Halk neyin ne olduğunu görecek
Tandoğan Toplantısında AKP hükümetini sert dille eleştiren CHP lideri, "Milli Eğtim Komisyonu'nu işgal ettiler, görüşmeleri baskıyla sonuçlandırdılar. 4+4+4 tasarısı ülkeyi bölecek, temeli ikiye ayıracaktır dedi.
ANKARA - CHP grup toplantısını Tandoğan Meydanında topladı. Toplantı Sivil Toplum Örgütleri ve halkın katılımıyla gerçekleşti. Tandoğan'da konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 4+4+4 teklifini verenlerin eğitimci olmadığını, üzerinde çalışılmayan program ile aklını kullanamayan nesiller yetiştirilmek istendiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Özgüveni olmayan, sadece itaat kültürünü özümseyen, hayatı sorgulamayan, aklını kullanamayan, aklını başkalarına kiraya veren bir eğitim sistemini istemiyoruz ve reddediyoruz'' dedi. Kılıçdaroğlu, zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkarılmasını öngören teklifi protesto etmek için partisince Tandoğan Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.
Tandoğan toplantısından kareler için tıklayınız
Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun konuşması öncesinde Grup Başkanvekili Muharrem İnce kürsüye gelerek meydandakilere ''partisinin grup toplantısını açmak için çoğunluğun olup olmadığını'' sordu. Vatandaşların hep birlikte ''var'' şeklinde yanıt vermeleri üzerine, ''yakın geleceğin başbakanı'' diyerek, Kılıçdaroğlu'nu haftalık konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet etti.
Konuşmasının başında ''grup toplantılarını Tandoğan Meydanı'ndan yapmaya karar verdiklerinde, bunun Anayasa'ya aykırı olduğu yönünde eleştiriler aldıklarını'' hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Bunu söyleyenlerden birisi de sözde hukuk fakültesinden mezun olmuş. Kardeşim sen hukuk fakültesinin arka kapısından mezun olduysan günah benim mi? Allah bilir ya hukuk fakültesinden mezun olurken ağlama krizleri tutmuştur. 'Sınıf geçirin de mezun olayım, ileride milletvekili, bakan olayım' diye. Sen sen ol bir daha Anayasa'yı okumadan konuşma. İşte meydanlardayız'' dedi.
Toplantının duyurusu için astıkları afişlerin toplandığını, kent dışından gelen otobüslerin durdurularak engellendiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, hangi baskıyı uygularlarsa uygulasınlar CHP'yi ve milleti susturamayacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, mesai günü olmasına rağmen onbinleri meydana topladıklarını da ifade ederek, ''Eğer biz grup toplantımızı halkla beraber yapıyorsak, eğitim sisteminde getirilmek istenen çağdışı bir anlayışa karşı tavrımızı ortaya koymak için geliyoruz ve yapıyoruz grup toplantımızı burada'' dedi.
Demokrasinin, meydanların rejimi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Televizyonları susturdular, TRT-3'ü kestiler, yandaş medya yarattılar. CHP'nin sözünü kesmek istiyorlar, muhalefete tahammül etmek istemiyorlar ama ne yaparlarsa yapsınlar mücadelemize devam edeceğiz. Bir de bunlar Meclis İçtüzüğü'nü de değiştirip muhalefetin Meclis'te de konuşmasını engellemek istediler. demokrasi anlayışına bakın bunların. Kafasının içinde beyin taşımayanların anlayışıdır bu anlayış. Onun için karşı çıkıyoruz biz buna. Kaba kuvvet uyguluyorlar. Kafasının içinde beyin taşımayanlar kaba kuvvet uygularlar. Kaba kuvvete karşı da direneceğiz. Aklımızla direneceğiz, bilgimizle direneceğiz, demokrasi kültürümüzle direneceğiz. Meydanlardan korkuyorlar, halkın uyanmasından korkuyorlar, doğruların halka anlatılmasından korkuyorlar. Korksunlar, bütün meydanlarda olacağız.
