Her şeye rağmen üreten kent 'Antalya'
ANTALYA'dan / Seda TUZLU
'Üreten kentler' platformunda Türkiye'yi karış karış gezmek için yola çıkan yazı işleri ekibimizin yedinci durağı Antalya idi. Yazarımız Rüştü Bozkurt, Yazı İşleri Müdürümüz İbrahim Ekinci ve Yurt Haberleri Şefimiz Handan Sema Ceylan, söyleyecek çok sözü olan sanayicileri teker teker dinleyip Antalya'daki dinamik yapıyı yerinde incelemek için tesis gezilerinde bulundular.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO ) çatısı altında bir araya gelen 10 farklı sektör temsilcisinin anlatacak çok şeyi vardı ekibimize... Alışılagelmiş tarım ve turizm toplantılarının aksine bu kez sanayi tartışıldı Antalya'da, sanayici olmak ne demek onu konuştu iş adamları. Hatta ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak tarafından sanayinin vizyonunu konuşmak için oluşturulacak platformun ilk ayağı olarak nitelendirildi bu büyük buluşma.
150 işletmesiyle 9 binin üzerinde istihdam sağlayan; 250 milyon dolarlık ihracat, 1 milyar dolar ciro hacmine sahip; Türkiye'nin ilk 5 organize sanayi bölgesinin (OSB) arasında yer alan Antalya OSB'nin hedefleri alkışlanmaya değerdi.
Önümüzdeki 3 yılda 250 sanayi kuruluşu, 20 bin istihdam, 1 milyar dolar ihracat hedefi var Antalya OSB'nin… Kalifiye eleman sorununa çare olsun diye Türkiye'de ilk kez bir meslek lisesi Organize Sanayi Bölgesi'nin içinde açılmış ve bu projeye Antalya imzası atılmış. Binin üzerinde vereceği mezun yaraya merhem olacak diye umutlu sanayici. Her şeye rağmen…
Neden her şeye rağmen diyoruz peki?
Bunu toplantı katılımcılarından Levent Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Güngör Pekşen çok güzel özetliyor aslında: "Antalya'da sanayi olmayınca, sanayiciliği el yordamıyla öğrendik. Antalya'da sanayicilik zordur. Toroslardan hammadde getiriyoruz, işliyoruz, lojistik fedakarlığına katlanıp satmaya çalışıyoruz. Bizim ne yurt içi ne yurt dışı komşuluk avantajımız var. Üretmek için de satmak için de katlanmamız gerekenler var sadece. Gardı düşmüş boksör gibiyiz. Hiçbir korumamız yok, avantajımız da yok ama ringdeyiz."
Sonra olması gerekenler bir çırpıda dökülüyor ağızlardan.
Antalya'da yeni ticaret alanlarının geliştirilmesi gerekiyor.
Marka bilincinin oturtulması ve yeni markaların yaratılması gerekiyor.
Çözümsüz bir sorun gibi sürekli gündeme getirilen demiryolu problemine artık bir çare gerekiyor.
Limanın geliştirilmesi ve etkin kullanılması gerekiyor.
600 kilometrelik bir sahil şeridine sahip bölgede artık deniz sanayisinin oluşması gerekiyor. Marina turizminin konuşulması gerekiyor…
Beklentiler dile getirilirken ATSO'nun çalışmalarına odaklanıyoruz. İhracata ilk adım, markalaşma, sanayileşme derken hep bu olması gerekenlerde eli taşın altında ATSO'nun. Geçen yıl başlattığı 'İhracata İlk Adım' projesi meyvelerini verdi ve 28 firma ihracat yapar duruma geldi. Şimdi marka yılı diyor ATSO… Markalaşma eğitimleri veriyor, ürününün marka yapmak isteyen firmalarla eğim sonrası markayı tanıtma çalışmalarına çıkıyor. Her platformda sanayileşmeyi gündeme getiriyor, bölgeye yeni sanayici çekmek için çabalıyor.
Her şeye rağmen üretiyoruz diyen sanayicinin cesaret aldığı tek bir 'iyi ki'si var. O da ildeki dayanışma, birlik ve beraberlik. İşte bu 'iyi ki' ile yüreklenen sanayici 'her şeye rağmen' üretmeye devam edecek.