi kabul etmek mecburiyetinde değil. Makul ve mantıklı eleştiriler hoşuma gider. Bazıları çok ön yargılı. Onları dikkate almıyorum" yanıtını verdi.
Başka bir gazetecinin "Kitabın birinci bölümünü anlamak için siyasi görüşe sahip olmak lazım. Ya siyasilerin sizin birinci bölümdeki yazdıklarını anlaması ya da sizin bir partiye mensup olup görüşlerinizi orada dile getirmeniz gerekir" sözleri üzerine Avcı, şunları kaydetti:
"Herhangi bir siyasi partiye katılmayı düşünmüyorum. Mevcut konjonktüre baktığımızda da yer alacağım bir siyasi yer görmüyorum. Yakın vadede böyle bir şey düşünmüyorum. Ama bir gün olur da birinci bölümde anlattığım, özellikle de devletin kendi yapısal çalışması, güvenlik sistemlerinin çalışması konusunda görev verilecek olursa görev alabilirim. Herhangi bir göreve de talip değilim. Kamunun içinde görev alabilirim. Ancak epeyce bir süre kamuda aktif bir görev alamayacağını düşünüyorum. Ciddi bir tahkikat işlemiyle uğraşacağım."
"Herkese eşit davranırız"
Avcı, kitabında Güneydoğu Anadolu'yla ilgili açıklamalar bulunduğunun hatırlatılması üzerine de şöyle konuştu:
"Bu ülkede iyi bir şeyler yapılması için öncelikle güneydoğu sorununun çözülmesi gerekir. Türkiye'de bir ekonomik, siyasi istikrar, huzurun, özgürlüklerin genişlemesi, demokrasinin oturması için güneydoğu sorunu halledilmelidir. Terörün bitmesi için saydığımız konularda adım atılmalıdır. Çözüm doğrultusunda yapılması gerekenleri genişleterek yazmayı düşünüyorum."
Bir gazetecinin bazı köşe yazarlarının kendisi hakkında birtakım yazılar yazdığını bildirmesi üzerine Avcı, şunları kaydetti:
"Bazı yazarlar beni tanımadıkları ve kitabı okumadıkları için bazı yazılanlar üzerinden fikir yürütüyorlar. Teşkilatım beni tanıyor. Bana hiç kimsenin bir tahkikatı dikte ettirmesi mümkün değil. Vicdanıma göre karar veririm. Geçmişte yaptığım görevler belli. Tahkikatlarımda o zamanki yönetimlerle karşı karşıya gelirim. Herkese eşit davranırız. Tahkikatlarda muhalif olanlar karşı çıkmazken yönetimler karşı çıkıyor. Bir görev ve adli tahkikat yaparken o kişinin kimliği, kişiliği, iktidarı, muhalefeti beni ilgilendirmiyor. Hatta biraz güçlüyse ona karşı dik durmayı kendime görev sayıyorum. Çünkü kendini güçlü gören bir kişinin karşısında devletin daha ciddi durması ve tavır göstermesi lazım."