Ne diyorlardı? 'Benim referansım millettir' diyorlardı. Senin referansın milletse gece yarısı niye kanun teklifiyle eğitim sistemini değiştirmek istiyorsun? Bir sorsana millete, milletin görüşünü alsana. Ne yapıldığından milletin haberi yok. Kendi kafasına göre, bir dikta anlayışıyla, bir Nazi anlayışıyla getiriyorlar. Dikta yönetimine sonuna kadar hayır diyeceğiz, diktatör Recep Tayyip Erdoğan'a da hayır diyeceğiz.'' CHP'nin milletin ortak sesi olduğunu, alanı dolduranların da buraya ellerinde CHP değil, Türk bayrakları ile katıldıklarını belirten Kılıçdaroğlu, ''Çünkü bunun bir nedeni var. Milli eğitim sistemi ulusal davamızdır, milli davamızdır. Benim çocuğumun, onun çocuğunun, bir başkasının çocuğunun davası değil, hepimizin, bu ülkedeki bütün yurttaşların ortak davasıdır. Onun için buraya Türk Bayraklarıyla geldik, onun için buraya milli davamıza sahip olmak için geldik'' diye konuştu.
Hangi demokratik ülkede böyle bir garabet vardır?
Eğitim yasasının bir ülkenin geleceğini belirlediğini, bunun için Anayasa'dan daha önemli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bunun bütün dünyada da böyle algılandığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, bu kadar önemli bir konu olması nedeniyle eğitim yasalarının en az 10-15 yıl tartışıldıktan sonra uygulamaya konulması gerektiğini de söyledi. Toplumun her kesiminin yasanın ayrıntıları hakkında bilgi sahibi olmasının da zorunlu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Eğer biz eğitim yasası ile gelecek için aydınlık, çağdaş, özgüveni yüksek gençler yetiştiriyorsak başımın üstüne o eğitim yasası ama özgüveni olmayan, sadece itaat kültürünü özümseyen, hayatı sorgulamayan, aklını kullanamayan, aklını başkalarına kiraya veren bir eğitim sistemini istemiyoruz ve reddediyoruz'' dedi.
''Siyaset kurumunun eğitimle ilgili görevini yapmamasının, ülkeye karşı görevini yapmadığı anlamına geldiğini'' de söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Çünkü siyaset kurumunun temel görevi dünyayı çağdaş anlamda yakalamak, geleceğe güvenle bakan gençler yetiştirmektir, üniversitelerin özerk olmasını sağlamak, temel eğitim dediğimiz bir uygulamayı Türkiye'nin her yerinde eşit uygulamaktır. Bunu yaptığınız zaman bu ülkede gerçek anlamda geleceğe güvenle bakan gençleri yetiştirmiş olursunuz. Hedefimiz, isteğimiz, amacımız bu, kavgamız da bu.
AKP'nin programında yoktu
Şimdi diyeceksiniz ki: Eğitim teklifini veren AKP milletvekilleri eğitimci mi? Hiçbirisi eğitimci değil. Peki eğitimci olmayan bir grup milletvekili benim çocuklarımla ilgili, sizin çocuklarınızla ilgili nasıl bir yasa teklifi verebilir? Hangi demokratik ülkede, hangi çağdaş, gelişmiş ülkede böyle bir garabet vardır? 'Tartışalım' diyoruz. Milli Eğitim Komisyonu'nda günlerce arkadaşlarımız geldiler, konuştular, yanlışlarını anlattılar. Bir kısımın düzelttiler. Sonra baktılar ki iş uzayacak. Recep Tayyip Erdoğan memnun değil. Halk görecek neyin ne olduğunu. O zaman ne yaptılar? Bir gün dediler ki: Bütün AKP milletvekilleri Milli Eğitim Komisyonu'nu işgal edecek'. Geldiler, sıra sıra geldiler, katar katar geldiler. Milli Eğitim Komisyonu'nu işgal ettiler ve CHP milletvekilleri Milli Eğitim Komisyonu'na giremedi.''
Komisyonda hiçbir CHP milletvekilinin söz alamadığını ve konuşamadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''25 maddelik görüşmeyi 20 dakikada sonuçlandırdılar. Baskıyla, şantajla sonuçlandırdılar bunu. Bu ülkede çocuklarına ihanet eden siyasiler elbette hesap verecek. Hesabı halka verecek. Demokratik yollardan bunun hesabını elbette soracağız'' dedi. Zorunlu eğitimi kademeli 12 yıla çıkarmaya ilişkin yasa teklifinin kalkınma, planında, Hükümet programında, ilgili bakanlığın strateji programında hatta AKP'nin programında bile yer almadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, neden böyle aceleci davranıldığını anlayamadıklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, çocuklar üzerinden siyaset yapmanın doğru olmadığını, eğitimin yönünün eğitimciler tarafından belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Meydan trafiğe kapatıldı
Tandoğan meydanına çıkan ana alterler, araç trafiğine kapatılırken, Meydan'a çıkan yollardan sadece yaya geçişlerine izin verildi. Yol boyunca CHP ve Türk bayraklarının asıldığı bölgede ambulans ve sağlık ekipleri de hazır bekledi.
