Hayatında hiç bilet almamış
Çocukluğunda limon satarak ailesinin ekonomisine destek olan Milli Piyango Genel Müdürü Recep Biçer, şimdi insanlara şans dağıtan bir kurumu yönetiyor.
KASTAMONU - Çocukluğunda limon satarak ailesine destek olan Milli Piyango İdaresi Genel Müdürü Recep Biçer, hayatında hiç Milli Piyango bileti almamış.
Milli Piyango İdaresi'nin çok hassas bir kurum olduğunu belirten Biçer, devlete önemli kaynak sağladıklarını söyledi.
Paranın kaynağının milletin kendisi olduğunu ifade eden Biçer, şunları kaydetti:
"Bu nedenle kurumsal sosyal sorumluluk kapsamında insanların bu arzularını, bu oyun oynama isteklerini çok da fazla abartmadan, bütçelerine zarar verecek şekilde fazla oynamalarına müsaade etmeden belli bir düzeyde bırakmalarını tavsiye ediyoruz. Hayatımda hiç bilet almadım, ilgi ve ihtiyaç da duymadım. Sonuçta bu bir ilgi veya ihtiyaç meselesi. Tabii herkesin bilet alması gibi bir husus da olamaz."
Biçer, ikramiye kazanan talihlilere bazen çeşitli tavsiyelerde bulunduklarını belirterek, şans oyunlarının zaman zaman insanda tedirginlik yarattığını söyledi.
Bilet alanların mutlaka hayal kurduğunu ifade eden Biçer, "Büyük paralara nasıl hükmedeceğini bilemeyen insanlara çok yüksek ikramiyelerin çıkması da işin doğrusu sosyolojik anlamda tehlike arz ediyor. Bu çerçevede ikramiye sahiplerinden bizzat idaremize gelenleri kabul edip nasihat ediyorum" dedi.
"Özellikle eğitime katkıda bulunuyoruz"
Son 4-5 yılda reklam ödeneklerinden tasarruf ederek eğitim yatırımlarını hızlandırdıklarını belirten Biçer, yaklaşık 15 eğitim tesisi projesi yürüttüklerini söyledi.
Özellikle eğitime katkıda bulunduklarını ifade eden Biçer, şöyle konuştu:
"Bir kısmı bitmiş, bir kısmı yürüyen hizmetlerimiz var. Bunlar özellikle ilköğretim, ortaöğretim okulları ve yurtları şeklinde. Bunlar hem topluma hizmet etmiş oluyor hem de daha kalıcı reklam oluyor.
Topluma daha yararlı oluyor. Bunu kurumsal açıdan çok önemsiyoruz. Van depreminde şehit olan öğretmenlerimizin isimlerini de yaptığımız 36 okula verdik. En azından ailelerinin acılarını bir nebze de olsa dindirmeye çalıştık."