Halka göre vergi, 'yol, su, elektrik' olarak dönmüyor
İSMMMO'nun araştırması, vatandaşların ödedikleri verginin yüksekliğinden şikayetçi, sonuçları hakkında ise 'şüpheli' olduklarını ortaya koydu
İSTANBUL - İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan, öderken yükü en fazla hissedilen vergi türlerinin KDV ve ÖTV olduğunu, bunun da "dolaylı vergilerin artık dolaylı değil doğrudan vurduğunu" gösterdiğini kaydetti.
İSMMMO tarafından, Prof. Dr. E. Figen Altuğ koordinatörlüğünde, Doç. Dr. Murat Çak, Yrd. Doç. Dr. Murat Şeker ve Araştırma Görevlisi Önder Bingöl tarafından "Türkiye'de Vergi Bilinci-İstanbul Araştırması" hazırlandı.
İSMMMO açıklamasına göre, Türkiye'de vergi bilincinin yaygınlığının ve derecesinin tespitine yönelik hazırlanan çalışmaya göre, Türk halkı, ödediği verginin kendisine 'yol, su, elektrik' olarak dönmediğini düşünüyor.
Ev kadınları ile öğrenci gibi çalışmayan, vergi ödemeyen kesimler dışında, farklı kollarda olan 1.536 mükellef ile yapılan görüşmeler sonucunda hazırlanan araştırmaya göre, toplumda vergi algısı 'para', 'devlet', 'sorumluluk', 'ceza', 'borç' gibi kelimelerle özdeş algılanıyor.
Yahya Arıkan, araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 52,9 gibi büyük bir kesiminin ödediği vergilerin eğitime harcanmasını istediklerini belirterek "Bunu yüzde 20,3 ile sağlık takip etmiştir. Toplam yüzde 73.2'lik kesim eğitim ve sağlığa, büyük pay ayrılmasını, toplanan vergilerin bu kalemlere harcanmasını istemiştir. Bunu ilgili kesimlere duyururuz" açıklamasını yaptı.
Dolaylı vergiler, artık doğrudan hissediliyor
Kişilerin vergi kaçırmasının hukuki cezalardan korkma derecesine bağlı olduğunun araştırma ile saptandığına değinen Arıkan, araştırmada, şunları kaydetti:
"Katılımcılar arasında öderken yükü en fazla hissedilen vergi türleri KDV ve ÖTV'dir. Bu da gösteriyor ki, dolaylı vergiler artık dolaylı değil doğrudan vuruyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 60'ı öderken en fazla hissettikleri vergilerin KDV ile ÖTV başta Özel İletişim Vergisi gibi dolaylı vergiler olduğunu belirtmiştir. Sanılanın aksine ve adının tam tersine dolaylı vergiler, artık doğrudan hissedilmekte, doğrudan tepki görmektedir. Vergide adaletin sağlanmasının zamanı gelmiştir."
Türkiye'de hemen herkesin gerçek gelirin beyan edilmediğini düşündüğünü ve vergi kaçırıldığına inandığını belirten Arıkan şu değerlendirmelerde bulundu:
"Nitekim, 1-10 aralığında not vererek değerlendirmeye katılıp katılmadıkları sorulduğunda; gerçek gelirini beyan edenlerin toplumdaki azınlığı oluşturduğunu düşünenlerin oranı yüzde 87'yi buldu. Bu durum toplumda, vergi bilincinin artırılmasına yönelik öncelikle vergi sistemimizdeki sorunları çözebilecek adil bir vergi reformu, ödenen vergilerin nereye ve nasıl harcandığına ilişkin yönetimde şeffaflık ve gelir seviyesinde artışı sağlayacak reformlara ihtiyaç olduğunu ortaya koydu.
Katılımcıların yüzde 83'ü vergi bilinci oluşturulmasına ilişkin faaliyetleri yetersiz bulmuştur. Yüzde 77'si de devletin isterse herkesten istediği vergiyi alabileceği görüşüne katılmıştır. Bu veriler, sorunun ne kadar acil olduğunu ortaya koymuştur."