CHP yönetiminin miting şeklindeki grup toplantısı için "CHP değil, Türk bayraklarıyla orada olacağız" çağrısı üzerine vatandaşlar, ellerinde Türk bayraklarıyla alana geldiler. Meydan'a gelen vatandaşlar girişlerdeki arama noktalarından geçirilerek alana alındı.
500 CHP'li genç güvenlik için meydanda
Tandoğan meydanına, CHP Ankara il ve ilçe örgütleri yürüyerek gelecek CHP il örgütleri tarafından oluşturulan kortejler, Beşevler, Maltepe ve Kazım Karabekir olmak üzere 3 ana girişten alana girdiler. CHP'nin gençlik kolları da kortejlere eşlik etti. Yaklaşık 500 CHP'li genç, güvenliğin sağlanması için görev yaptı.
Provokasyon uyarısı yapılmıştı
Öte yandan CHP yönetimi de erken saatlerde alana geldi. Miting alanındaki olası provakasyonlara karşı uyarılarını sürdüren CHP yönetimi, içişleri bakanlığını da göreve davet etti. Alanda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, yaptığı açıklamada Tandoğan Meydanı'ndaki grup toplantınsın duyurusunun yapıldığı andan itibaren çeşitli provakasyonlarla karşılaştıklarını, caddelere asılan duyuru afişlerinin dahi yırtıldığını belirtti. Bugün de Ankara'nın dört bir yanından miting için gelen otobüslerin Ankara'ya girişlerinin engellendiğini söyleyen Tekin, "Bunu şiddetle kınıyorum" derken İçişleri Bakanlığı'nı da göreve davet etti.
Kadın Hakları Platformu destek verdi
TBMM Bulvar kapısı önünde toplanan Haklı Kadın Platformu üyelerine, CHP Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil ve CHP milletvekilleri Gülsün Bilgehan ile Dilek Akagün Yılmaz da destek verdi. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, gruptakiler adına yaptığı açıklamada, teklifin ilgili tüm taraflarca bilimsel veriler değerlendirilerek, TBMM'de karara bağlanması gerektiğini söyledi.
Okul öncesi eğitimin de zorunlu eğitim kapsamına alınmasını isteyen Güllü, "İlköğretime başlama yaşı 6 olmalı. Sekiz yıllık temel eğitim kesintisiz olarak sürmeli. 9-10 yaşındaki çocuklara açık öğretim kapısının açılması kız çocuklarının öğretimi açısında sakınca taşıyor. Tasarı öğrencilerin ortaokula ve liseye geçiş biçimiyle ilgili bir açıklık taşımıyor, geçiş sınavının 9 yaşında başlayacağı endişesi yaratıyor" diye konuştu.
Daha sonra Meclis'in Dikmen kapısı önüne geçen gruptakiler, burada açıklama yapan Eğitim-İş Sendikası üyelerine destek verdi. Sendika Genel Başkanı Veli Demir, teklifin yasalaşması halinde Öğretim Birliği Yasası'nın ortadan kalkacağını, eğitimin paralı hale dönüşeceğini, eğitim yükünün velilerin sırtına yükleneceğini, çocuk işçiliği ve istismarının artacağını ve kız çocukların okullaşma oranının düşeceğini öne sürdü.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Güler de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın teklifin yasalaşması için "Bu işi bitirin" talimatı verdiğini savunarak, "Başbakan yürütmenin başıdır. Yasama organı TBMM'ye emir veremez. Başbakan TBMM Başkanına emir veremez" dedi. Teklifin geri çekilmesi talebiyle topladıkları imzaları TBMM Başkanlığı'na sunan eylemciler, daha sonra CHP'nin mitingine katılmak üzere Tandoğan Meydanı'na yürüdü.
(Dünya Online - ANKA - AA)