Kamusal hizmetin karşılığı vergi
Stata Araştırma şirketinin katkıları ve İstanbul Üniversitesi Bilimsel Projeleri Koordinasyon Birimi'nce desteklenen araştırmada ulaşılan saptamalardan bazıları şöyle:
Araştırmada vergi, çoğunlukla kamu hizmetlerinin bir karşılığı olarak düşünülüyor. Verginin kamu hizmetinin bir karşılığı olarak algılanması bağlamında, ödenen vergilerin öncelikli olarak hangi kamu hizmeti alanında harcanmasının beklendiğine ilişkin değerlendirmelere bakıldığında eğitim ve sağlık başı çekiyor.
Eğitim ve sağlık toplam olarak yüzde 73,2'lik bir kesimin tercihi bu önem, gerek bu alanlarda duyulan eksikliklerden, gerekse bu alanların gelecek nesilleri etkilemesi açısından önemli alanlar olarak düşünülmesinden kaynaklanıyor. Öte yandan diyanet ve kültür-turizm alanları sıralanan hizmet alanları arasında sonlarda yer edindi.
En çok hissedilen KDV ve ÖTV
Katılımcıların yüzde 59,8'i öderken en fazla hissettiği vergi türünün dolaylı vergiler olduğunu belirtilen araştırmada, şöyle denildi:
"2006 yılında yapılan bir araştırmada ise katılımcıların 3'te biri en fazla hissettikleri verginin gelir vergisi olduğunu belirtmişti. 2006'daki sonuçlara karşın bu yıl yapılan araştırmada gelir vergisinden dolayı hissedilen yük azaldı, ancak özellikle KDV, ÖTV ve emlak vergisinden dolayı hissedilen yük arttı. Bu durum, geçen 4 yıllık sürede kişilerin dolaysız vergilerden ziyade dolaylı vergilerden daha fazla yük hissettiğini ortaya koydu. Son dönemde artan oranlarla dikkat çeken dolaylı vergilerin toplum hayatını ne derecede etkilediğinin bir göstergesi olarak karşımıza çıktı.
Araştırmaya katılanların arasında vergi sisteminin adil olduğunu düşünenler oldukça düşük bir düzeyde. Bu ifadeye verilen değerlerin ortalaması 10 üzerinden 2,3. Yine düşük düzeyde katılımın olduğu ifadeler arasında vergi sisteminin kolay anlaşılır (2,5) olduğu, sistemdeki değişikliklerin kolay bir şekilde takip edilebildiği (2,6) düşüncesi geliyor. Vergi ödeme işlemlerinde zaman ve para maliyetlerinin yüksek olduğunu (7,0) düşünenler ise toplum içinde ağırlıkta.
Vergi değişikliğinde etkili kesimler
Katılımcılara Türkiye'de vergi sistemindeki değişikliklerde hangi kesimlerin etkili olduğu sorulduğunda en yüksek oranda katıldıkları ifade, 10 üzerinden 8,5 puanla Türkiye'de yapılan vergi sistemi değişikliklerinde vatandaşların fikrinin hiç dikkate alınmaması. Bu ifadenin yanı sıra vergi sistemindeki değişikliklerde siyasilerin (8,1), büyük şirketlerin (7,6) ve baskı grupları ile medyanın (7,4) etkisinin ve baskısının olduğu üzerine toplumda yaygın bir düşünce söz konusu."
Araştırmada, dönemsel ve sektörel vergi indirimlerinin piyasaları canlandırdığı düşüncesi 10 üzerinden 7,6 puan alırken, tapu harçlarının indirimli durumunda, evini satarken gerçek değerini gösterenlerin oranının artacağını düşünenler çoğunlukta...
Katılımcıların yüzde 66,7'si alışveriş yaparken ürünlerin fiyat etiketlerinde vergi hariç fiyatın yazılmasını isterken, bunu istemeyenler oranı ise yüzde 18'de kalıyor.
Katılımcılara, devletin ekonomik krizden çıkmak için ek bir vergi toplamaya yönelmesi durumunda, bu vergiyi isteyerek ödeyip ödemeyecekleri sorulduğunda, yüzde 63,4'ünden hayır yanıtı alındı.
Bu araştırmada metodoloji olarak orantılı tabakalı, rastsal tesadüfi seçim örneklemesi seçildiği belirtildi.
Araştırmada ayrıca meslek, cinsiyet ve bölge kotası uygulandığı, araştırmanın İstanbul'da yapılmasının ana nedeninin, ticari, sınai ve sosyal özellikleri açısından İstanbul'un Türkiye'deki tüm kesimleri temsil edebilecek bir kent olması olarak açıklandı.